Prof. Dr. Psikiyatr Arif Verimli - Çocuğu sadece anne koruyabilir
Bu yaşanan olaylar kesinlikle istismar değil. ‘İstismar’ denerek olay hafife alınmış oluyor ve aldırılıyor. Burada ise çocuğun cinsel amaçlı olarak kullanımı söz konusu.
Hesabı doğru oransal değil ama sayısal artış var. Özellikle haber kaynakları ve habercilerin artması sayının arttığı izlenimini veriyor. Bunlar hep vardı. Ama adli tıp bünyesinde, psikiyatrinin geçmişinde vardı.
Arka plandaki hastalıklar
Küçük yaşlarda kaçırılan çocuk vakaları büyük ihtimalle pedofilik cinsel amaçlı kaçırmalar ve kesinlikle istismar değil. ‘İstismar’ denilerek bu olay hafife alınıyor. Çocuğu bakkala göndermek, dövmek de istismardır. Oysa burada çocuğun cinsel amaçlı kullanımı var. Pedofili oranı vermek zor çünkü pedofilinin büyük kısmı gizli kapaklı kalıyor. Polise yansıyanları biliyoruz sadece.Genellikle pedofilikler yardım istemez. Meslek hayatımda iki vaka ile karşılaştım. Pedofili her gün her zaman oluşmaz ve dışarıdan anlamak mümkün değil. Pedofilikler sadece konuşma ile anlaşılır. Direkt konuşulur o da kendisi isterse anlaşılır. Bu kişi yanınızda olabilir ama bunu bilemezsiniz bir pedofilik eylem yıllarca sessiz kalabilir. Bir eylemde bulunur arkasından on sene sonra bir daha bulunur. Aradan geçen zamanda normal gibi davranabilir.
Görev annede
Pedofiliden çocuğu koruyacak tek birey anne. Çocuğunu anne korur. Anne uyanık olacak ki korusun. Bu tür olayların olabileceğini düşük olasılık bile olsa düşünecek ve gözünü çocuk üzerinden beş dakika bile ayırmayacak. Kendini koruyamayacak çocuk bakakala bile gönderilmeyecek, köy yeri bile olsa annesinin gözü önünden uzaklaşmayacak, çocuk bahçe ya da kapı önünde oynarken anne bulaşığa girmeyeck. Akraba bile olsa amca oğlu hala oğlunla gönderme konusunda tereddüt edecek. Bu aşırı paranoyak olmak değil gerçekçi olmak. En zoru da bu. Küçük çocuğa neresine dokunulursa ne yapacağını öğreteceksiniz. Bayramda el öpme dahil bu adetlerden vazgeçilecek, kimsenin kapısı çalınmayacak çocuk bayram şekeri için komşuya gönderilmeyecek.
Ender bile olsa başına gelebilir böyle bir olay.
Cinayetler şiddetin eseri - Sosyolog Nilüfer Narlı
Son beş yıldır daha sık olmak üzere çocuklar cinsel saldırı sonrası öldürülüyor. Bu, büyük oranda şiddet motivasyonu ile yapılıyor.
Sayıları giderek artan çocuk cinsel istismarı, pedofili ve cinsel saldırı sonrası öldürülen çocuk vakaları herkesi derinden sarsmaktadır. Tüm bu vakalarda saldırgan, olaydan hemen sonra, yakalanma ya da ihbar edilme kaygısıyla olabildiği gibi, belki de şiddet motivasyonu ve cinsel şiddetin devamı olarak bu çocukları hunharca öldürülmektedir. Elif ve Leyla ve de daha önceki cinayet vakalarında olduğu gibi, cesetlerin eski taş ocağı, boş arsa, mezarlık, kuyu, orman alanı ve açık arazi, kanalizasyon çukuru, çöp bölgesi gibi alanlara atıldığı görülmüştür.
Kız çocukları cinsel obje olarak tanımlanmamalı
Bu vakaların önlenmesi için neler yapılmalıdır sorusu yeni bir soru değil. Son beş yıldır çok daha sık biçimde bu soru soruluyor ve tüm toplum bu konuda seferber olmuş durumunda: Alınacaklar önlemler arasında şunları sıralayabiliriz: Kız çocuklarını cinsel bir obje olarak tanımlama ve bu tür tutumu meşrulaştırmanın önüne geçilmesi; ve çocukların cinsel istismarını dolaylı ve dolaysız olarak teşvik edebilen ataerkil tutumla mücadele edilmesi. Tutumlar ile ilgili bu iki faktör caydırıcı cezaların uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
Pedifilinin tespit edilmesi gerek
Cezalar kadar, cocuk istismarı eğilimi taşıyan ve bu tür suça karışmış kişilerin ve pedofili hastalarının tespiti ve takibi son derece önemlidir. Bu tespit çalışmalarında Avrupa Birliği ülkelerindeki örnek uygulamalara bakılması ve çalışmalar yapılması gereklidir. Aileleri ve çocukları istismara karşı bilgilendirecek eğitim çalışmaları ve kamu spotu ile hızla toplumun bilgilendirmesi önemlidir.
Fiziksel değil zihinsel hadım gerekli - Ceza Hukukçusu Dr. Rezan Epözdemir
Meseleyi hukuki ve normatif düzenlemelele çözemeyiz. Ceza indirimleri kamuoyunda adalet ve hakkaniye duygusunun zedeliyor. Bu nedene zihinsel bir değişim lazım, temel mesele bu.
idam cezası, kimyasal hadım gibi cezalar hiçbir zaman çözüm olamaz. Türkiye’de kimyasal, fiziksel hadıma değil, zihinsel hadıma ihtiyacı var. Çocukları, kadınları ötekileştiren anlayışın değişmesi lazım. Erkek egemen toplumun bertaraf edilmesi lazım. Yine Türkiye’de sıkça idamı tartışıyoruz. Biliyorsunuz İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin Ek 13 nolu Protokolünün Türkiye tarafından 2001 yılında imzalanması ve yasal değişikliklerin 2004 yılında tamamlanması ile birlikte iç hukukumuzda idam cezasını kaldırdık. Bunun yerine Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis cezası ikame ediliyor. Ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum olan bir kimse şartlı salıverilmeye kadar 30 yıl tek kişilik hücrede kalıyor, günde bir saat açık havaya çıkabiliyor. Aslında baktığınız zaman son derece ağır bir infaz rejimi söz konusu.
18 yıl nasıl 9 yıla iniyor?
Hunharca vahşice işlenmiş bir cinayet davasında önce haksız tahrik indirimi ile ceza 18 yıla, sonrasında kamuoyunda iyi hal olarak bilinen takdiri indirimi ile 15 yıla düşüyor. Bir de şartlı salıvermenden ve denetim serbestlikten yararlanmak suretiyle 9 yıl sonra cezaevinden çıkabiliyor. Bu durum kamu vicdanını derinden yaralıyor. Çocuk cinayetlerinde “pişmanım” diyene indirim veriliyor, ağırlaştırmış müebbet, müebbete indiriliyor. İndirimlerle 6 yılda serbest kalıyor sanık. Bu nedene zihinsel bir değişim lazım, temel mesele bu.
Çağdaş hukuk sisteminde bedensel suç bedensel ceza olmaz. İdam cezası infaz edildikten sonra, hukuki sıkıntıların geri dönüşü olmayacak, telafisi olmayan bir ceza. Kimyasal hadım değil, zihinsel hadım olmalı. Kimyasal hadım, ilaçlar ile faillerin cinsel dürtülerinin azaltılmasıdır. Cezaevinde tedaviye tabi tutunca birine zarar verme ihtimali yok. İlaç kesildiğinde kişinin cinsel dürtüleri geliyor. Cezaevinden tahliye olduktan sonra 1 yıl daha ilaç uygulansa da etkisi geçecek. Bu nedenle kimyasal hadım cinsel suçları ortadan kaldıracak bir yöntem olmayacaktır. Cinsel dürtüler bastırılınca suç işleme oranı azalmaz. Mesele kimyasal hadım değil, zihinsel hadım.