Cumhuriyetin'in en yanlış anlaşılan kısaltması: MAH
MİT'İN ATASI SAYILAN TEŞKİLATIN ADI "MİLLİ AMELE HİZMET" DEĞİLMİŞ. SEKSEN YILLIK BİR HATAYI DİKKATLERİNİZE SUNUYORUZ
MAH, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk gizli servisi idi. Atatürk'ün bizzat kurduğu ve kolay okunsun diye MAH rumuzuyla söylenmesi talimatını verdiği MEH, sonra kim olduğu bilinmeyen hayal gücü geniş bir işgüzar tarafından "Milli Amele Hizmet" diye anıldı. Böylece uydurma bir teşkilat ismi çıktı ortaya.
MEH, MAH, MİT ve MAT...
Bu kısaltmalardan en azından üçüncüsü herkesin bildiği bir kısaltmadır. MiT malum olduğu üzere 40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Milli istihbarat Teşkilatının adının kısaltılmış hali. MEH (Milli Emniyet Hizmet) ise Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki devlet ricali tarafından "Mahremdir" ibareli kararnameyle kurulmuş Cumhuriyetin ilk istihbarat teşkilatının adı. Yani MiT'in atası.
Hadi, en kestirmeden söyleyelim. Diğer iki isim ise uydurma. Uydurma isimlerden ilki MAH, yaklaşık 80 yıldır bir yanlış anlama neticesinde "Milli Amele Hizmet" ve "Milli Asayiş Hizmeti" gibi adlarla anıldı. Oysa MAH rumuzu; hem söylenişi kolay olsun, hem de gizli teşkilat MEH'in kısaltması dillere pelesenk olmasın diye kullanılmıştı. Kısaltmada, kulağa hoş gelmeyen MEH'in MAH olarak yazılması emrini, sonradan Atatürk'ün verdiği yolunda bilgilerin bulunduğunu MÎT arşivinden yararlanarak MÎT'in resmi tarihçesini yazan Dr. Erdal îlter'in çalışmasında görüyoruz.
MAT. NEYİN KISALTMASI?
Tarihin tozlu rafları arasında kalan bu gerçek Ferhat Ünlü'nün dumanı üstünde son romanı M.A.T. (Münasebetsizleri Ayıklama Teşkilatı) ile gündeme geldi. Zira bu kitapta da TALiMAT (Taht-ı Âli'yi Muhafaza Asli Teşkilatı), CİN (Cinayet işleri Nazırlığı) ve GEMİ (Gemi Efendileri'nin Muteber İdaresi) gibi birçok uydurma teşkilat adı ve kısaltma var:
"M.A.T isminin MiT'le bir ilgisi var mı?" diye soruyoruz Ferhat Ünlü'ye.
"Romanda savaş taktiklerinin önemli yeri var. Bu yüzden ben MAT'ı bir satranç romanı olarak görüyorum. MAT kelimesini önceden seçmiştim, buna uygun açılım sonradan doğdu. Benim ille de bir şeyi çağrıştırsın gibi bir düşüncem olmadı. Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü çağrıştırdığını söyleyen de var, satranç göndermesi olduğunu düşünen de... Ve tabii MiT'le ilgili olduğunu iddia eden de..."
"Peki romanı yazarken MAH'ın yanlış anlaşılan bir kısaltma olduğunu biliyor muydunuz?" sorusunu yöneltiyoruz bu kez.
"6u konularda araştırma yapan insanlar dahi Milli Amele Hizmet olarak kullanıyordu bildiğim kadarıyla. Ben de sonradan öğrendim. İlginç bir tesadüf oldu" diye söze başlıyor Ünlü ve şöyle devam ediyor:
"Aslında kısaltmalar her zaman istihzaya müsaittir. TALİMAT örneğini ele alalım. Hem taliMAT, yani 'ikindi' MAT, hem de 'direktif'anlamında alabilirsiniz bu kısaltmayı. Romanda TALİMAT'çılar böylesi yanlış anlamalardan çok rahatsız oluyorlar. Çünkü MAT'a karşı çalışıyorlar. Gerçek hayatta da kısa yollar belki zaman kazandırır ama yanılma riski daha fazla. Böyle durumlarda bilgilerin ilk kaynaktan açıklanması önemli."
"Romanınızda da kısa yoldan gitmek istediği için yanlış yapan bir teşkilatın hikâyesini mi anlatıyorsunuz?" diye soruyoruz.
Şöyle cevap veriyor Ünlü:
"M.A.T. yanlış bir rota üzerinde ilerleyen Kader Gemisi'nde geçiyor zaten. Mürettebatın fazladan bir yanlış yapmasına gerek yok. Sakallı Celâl'in Türkler için söylediği "Doğu'ya giden gemide Baü'ya koşanlar" lafı galiba böylesi durumları anlatıyor. Adorno'nun "Yanlış hayat doğru yaşanmaz" sözü de bu noktada önem kazanıyor. Ayrıca gemi Türkiye'yi anlatmak için iyi bir seçimdi. Gemi metaforu, DoğuBan, geçmiş-gelecek ikileminde önemli bir yerde duruyor."
MÎLLÎ AMELE HİZMET DÎYE BİR TEŞKİLAT YOK
Peki MAH nasıl oldu da bir anda "Milli Amele Hizmet" şeklinde anılmaya başlandı. Öncelikle MEH, kısaltması, Arapça'daki ses benzerliğinden dolayı MAH'a dönüş(türül)müş. Ancak MiT'in resmi tarihçesini yazan Dr. Erdal İlter'e göre, "Mim.Elif.Hi" kısaltmasında araya konan noktalar nedeniyle "Emniyet"! okutan Elif'in "A" olarak okunması imkânsız. Şöyle diyor İlter:
"Millî Emniyet Hizmeti" (M.E.H./MAH) adının Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından verildiği bilinmektedir. Gerek, Riyâset'in kuruluşunu bildiren 6 Ocak 1926 tarihli ve Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa imzalı belgede ve gerekse Riyâset'e resmiyet kazandıran 19 Aralık 1926 tarihli ve Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı Bakanlar Kurulu Kararnamesi'nde Teşkilat'ın adı "Millî Emniyet Hizmeti", kısaltması da 'Mim.Elif.Hı.'şeklinde geçmektedir. Kısaltmada, kulağa hoş gelmeyen M.E.H'in MAH olarak yazılması emrini, bilâhare şifahen Atatürk'ün verdiği yolunda da bilgiler bulunmaktadır.
Gizli tutulan Teşkilat'ın adı ve resmi yazılarda bulunan MAH rumuzu, konuyu bilmeyen kişiler tarafından açılarak 'Millî Amale Hizmet', 'Millî Amale Hizmet' ve Millî Asayiş Hizmeti'olarak yanlış şekilde ifade edilmiştir. Bu tabirlere, hiçbir resmi belgede rastianılmamakta ve Teşkilat'ın adı sadece 'Millî Emniyet Hizmeti Riyaseti' olarak geçmektedir.
M.A.T (MÜNASEBETSİZLERİ AYIKLAMA TEŞKİLATI)
Sürekli tuhaf halisünasyonlar gören Selçuk Sanrı çok arzuladığı halde kendini öldürmeyi bir türlü becerememektedir. Sanrı kesin netice almak için beşinci intihar girişiminde Boğaz Köprüsü'nden atlamaya karar verir. Ancak kader bu ya, yine ölmez ve dahası kurtarılarak "cehennemi" bir gemiye alınır.
Kader Gemisi adını taşıyan bu gemiye bilinçli giren başka ilginç konuklar da vardır. Bunlardan biri olan Zahmettin Cumhur TALiMAT adlı örgüt için çalışmaktadır ve gemideki köleleri ayaklandırıp yönetimi ele geçirmekle görevlidir. Cumhur'a, gemiyi ele geçirdikten sonra rotasını önceden belirlenen bir istikamete çevirme talimatı verilmiştir. Casusumuz gemide Fuat Cin adlı bir başka ajanla tanışacak ve ondan yardım alacaktır.
Gemine doğup büyüyen Alarga adlı köle ise gizli örgüt MAT tarafından tuzağa düşürü-lür. Bu arada Selçuk Sanrı da gemideki atmosfere çabucak uyum sağlayacak ve direnişçilerin saflarına katılacaktır.
M.A.T Everest Yayınları