Bu albümde sesimin gerçek rengi var
Türk pop müziğinin kilometre taşlarından Nükhet Duru ile Avrupa Müzik’ten çıkan son albümü ‘Aşkın N Hali’ vesilesiyle görüştük. İlk defa cover bir albüm yapan Duru, sesiyle yine büyülüyor.
Aşkın N Hali’ derken neyi vurgulamak istediniz, Nükhet’in ‘n’si mi?
Benim yorumumla Aşkın Nükhet hali birinci mânâ, ikinci mânâ yalnızlığı anlatıyor. Aşk biliyorsun cici bir çocuk değildir. Acıtır, keser, ağlatır, kanatır, o hallerin süzmesinin şarkılar var. Onun için ‘Aşkın N Hali’ dedim.
Sizin belli bir tarzınız var… O yüzden eski şarkılardan hangisini okusanız yeni kılıyorsunuz, bu çok önemli bir özellik. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Meslek sırrı desem (gülüyor). Böyle bir cover albümü ilk defa yaptım. Tek tük saygı albümlerim de var. Onun dışında hep özgün üretim için çalıştım hayatım boyunca. Müzikal hayatımda ilk kez böyle bir albüm oluyor ve bu bir nostalji albümü değil. Çünkü içinde 6 -7 tane yeni sayılabilecek arkadaşlarımdan okuduğum şarkılar var. Bir diğeri de; eskiden beri çok sevdiğim şarkıların bulunması. Duygularımı kendi karizmatik tarafımla yansıtmak istedim. Tamamen kendi üstüme giyindiğim için benimsediğim şarkıyı, işte o ‘kendinizin kıldınız’ sorusunun cevabı bu oluyor. Aslında öyle olabileceğine inanmazsam o şarkıyı söylemem. İçimde hissetmem lazım. Yazanın da besteleyenin de o duygularını, sevincini, taşkınlığını ya da hissini tamamen özümsemem lazım. O zaman o şarkı benim olabiliyor. Ya da ben o şarkının kendisi olabiliyorum.
Albümde kimlerden şarkı var?
Şebnem Ferah, Halil Sezai, Cem Adrian, Ferdi Özbeğen, Tanju Okan, Ali Kocatepe gibi çok değerli müzisyenlerin eserleri var.
Aynada bile tekrarıma tahammülüm yok
Bu albümün devamı gelecek mi?
Gelsin istiyorum ama aynısını asla yapmam. Hiçbir şeyin aynısını yapmam biliyorsun. Çok meşhur bir lafım var; aynada bile tekrarıma tahammülüm yok. Şu hayattan gidene kadar müzik ve sanatla meşgul olmak istiyorum. Beni en mutlu eden ve etrafımı da en mutlu edebildiğim, yaptığım şey bu.
Tarz olarak Türk Sanat Müziği, arabesk, Türk Halk Müziği türü şarkılardan da albüm yapacak mısınız?
Onlardan da yapacağım. Yine cover olabilir ama başka bir şekilde.
Ajda bir tanrıça
Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer, Selda Bağcan ve Zerrin Özer ile dostluğunuz nasıl?
Hepsiyle çok iyi dostluğum var. Selda (Bağcan) zaten benim canım. Haftada bir, ya da on günde bir mutlaka yemeğe çıkarız. Zerrin’i tanıyıp sevmemek mümkün değil ama o da kendine kötülük eden, zarar veren bir kız. Çok hassas, ama ne kurma... Nilüfer güvercinim. Sezen aynı şekilde serçem, ben de onların tavus kuşuyum, böyle yürüyüp gidiyoruz.
Ajda’ya ne diyorsunuz?
Ajda tanrıça, o kesin. Mitolojik çağda olsaydı Ajda tanrıça olarak algılanırdı.
70 yaşında sahneye çıkıp hoplayıp zıplamak zor değil midir?
O bilmiyor bunu, küçük bir genç kız gibi o, “24 saattir çalışıyorum biliyor musun” dedi bana bugün.
Yeni proje var mı?
Evet, Erol Evgin ile birlikte bu yaz Bodrum da ikili çıkmayı düşünüyoruz. Teklif geldi, buluşup konuşacağız.
Oğlum benim hayata tutunma sebebim
Bu albümde Tanju Okan’ı da anıyorsunuz...
O şarkıyı söylerken içtim... Onu hissetmek istedim, verin bakayım bana bir kadeh şarap dedim, Tanju Okan nasıl duygulanıyordu diye. Sonra gözümün önüne geldi beraber çalışmalarımız, bana çok el vermişti. “Bu kıza dikkat edin, bu kız iyi şarkıcı, sakın ha duymayayım azarladığınızı” derdi. Kovulurdum sürekli ben.
Geçekten mi?
Vâllahi. Geç kalırdım işe, çünkü iki, üç iş yapardım. Oradan oraya yetişene kadar sıramı kaçırırdım. “Sakın hâ, benim çalıştığım yerde bu kız kovulamaz” derdi… Canım benim, ruhu şâd olsun.
Albümü oğlunuz Cem’e ithaf etmişsiniz, “En büyük aşkım. Motivasyon kaynağım. Hayata tutunma sebebim” diyerek…
E öyle, Cem olmasaydı ben bu kadar hayata bağlı olmazdım. Herkes aynı düşünmeyebilir, herkesi hayata bağlayan farklı şeyler olabilir. Benim için oğlum çok önemli.
Şarkılarınızın dinlendirici yönünü de keşfettim… Akşam işten gelince CD’nizi takıyorum, uzandığım yerden dinliyorum, dinlendiriyor resmen…
Cover bir albüm olduğu için bunun sıralamasını yaparken, diğer albümlerimden çok daha fazla uğraştım. Kendi içinde gizliden bir hikayesi var. Oradan oraya geçebilirsin.
Dinlendirici bir albüm
İlhan İrem’in sesinin tedavi edici olduğu söylenir. O özellik sizde de var... Son albümde hissettim bunu....
Son albümde bundan öncekilerde olmadığı kadar orkestra benimle beraber çaldığı için beni gölgelemek istemediler. Gölgeleyemediler daha doğrusu. Ve aranjmanlar çok önemli. ‘Ben Sana Vurgunum’da da o hâl vardır! Bu albümde sesimin gerçek rengi var. Konuşma sesimle bu albümdeki sesim aynı.
Zamanla bir problemim yok
“Gözlerinin etrafındaki çizgiler yavaş yavaş belli oluyor…” diyorsunuz, zamansız bir kadın olarak bu şarkıyı özellikle mi okumak istediniz?
Evet, çünkü önemli olan orada çizgi değil, geçen zaman; “Çizgi artık yüreğimi çiziyor, her yerimi çiziyor” diyor, ben öyle algıladım. Bazen kağıt kesiği de insanın canını yakar, acıtır ya oradaki o ayrılık hali, ayrılmasına rağmen bunu kabullenememe durumu, ben böyle algıladım yoksa zamanla bir problemim yok. Herkes gibi yaşlanılacak, biri daha erken yaşlanıyor, diğeri daha geç yaşlanıyor ama neticede doğacağız, büyüyeceğiz, yaşlanacağız, yaşayacağız ve gideceğiz!
Yıllara meydan okuyan sanatçılar deyince akla ilk Ajda Pekkan ve siz geliyorsunuz…
Şöyle de bir durum var; belki de biz meydan okumuyoruz da, yılları kendimize yakıştırmayı yeğliyoruz. Çünkü meydan okursan yıllara yenilmen mecburi! Yenilirsin…
Şebnem Ferah’ı çok mu seviyorsunuz?
Tabii her zaman. Sezen’in evinde olsun, başka mekânlarda olsun hep birbirimize muhabbetle sarılırdık. Neden? Ben onurlu, kendine dikkat eden, yaşamını farklı gözle hem kendisine, hem seyircisine sunabilen insanları çok seviyorum. Biraz da marjinal onu da çok seviyorum.Bu bir şahsiyet göstergesi.
Cem Adrian?
Cem Adrian’ı da tanımadan sevmiştim. Beyoğlu’nda konserlerine gidiyorum ben onun kimseye çaktırmadan.
Cem Adrian çok özel bir çocuk, bana neler anlattı, “Falcılıkta yaptım ben Nükhet abla” dedi. Ay ısırırım onu ben. (gülüyor)