Bu sene oruç tutacağım
´Konuşulmadığımda rahatsız oluyorum´
Bizler onu sarışın sosyetik güzel olarak tanıdık. Her yaptığı, her giydiği olay oldu. Gazeteler, dergiler onu manşete taşımayı çok sevdi. Ama aslında o bize tanıtılandan farklı biri; kendi başına ayakta duran güçlü bir kadın. Sürekli çalışıyor ve birçok konuda kendini geliştirmeye devam ediyor... Oldukça soğuk ve karlı bir günde Ivana Sert ile buluşmak üzere yola çıktık. Meşakatli bir yolcuğun ardından Ivana Sert’in güzelliği ve sempatisi içimizi ısıttı. Sert, yakından da çok güzel, ayrıca çok doğal ve sempatik. Çekimden çekime koştuğu temposu içerisinde bize vakit ayırdı ve Türkiye’ye olan aşkından tutun, hayata dair kırgınlıklarına kadar birçok konuyu bizimle paylaştı...
* Bugün Ne Giysem ikinci sezona başladı, çekimler nasıl gidiyor?
Çok güzel gidiyor. Programımız Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da izleniyor. Bir süre önce elemeleri Almanya’da yaptık, ilgi çok fazlaydı. Her şey gün geçtikçe daha da güzelleşiyor. Bu sezon ekibimize Özge Ulusoy eklendi, gayet mutluyuz. Ayrıca ikinci sezonda yarışmacılarda inanılmaz değişiklik olmuş, karşımıza bayağı farklı gelmeye başladılar. Çok başarılılar ve derslerine iyi çalışmışlar. Biz de karşımıza çıktıklarında çoğuna “bizimlesin” diyoruz. Bu yüzden bu sezon yarışma daha zor geçecek.
* Her hareketiniz olay oluyor, sürekli gazete manşetlerdesiniz, rahatsız oluyor musunuz?
Ben artık, konuşulmazsam rahatsız oluyorum. Bakıyorum bir süre konuşulmuyorum, bir yerde hata mı var diye düşünüyorum. Şaka bir yana, o kadar alıştım ki rahatsızlık duymuyorum. Yapabileceğim bir şey yok, o yüzden hayatın keyfini çıkarmaya çalışıyorum.
* Peki üstünüze yapışan ikoncanlık?
O da beni hiç rahatsız etmiyor. Aslında bu terimi nasıl algıladığınıza bağlı. Ben ikoncanlığı stil sahibi, kendine güvenen ve başarılı bir kadın olarak algılıyorum. Bana göre bir yaşam şekli, tümüyle değerlendirilmesi gereken bir durum, o yüzden hiç rahatsız olmuyorum. Ancak beni başka kimselerle kıyasladıklarında rahatsız oluyorum ve başka yönlerimi ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin, tasarımcılığımı ön plana çıkartıyorum. Ben kendime bir çizgi çizdim ve başarılı olmak için çalışıyorum. “Bugün Ne Giysem” kendimi ifade etmem konusunda bana yardımcı oldu diye düşünüyorum.
* Tasarımlarınız nasıl gidiyor?
Mağaza çok iyi gidiyor, çok mennumum. 2012 yılı için yaz kreasyonu hazırladım, çalışmaya devam ediyorum. Benim mağazama “ikon store” denebilir. Sadece benim tasarımım yok, başka tasarımcıların ürünleri ve dünyaca ünlü markaların hiçbir yerde bulunamayacak ürünlerini benim mağazamda bulabilirsiniz.
* Peki Nişantaşı Atiye Sokak’ın sizin mağazanız yüzünden trafiğe kapatıldığı söyleniyor. Doğruluk payı var mı?
Ben de buna benzer söylentiler duydum. Ama Atiye Sokak’ın kapatılma projesi uzun süredir gündemdeydi, hatta birçok insan uzun zamandan beri bunu bekliyordu. Ama benim şansıma mağazamın açıldığı döneme denk geldi. Sadece şans. Doğru zamanda, doğru yerde butik açtığımı düşünüyorum.
* Piyano, ses eğitimi almışsınız, birkaç dil biliyorsunuz, oldukça donanımlısınız ve sonunda mankenlikte karar kılmışsınız...
İnsan sanatın bir dalıyla uğraşıyorsa bence diğer dallarına da yeteneği oluyor. Ama tabii ki kendini geliştirmesi gerekiyor. Piyano ve müzik eğitimi aldım. Ama mankenliğe geçtim, mankenlik de çok güzel.
Yatakta oğlum Ateş’le uyanmaktan daha güzel bir his yok
* Bir gününüz nasıl geçiriyor?
Çok çalışıyorum. Başka hiçbir şey yapamıyorum. Aslında şikayetim yok ama oğlumla daha fazla vakit geçirmek istiyorum. Bütün boş vakitlerimi ona ayırıyorum. Gece kaçta yatarsam yatayım Ateş uyandığında onunla uyanıyorum. Aynı yatakta uyanıyoruz. Bundan daha güzel bir his olamaz.
* Spor yapmıyor musunuz?
Şu sıralar çok fazla vakit bulamıyorum. Dans yarışması vücudumu çok forma soktu artık spor yerine dans etmeyi düşünüyorum. Kick-box, pilates, cardio, yoga yaptım ama bu zamana kadar en çok dansın etkisini gördüm. Dans, şahane bir şey. Bundan sonra da hayatımda dans olacak ama şu aralar çok yoğunum.
14 yıl önce Türkiye’ye geldiğimde şok oldum
* Ülkemize geliş hikayenize dönelim... Türkiye’ye mi aşık oldunuz yoksa aşık olup da mı burada kaldınız?
Yurdal’a aşık oldum, o yüzden Türkiye’de kaldım ama sonra Türkiye’ye de aşık oldum. Aslında başlangıçta buraya gelmek istemedim. 14 sene önce iş için Türkiye’ye gelirken annem çok endişeliydi. Çünkü Sırbistan’da Türkiye için, bir deveye kız satılır gibi saçma sapan inançlar vardı. Güzel, sarışın bir kızın oraya gitmesi korkunç bir şey diye bakıyorlardı. Orta Doğu ülkeleri gibi görülüyordu. Ben de hiç gelmemiştim ve öyle düşünüyordum. Geldiğim zaman şok geçirdim. Asıl biz ne kadar geri kalmışız diye düşündüm... Ama şimdi bu ülkeye aşığım.
* En çok neyini seviyorsunuz?
Ben bu ülkeyi, insanlarını, gelenek ve göreneklerini yani her şeyini çok seviyorum. Mesala bu sene oruç tutacağım, bunlar benim için önemli. Ama tek kelime olarak sorarsanız; enerjisi derim. İnsanlardaki, şehirdeki, yaşamdaki enerjiyi çok seviyorum. Sonra insanlardaki sıcaklık, temizlik bunları beni çok etkileyen şeyler. Ekonomik standartları biraz daha düşük, halktan olan insanları daha çok seviyorum. Çok temiz kalpli oluyorlar, onlarla çok iyi anlaşıyorum. Bazen para insanı bozuyor. Anadolu’yu gezmek, insanını tanımak çok istiyorum.
* Bir gün her şeyden sıkılıp Sırbistan’a geri dönebilirim diyor musunuz?
Hiç düşünmüyorum. Aslında Sırbistan da güzel bir ülke. Doğduğum, büyüdüğüm kendi ülkem ama yine Türkiye’yi bırakmaya hiç niyetim yok.
Sırbıstan’da üç gün kalıyorum, sonra sıkılıp İstanbul’a dönüyorum. Ben artık kesinlikle Türküm. Arkadaşlarım “Ivana sen bizden daha fazla Türk oldun” diyorlar. Ben sizlerden daha fazla Türk’üm, buna inanın.
Yaşadığım olaylar sayesinde, hayatta kimseye güvenmemem gerektiğini öğrendim
* Ivana Sert nasıl bir kadın?
Çok yumuşak, duygusal bir kadınım, özellikle aile ve çocuk konularında çok hassasım. Aynı zamanda hırslı, disiplinli, çalışkanımdır. Beni çölde bırakın, su çıkartırım. Ancak hırsım kendimle, kimseye zararım olmaz. Dedikodu, arkadan konuşma sevmem. Şuna inanıyorum; iyi düşünürsen iyi, kötü düşürsen kötü enerji sana geri gelir. Herkese en iyi şekilde davranıyorum ama kapalı bir kişiliğim var, özellikle son zamanlarda kendimi dışarıya kapattım.
* Neden?
Bu hayatta kimseye güvenmemek gerektiğini yaşadığım olaylarla öğrendim. İnsanlar çok kolay yalan söylüyor, ben yalanı hiç sevmem. Onun için özel hayatımı kimseyle konuşmazsam kendimi bir anlamda korurum gibi geliyor. En az zararla atlatırım diye düşünüyorum. Dost bulmak gerçekten çok zor, insanın şanslı olması gerekiyor. Maalesef kıskananlar oluyor, çekemeyenler oluyor. O yüzden kimseyle özel hayatımla ilgili şeyleri konuşmamaya çalışıyorum.
* Eşinizle ilgili olayları kastediyorsunuz... Eşinizle barıştınız mı?
Böyle bir şey yok. Yargı süreci zaten devam ediyor, o yüzden bu konularla ilgili çok konuşmak istemiyorum.
* Ama belli ki çok kırgınsınız...
Evet çok kırıldım. Çok acılar çektim ve büyük haksızlığa uğradım ama benim içim çok rahat, herkes kendini bilir. En önemlisi Allah her şeyi biliyor, için temiz olsun o yeter. Tüm yaşadıklarımın beni bu noktaya getiren bir basamak olduğuna inanıyorum. Mutluluk ve sağlık olsun tüm kötülükler atlatılır, diye düşünüyorum. İnsan şunu unutmamalı, bu dünyaya tek başına geldik tek başına gideceğiz. Gerçi benim herşeyim oğlum var, onun dışında tek başınayım. Yaşadığım olaylar bana kimseye güvenmemeyi öğretti.
* Ama olayın etkilerini atlatmış gibi duruyorsunuz....
Evet atlattım, çalışma temposu bana çok iyi geldi. Kafamdan olayları atmamı sağladı. Tabii ki çok kötü günler geçirdim, tabii ki çok ağladım isyan ettim ama işlerim bana güç verdi. Yok Böyle Dans ve Bugün Ne Giysem bana büyük enerji verdi. Şimdi gayet iyiyim.
* Gündeminizde başka projeler var mı?
Televizyonu çok seviyorum, kamera karşısında çok doğalım ve o yüzden televizyonda kalmak istiyorum. Moda, tasarım benim için bir tutku, bunlar hayatımda hep olacak ama televizyonda devam etmeyi düşünüyorum. Bunun için biraz daha Türkçemi düzeltmem gerekiyor. Birçok insan bu tarz konuşmanın bana yakıştığını söylüyor ama ben yine de Türkçemi ilerletmek istiyorum. Bazen bir şey anlatmak istiyorum anlatamıyorum, bunun sıkınıtısını çekiyorum.
* Oyunculuk mu düşünüyorsunuz ?
Tabii ki olabilir ama ben daha çok “talk show” tarzı bir program yapmak istiyorum. Dizi olsa işim daha kolay, ezberlerim oynarım. Zaten küçükken tiyatro eğitimi de aldım ama ben canlı yayınlar yapmak istiyorum.