Çocukları ne gibi sorunlar bekliyor?
15 ay erken birinci sınıfa başlayan çocukyetersizlik duygusuyla tanışacak!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimde 4+4+4 düzenlemesine ilişkin yayımladığı genelgeye göre, okula başlama yaşı netlik kazandı. 2012-2013 eğitim yılında yani bu Eylül, ilkokula 2006 yılında doğan çocuklarla birlikte, 2007’nin Nisan ayına kadar doğanlar alınacak. Okul öncesi ana sınıfına ise 2007 nisanından sonra doğanlar ile 2008 doğumlu çocuklar alınacak. Bu da aralarında 15-18 ay fark olan çocukların aynı sıralarda eğitim görmesi anlamına geliyor. Üstelik yürürlükte olan ders müfredatı da 6 yaşını doldurmuş çocuklara göre. Aileler tedirgin. Çünkü uygulama bazı çocukların eğitim hayatının daha başındayken yetersizlik duygusuyla tanışabileceğinin göstergesi.
Uzman pedagog aile ve çocuk terapisti Belgin Temur:
‘Program revizyondan geçmedi, pilot bölge uygulaması da"
Şu an halen yürürlükte olan okul müfredatı 5.5 yaşında okula gidecek çocuklara göre düzenlenmiş değil. Tam olarak 6 yaşını doldurmuş çocuklara yönelik bir program. Birinci sakıncası bu, çünkü program revizyondan geçmedi. Pilot bölge seçilerek denemesi bile yapılmadı. Üstelik direkt uygulamaya girişiliyor. Çocuklar açısından ciddi bir durum bu. İlkokul olgunluğuna erişmek, öz bakımdan dikkat süresine kadar çok önemli. Dolayısıyla yaşı küçük bu çocuklar hali hazırdaki programla zorlanacaklar. Kendi sınıflarında 1.5 yaş büyük olan arkadaşları ise zorlanmayacak. Bu durumda ne olacak? Küçük olanlar eğitim hayatlarının başlangıcında yetersizlik duygusu ile tanışacak. Daha doğrusu göreceli olarak yetersizlik durumu olacak. Kendi yaşıtlarına göre donanımı, bilişimi yeterli ama aynı sınıftaki arkadaşlarına göre kendinden beklenenleri başaramayan çocuklar olabilecekler. Masa başında oturma sürecinden okuma, yazma, aritmetik öğrenimine, okul kurallarına uyulmasına, öğretmeni kabul etmeye kadar kadar pek çok sorun çıkacak. Arkadaşları okumayı sökerken küçükler bunu başaramayacak. Aile baskısı görecekler. Şimdilik bu çok ciddi bir problem gibi görülüyor. Bu sene iki grubun aynı sınıfta olması son derece endişe verici. 2012, 2006 doğumluların okula başlama yılıydı. Düşünün ki, Ocak ayında doğanlarla Ekim-Kasım ayında doğanlar arasında bile büyük farklar oluyor ve o durumdaki çocuklar sıkıntı yaşıyor.
Uzman pedagog aile ve çocuk terapisti Prof. Dr. Bengi Semerci
‘Kendi hırslarımızı kenara bırakıp ona yansıtmamalıyız’
Öncelikle okula başlama yaşı takvim yaşından çok, çocuğun gelişimsel özellikleri ile ilgilidir. Her çocuğun gelişimi aynı olmadığı için akranlar arasında farklar olması normaldir. Gelişim gözönüne alındığında normal gelişim gösteren ortalama çocuk için okula başlama yaşı 72 ay yani 6 yaş olarak belirlenmiştir. 7 yaş okula başlama için geçtir, bu nedenle 7 geç kampanyaları yapılmaktadır. Bu süreç ruhsal, bedensel, nörolojik ve zihinsel gelişimi normal olan çocuklar için geçerlidir. Bazen bu gelişimlerden biri normalin altında, geç ya da fazla olabilir. O zaman karar ona göre verilir. Fiziksel, zihinsel, nörolojik ve ruhsal gelişim olarak hazır olmayan bir çocuğu okula başlatmak, onu kazanamayacağı bir yarışa geriden sokmak ve okul yaşamını en başından başarısızlığa mahkum etmek demektir. Anaokulu ya da kreşten uyarı geldiyse ya da ailenin dikkatini çeken kalem tutmada zorluk, yaşından daha küçük çocuk davranışları gösterme gibi durumlar varsa, fiziksel olarak yaşıtlarından çok küçük kalmış ve bu soruna yol açıyorsa okula başlama kararını bir çocuk ruh sağlığı uzmanına danışmakta yarar var demektir. Ancak çocuğun durumunu sadece doğum ayına göre dikkate almak, çevreden gelen “başlatmayın, ezilir” ya da “başlatın, becerir” gibi uzman olmayan kişilerin sözlerini dikkate almak aileye ve çocuğa zorluk yaratacaktır.
Çocuğumuzun kapasitesini ve yeteneklerini iyi değerlendirerek, kendi hırs ve beklentilerimizi bir kenara bırakabilip, çocuğumuzun doğru zamanda, ona en uygun doğru okula gitmesini sağlayarak iyi bir eğitim almasının yanı sıra mutlu bir çocuk olmasına da yardımcı oluruz.
Bahçeşehir Kolejleri Genel Müdürü Psikolog Demet Köklü:
‘Farklı eğitim verilmeli ve özellikle anne babalar bilinçlenmeli’
Bahçeşehir Kolejleri gelecek eğitim ve öğretim yılında uygulanacak olan 60 ayını dolduran çocuklar için müfredat çalışmalarını girişmiş durumda. Bahçeşehir Kolejleri Genel Müdürü Psikolog Demet Köklü, yeni eğitim sistemine yönelik her okulun geliştirmesini önerdiği projeleri şöyle anlatıyor, “İlk dört yıl, sınıf öğretmenleri, beşinci sınıftan itibaren de branş öğretmenleri derse girecek. Yeni sistemle birlikte öğrencilerin birinci sınıfa başlama yaşı bir yıl öne alınmış oldu. Anne babalar bu konu da özellikle bilinçlenmesi gerekiyor. York Üniversitesi, Virginia Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesinden oluşan bir grup akademisyenle birlikte 5 yaşa özel bir müfredat hazırlıyoruz, sınıf ortamlarını yeniden tasarlıyor ve öğretmenlere yoğun bir hizmet içi eğitim programı hazırlıyor. İlk hazırladığımız programda, küçük motor kaslarını geliştirmeye yönelik kesme, boyama ve çizgi çalışmaları; dil ve matematik becerilerin gelişmesine yönelik ses ve kavram çalışmaları ile özgüven ve kendini ifade etmeye yönelik drama çalışmaları, iletişim ve sosyal becerilere yönelik problem çözme ve düşünme çalışmaları yapılacak. Programımızdan farklı okullarda eğitim gören ya da hiç okula gitmeyen çocuklar da yararlanabilecek. Dünyanın birçok ülkesinde 5 yaşını dolduran çocuklar birinci sınıfa başlıyor. Ancak bunu başaran ülkelerde bu yaş grubu için farklı sınıf, farklı eğitim içeriği ve öğretmen sağlanıyor.