Gazete Vatan Logo

Çay içerken ´bedavaya´ İngilizce öğreniyorlar

´Arabic Spoken´ ile yakında Arapça da konuşacaklar

İngilizce öğrenmek ya da pratik yapmak istiyor ama bunun için vaktim de param da yok diyorsanız Beyazıt’taki “English Spoken Cafe”ye gitmeniz yeterli. Burada tüm garsonlar İngilizce konuşuyor. Üstelik yabancı uyruklu moderatörler de müşterilerle İngilizce iletişim kuruyorlar. İşin en güzel yanı, bunun için herhangi bir kurs ücreti ya da aidat talep edilmemesi. Masalardan birine oturup bir çay söylemeniz yeterli. Kafenin müşterileri arasında öğrenciler de, 50 yaşında İngilizce’ye meraklı olanlar da var.

Normal bir kafe ortamı...Tek farkı siparişlerin sadece İngilizce konuşan garsonlar tarafından alındığı bir yer olması. Yabancı uyruklu moderatörler de müşterilerle İngilizce diyalog kurmaya çalışıyorlar. “Burada Türkçe yasak” tâbirinden bir durum söz konusu olmasa da, moderatörler müşterileri sürekli İngilizce iletişime teşvik ediyorlar. Kafenin işletmecisi olan Altan Çarıkçıoğlu sekiz senedir İngilizce eğitmenliği yapıyor. Çarıkçıoğlu, İngilizce öğrenememenin nedeninin konuşma pratiği yapmamak olduğunu görüp bu tarz bir kafe açmaya karar vermiş. Altan Çarıkçıoğlu İngilizce konuşmayı gitar çalmaya benzetiyor, “Gitar çalmak isteyen insan bütün notaları ve akortları bilebilir ama pratik yapmadıkça ve sürekli çalışmadığı sürece gitar çalmayı beceremez” diyor.
Ders ortamından ziyade kendilerini sosyal bir ortamın içinde bulan müşteriler, Türkçe bilmeyen moderatörlerle karşılaştıkları için kendilerini İngilizce konuşmak zorunda hissediyor. Yaklaşık bir senedir açık olan “English Spoken Cafe” gelenlere bir bardak çay parasına İngilizce öğrenimi vaat ediyor.

İhtiyaç anında masalardaki sözlüklerden yararlanılıyor

Masalardaki İngilizce-Türkçe sözlüklerden bilmediğiniz kelimelere bakıyorsunuz. Böylece hem arkadaşlarınızla vakit geçiriyor, hem de dil pratiği yaparak dilinizi geliştiriyorsunuz. Çarıkçıoğlu bu durumu şöyle ifade ediyor, ”Bir üniversite öğrencisi yurt dışına gidip İngilizce pratiği yapabilmek için binlerce dolar para biriktiriyor. Oraya gidince de çalışmak zorunda kalıyor ve kazandığı paranın hepsini zaten orada tüketiyor. Hem zamanlarından, hem de paralarından oluyorlar. Sonuçta orada yapmak istedikleri yurt dışında bir arkadaş ortamı edinip onlarla muhabbet etmek ve bu yolla dillerini geliştirmek. Sürekli İngilizcenin konuşulduğu bizim kafemiz gibi yerlere düzenli olarak gelen bir insanın dil pratiği sürekli devam eder. İngilizceyi dinler ve konuşur.”

Kafeye devamlı gelip, 50 yaşında İngilizce öğrenenler de var

English Spoken Cafe’ye sadece öğrenciler uğramıyor; orta yaştaki insanlar da şaşırtıcı bir biçimde ilgi gösteriyor. Gelenler arasında savcılar, polisler, iş adamları da var. Örneğin, kafenin devamlı müşterisi olan Recep Ali Yeşilyurt başlangıçta İngilizce bilmeyen 50 yaşlarında bir vatandaşmış. Kafeye ilk geldiğinde söyleyebildiği tek şey “Tea please” (çay lütfen) imiş. Üç- dört ay sürekli buraya gelip, elinde sözlükle sohbetleri dinleyerek kesintisiz olarak konuşulanları anlamaya ve kendi yaşına göre iyi bir İngilizce’yle konuşmaya başlamış. Altan Çarıkçıoğlu, “İngilizce her dil gibi havada uçuşan seslerden ibaret. O sesleri alırsınız ve karşıya aynı şekilde gönderirsiniz. Recep Ağabey de bu dili bu şekilde edindi. İddia ediyorum ki, Türkçe konuşan herkes İngilizce de konuşabilir. Dil yeteneği diye bir şey de yoktur, bana sorarsanız. Ezbere dayalı eğitim yüzünden insanlar yeterli derecede İngilizce öğrenemiyor” diyor.
Kafede çalışan 3-4 kişiden biri olan garson Furkan Yaşar, İngilizce’yi burada öğrenmiş. Gerek Altan Çarıkçıoğlu’ndan aldığı ufak tefek bilgiler, gerekse kafede hep İngilizce konuşulması sonucunda, o da kendini ifade edebilmeyi başarmış. O kadar ki şimdi, İngilizce espiriler bile yapıyor.

Elinde tespihle İngilizce konuşan Türkler şaşırtıyor

Her gün en az bir yabancı moderatör 17.00- 19.00 ve 19.30- 21.30 saatleri arasında kafede bulunup müşterilerle İngilizce iletişim kuruyor. Altan Çarıkçıoğlu, “Cuma günleri içinde müziğin olduğu bir aktivitemiz var. Moderatör arkadaşımız müşterilerle konuşurken bir yandan da müzisyen arkadaşımız İngilizce şarkısını söylüyor. Hem dil pratiği, hem de eğlence oluyor. Ayrıca 2-3 haftada bir arkadaşlarımızla birlikte Boğaz turuna gidiyoruz. Bizi İngilizce konuşurken görenler şaşırıyor. Kılığımızdan, duruşumuzdan Türk olduğumuz anlaşılıyor çünkü. Aramızda elinde tespih olan arkadaşlarımız da var. Bu halimizle İngilizce konuşmamız insanların ilgisini çekiyor” diyor.

“Arabic Spoken”la yakında Arapça da konuşacaklar

Çarıkçıoğlu, özellikle Beyazıt çevresinde Arapça öğrenmeye karşı yoğun bir talep olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle yakında haftanın iki gününü Arapça konuşmak isteyenlere ayıracaklar. Etkinliğin adı “Arabic Spoken Club” olacak... Yoğun işleri dolayısıyla kafeye sürekli gelemeyenler için kafenin internet sitesinden veya facebook sayfasından kafedeki konuşmaları canlı takip edebilme imkanı da var.

( www.englishspokencafe.com )

Haberin Devamı