Cinayet haberleri izleyemiyorum
Dizideki erkeklerden daha iyi nişancıyım
Dizi çekimi nedeniyle İstanbul-Ankara arasında gidip gelen Seda Bakan, bir yandan da kendisini geliştirmek için oyunculuk eğitimini sürdürüyor. Vizyona giren filmleri kaçırmamaya çalışan Bakan, dünya müziğinin de yakın takipçisi... Genç yaşında başarılı projelerde yer almasını “piyango bana vurdu” diye espriyle yanıtlayan Bakan ile dizi setinde konuştuk...
Behzat Ç. ekibine nasıl dahil oldunuz?
Aslında daha önce bir polisiye dizide (Pars’ta) oynadığım için yeni bir polisiyede oynamayı düşünmüyordum. Ama senaryoyu okuyunca çok hoşuma gitti. Ayrıca, Serdar Akar’la çalışacak olmak her oyuncunun hayalidir herhalde.
* Dizi çekimlerinde doğaçlama yapıyor musunuz?
O Allah’ın emri oluyor zaten! Ben özellikle Harun’la olan sahnelerimde yapıyorum.
* Canlandırdığınız Eda ile sizin örtüşen taraflarınız var mı?
İçimde bir Eda var ki, böyle bir kadını oynayabiliyorum. Ama tabii bu benim çok diplerimde bir yerde. Ben mesela, cinayetlerle uğraşabilecek biri asla değilim. Çok hassasım, cinayet haberleri bile izleyemiyorum; gazetelerin 3. sayfalarını bakmadan geçiyorum...
‘Gerçek hayatta polis olamazdım’
* O zaman polis olamazdınız yani?
Kesinlikle olamazdım. Hele cinayet büro, hiç bana göre değil... Mesela Eda çok nazik, kibar biri ama Seda her zaman nazik ve kibar bir kız olamıyor (gülüyor). Benim inişlerim, çıkışlarım var; her zaman tepkilerim tutmayabiliyor. Eda daha düz, hangi olaya ne tepki verebileceği belli. Eda’ya göre Seda daha çılgın...
* Nişanlısı aldattı Eda’yı. Seda böyle bir durumda nasıl davranırdı?
Ben nişanlanmazdım. Seda olarak hayatımın şu döneminde evlenmek gibi bir fikrim yok. Ayrıca Selim kendini belli eden bir tip. Eda saf bir kız. Ben öyle birinin beni aldatabileceğini çakardım. Gözleri fıldır fıldır. “Böyle bir adamla nişanlanılır mı” derdim...
‘Ankara ilk başta çok karanlık gelmişti’
* Erkeklerin olduğu bir büroda tek kadın çalışan Eda. Böyle bir ortamda Seda çalışabilir miydi?
Çalışırdım. Üstelik Eda’dan daha iyi herkesle anlaşır, samimi olurdum.
* Ya argo konuşmalar, küfürler?
Ben çok rahatsızlık duymam. Çünkü artık o rutine binmiş oluyor, doğal geliyor. Ayrıca her söyleneni algılamayacaksın.
* Behzat gibi bir patronla çalışabilir misiniz?
Direkt çalışırdım. Çalışması zor gibi görünen ama aslında kolay biri. İnişleri çıkışları var ama bunu işine fazla aksettirmiyor. Adamı çok normal değerlendirmemek lazım. Bunun bilincine vardığında zaten sorun olmaz. Aslında Behzat Ç. kadınlara karşı duyarlı bir adam. Hassas bir adam aynı zamanda, çok aşırı duygusal.
* Ankara’da yabancılık çektiniz mi?
Ne yalan söyleyeyim, bayağı yabancılık çektim. Annemin iş hayatı Ankara’da geçmiş. Anneannemler burada oturmuşlar. Ben Ankara’ya bir kere çocukken gelmiştim ve hatırlamıyordum. Ankara’ya geldiğim zaman ilk “Su yok mu” diye sordum, beni Kuğulupark‘a götürdüler... Ankara’ya alışmanın bir süreci var bence. Şu anda Ankara’yı çok seviyorum. Geçen sene geldiğimde Ankara bana karanlık geliyordu. Ama sonra çok sevdim. Çok güzel ortamlar var, arkadaşlıklar çok güzel. Eğlence yerlerini sevdim. Bir tek balıkçılar bana göre değil. Ankaralılar alınmasın ama İstanbul’daki balığın tadını Ankara’da bulamadım.
‘Johnny Deep’in hastasıyım’
* Diziden önce silah kullanmayı biliyor muydunuz?
Önceki dizide kullanmıştım. Behzat Ç.’nin çekimleri başlamadan poligona gitmiştik atış yapmaya. Erkeklerden daha iyi atış yaptım. Kimse inanmıyor (gülüyor). Pars’ta da öyleydi. Önceki hayatlarımda nişancı mıydım acaba? (gülüyor)
* Polisiyeye özel bir merakınız var mıdır?
Özel bir merakım yok, daha çok romantik filmleri severim.
* En beğendiğiniz oyuncu?
Johnny Depp’in hastasıyımdır.
* Komedi mi dram mı?
Bir komedide oynamak istiyorum; ben de komiğimdir.
‘Sevgilim oyuncu değil’
* İstanbul’da ailenizle mi kalıyorsunuz?
Ailem İzmit’te yaşıyor. Ben, Zekeriyaköy’de iki kız arkadaşımla beraber kalıyorum. Ama hepimiz koşturduğumuz için çoğu zaman birbirimizi göremiyoruz.
* “Oyuncu olacağım” dediğinizde ailenizin tepkisi?
Bilmedikleri bir alan olduğu için başlarda huzursuz oldular. Hâlâ annem akşamları arar “Yemek yedin mi, hava soğuk, hasta olacaksın...” Şimdi bu konuda endişeleniyorlar.
* Sevgiliniz var mı?
Var. Bu işlerle de hiç alakası yok, ayrı bir sektörde. Bence böyle olması daha iyi.