Bu yüzyılın kaşifi bir Türk: Erden Eruç

Erden Eruç 43 yaşında... Seattle'da yaşayan bir Türk. Boğaziçi Üniversitesi'nin de dahil olduğu iyi okullardan iyi derecelerle mezun olmuş, yıllarca Amerika'da çeşitli firmalarda teknik danışman olarak çalışmış bir mühendis aslında Eruç... Ama aynı zamanda 11 yaşındayken babası ile beraber Erciyes'e tırmanan ve o günden bugüne başta dağcılık olmak üzere sporun pek çok dalında yarışmış, ödüller ve diplomalar almış komple bir sporcu...

40'lı yaşlara geldikçe hepimizin kendi kendine sorduğu bir dizi soru var: "İyi okullarda okudum, iyi işlerde çalıştım, iyi kazandım, bir kısmını biriktirdim... Tamam da nereye gidiyorum? Nedir hayatımın anlamı? Yapmak istediklerim bunlar mıydı sahiden?"

Projesinin adı "Altı Zirve"
İşte Erden Eruç da bu sorularla kendini ilk sözlü sınava aldığında, aşıl yapmak istediğinin bir dünya turuna çıkmak olduğuna karar vermiş. Hiçbir motorlu araçla seyahat edilmeyen, yüzde yüz insan gücüyle gerçekleştirilecek ve yıllar sürecek bir dünya turuna ama... Bu rüyasını ilk olarak 1997 yılında yakın dostlarıyla paylaştı genç mühendis. Ama gündelik hayat her türlü detayıyla sürüyor, hayalleri sürekli erteliyordu. "Ancak gerçek bir acı insanı olgunlaştırır" derler...

2002 yılında yaşadığı acı olay da Erden Eruç'un, hayatinin dümenine geçmesinde etkili oldu. Hocası, ustası, dostu, her şeyi Göran Kropp'u birlikte yaptıkları bir tırmanışta kaybedince daha fazla beklemeden rü yaşını sahneye koyma kararı aldı.

Projesine "Altı Zirve" adını verdi Eruç... Yeryüzünün altı farklı kıtasında en yüksek altı dağa tırmanacak, bu zirveler arasındaki mesafeleri kano ve bisikletle geçmeyi deneyecekti. Böylesi zor bir yolculuğa daha önce kalkışan tek bir Ademoğlu çıkmamıştı. Eruç'un amacı, daha önce en derin okyanusundan en yüksek dağına kadar her köşesi karış karış keşfedilmiş, hatta belgeselciler tarafından hallaç pamuğu gibi atılmış şu ihtiyar dünyada bir ilki başarmak ve okul kitaplarına geçebilmekti. "Okul kitapları" diye ısrarla vurguluyorum çünkü çocuklar çok önemli Erden için... Sekiz yıl sürecek yolculuk boyunca geçtiği yerlerde okullara uğramak, kendini tanıtmak, rüyasını anlatmak istiyor. Onların heyecenına katıldığım güzelim çocuk gözlerinde görmeyi arzuluyor...

1 Şubat 2003'te Seattle'dan Alaska'ya doğru bisikletle yola çıktı kahramanımız... Hedef Kuzey Amerika'nın en yüksek noktası olan Mount McKinley'deki Denali zirvesiydi. Dağın eteklerinde günlerdir pedal bastığı bisikletinden indi, tırmanışı gerçekleştirecek ekiple buluştu ve 29 Mayıs 2003'te ilk zirvesine bayrağı dikti. Oradan tekrar Seattle'a, evine döndü. Bisikletle tabii...

Şu anda büyük maceranın ikinci aşaması yaşanıyor. 3 Ekim 2004'te Seattle'dan bisikletle hareket eden Erden, Florida kıyılarına doğru pedal basıyor. Buradan 2005'in ilk gününde kanoya atlayacak, kürekle güneye yönelecek, Panama Kanalı'nı geçtikten sonra Ekvador'da karaya çıkacak. Sonrası bisikletle Arjantin yolculuğu ve Güney Amerika'nın en yüksek noktası Aconcagua'ya tırmanış...

Ardından yemden Ekvador'a dönüş, Pasifik'i kürekle geçip Okyanusya'nın zirvesi Irian Jaya'ya tırmanış... Oradan kürekle Hindistan kıyıları, bisikletle Nepal ve Everest tırmanışı...

Afrika kıtasını ve efsanevi Klimanjaro'yu takiben Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Akdeniz'in geçilişi, Türkiye üzerinden bisikletle Rusya ve nihayet Avrupa'nın en yüksek dağı Elbruz'un zirvesi...

Dönüş yolunda Akdeniz'i ve Atlantik Okyanusu'nu boydan boya geçecek olan Erden Eruç, 2011 yılında 50 yaşında bir adam olarak Amerika'nın doğu kıyılarına varmayı planlıyor.

Her fırsatta anlatıyor
Bu inanılmaz macerayı şuracıkta birkaç satıra sığdırmaya çalışırken bile yoruldum doğrusu... Kimbilir bu gerçek sporcu, onca yolu tamamen bedeninin, ruhunun ve aklının gücüyle yutmaya çalışırken ne güçlüklere göğüs gerecek? Neler geçecek başından? Onun için bir rüya olan bu yolculuğun, izlendikçe dünya çocukları açısından olağanüstü bir eğitim fırsatı olacağına inanıyor Erden Eruç... Bunun için www.around-n-over.org adlı bir internet sitesi kurmuş. Ömre bedel yolculuğunda yaşadıklarını bulabildiği her fırsatta anlatıyor.

Biz sıcacık evlerimizde ayaklarımızı uzattığımız yerden National Geographic ya da Discovery izlerken, yeryüzündeki tüm sırların çözüldüğünü, bütün kaşiflerin geçmiş yüzyıllarda yaşadığım, coğrafya kitaplarına eklenecek bir şey kalmadığını düşünüyorduk. Hatta "Tarih bitti" diyenler bile oldu bir ara... Bugünün insanı için bilgisayar ekranının başına geçmekten başka yapacak iş yokmuş gibi geliyordu hepimize... Öyle değilmiş.

Bayanlar, baylar... Lütfen ayağa kalkın ve alkışlayın.... 21. yüzyılın yürekli bir kaşifi var karşımızda: Erden Eruç...