Boyalı basının malzemesi olmayı istemiyoruz
Ekranların iki yakışıklısı Aşk, Ekmek, Hayaller dizisinde bir araya geldi. Çok iyi anlaşan Burak Hakkı ve Sinan Tuzcu’nun GS’li olmak, iyi yemek yapmak gibi pek çok ortak noktası var. Kadınların ilgisi içinse, “Takdir edilmek güzel şey” diyorlar.
Bir diziyi kabul etme nedeniniz genelde ne olur?
Sinan Tuzcu: Kadrosunun çok iyi olmasının yanı sıra senaryosu.
Burak Hakkı: Bana aynı anda bir kaç teklif birden geldi ama bu dizinin senaryosu çok başarılıydı. Kore versiyonunu da izledim ve Türk halkının çok seveceğine karar verdim. Abdullah Oğuz ve Kemal Uzun gibi iki değerli yönetmenle de ilk defa çalışacağım.
Burak Bey siz dizinin kötü adamı mısınız?
Burak H.: Biliyorsunuz ki hayatta da dizilerde de salt iyi insan veya kötü insan yok. Herkesin kendi doğruları var. Önemli olan kendi doğrularınızı ne kadar realiteye aktarabildiğiniz; ne kadar savunabildiğiniz. Herkesin kendine göre haklı tarafları var. Bana göre de Sinan’ın oynadığı rol kötü.
Sinan T.: Ben de katılıyorum Burak’a; yüzde 100 iyi veya kötü diye bir şey yok. O zaman zaten tek yönlü olur, iyi senaryo olmaz o zaman.
İkiniz de işiniz dışında çok fazla ortalıkta gözükmüyorsunuz; popüler olmayı sevmiyorsunuz sanki...
Burak H.: Ekran önündesiniz; istemeseniz de popüler oluyorsunuz. Buna takılmıyorum açıkçası. İnsanlarla fotoğraf çektirmek, diyalog kurmak beni mutlu ediyor ama çok özelime girildiğinde de sinirlenebiliyorum. Ama dediğiniz gibi görünelim diye de bir çabamız yok; zaten Asya yakasında oturuyorum ve iş dışında Avrupa yakasına geçmiyorum.
Sinan T.: Bir yere gitmek istiyorsam basının orda olması beni engellemiyor. Ancak boyalı basının magazin malzemesi olmayı tabii ki istemem.
Hayatta her istediğimi yaptım demişsiniz; ne güzel...
Sinan T.: Çok şükür ederim, şanslıyım.
Burak H.: Ben de aynı şekilde. Hep başarılı oldum. Okulda; spor yaptığım dönemlerde; mankenlik yaptığım dönemlerde. Özgüveniniz yükseliyor.
Burak Hakkı
‘İyi bir sevgili değilim’
Eşiniz Dolunay Soysert’le beş ayda tanışıp, evlenmişsiniz. Hep bu kadar çabuk mu alırsınız kararlarınızı?
Sinan T.: Pek değil aslında; karar alırken iyice tartar, düşünürüm aslında. Ama aşk bu; çağırınca gitmemek olmaz. Bir de ben evlendiğimiz süreyi az görmüyorum ki. Aşık olduk ve evlendik.
Çok romantik bir adam olduğunuzu okudum; doğru mu?
Sinan T.: Yengeç burcuyum, doğrudur diyelim.
Burak H.: Çok iyi arkadaş, çok iyi bir evlat ve baba olduğuma inanıyorum. Ancak iyi bir sevgili olduğuma inanmıyorum açıkçası. İlişki adamı çok fazla değilim. Hayatımda en önemli ilişkim eski eşimle olan ilişkimdir. Dünya tatlısı bir oğlum da oldu ve o dönemlerimiz iyi de geçti. Fakat genel olarak hayatım boyunca çok fazla aşka inanan biri olmadım. Bir de şu var; ilişkilerimde aşkı, sevgiyi karşımdakine çok fazla hissetiremiyorum. Daha mantıklı bakıyorum olaylara; duygularımı göstermeyi sevmiyorum.
Aşk geçici mi?
Burak H.: Kısa süren bir şey bence.
Sinan T.: Bakma şimdi böyle diyor ama çarpılınca düşünceleri değişir.
Sinan Tuzcu
Antep’liyim; iyi yemek yaparım
Eşiniz Dolunay Soysert de oyuncu. Bir filmde sevgiliyi oynar mısınız?
Sinan T.: İki sevgiliyi veya karı kocayı oynamak istemeyiz. O kadar yetenekli değiliz (Gülüyor).
Burak Bey’le bu dizi sayesinde tanıştınız. Tanışınca ne dediniz; “tam da tahmin ettiğim gibi bir adam” mı?
Sinan T.: Aynı sektörde olduğumuz için duyuyordum tabii adını. Her zaman “beyefendi” diye hakkında konuşulur. Tanışınca da buna hak verdim. Keşke daha önce tanışsaydık, arkadaş olsaydık dedim.
Burak H.: Rol aldığı filmleri izlemiştim. Çok pozitif birisi. Ben hep derdim, “Sete geldiğimde enerji değişir” diye. Ama şimdi Sinan var; ben devreye fazla girmiyorum (Gülüyor)... Bir de Galatasaraylı; tabii o da çok güzel bir şey.
Yemek yapmakla aranız nasıl?
Sinan T.: Elim iyidir ama zaten Antep’li olup da eli kötü adam pek yoktur. Pazar günleri Antep’te erkekler yapar yemeği. Ama yapmaktan ziyade iyi yemek yerim, severim yani yemeyi.
Burak H.: Benim de aram iyidir. Biberiyeli bifteği çok güzel yaparım.
SİNAN TUZCU
Senaristi olduğum bir komedi filmi var; 2014’te çekilecek. Tiyatro yapmadım bu yıl; çünkü bölünmek zor oluyor, istemedim. Ancak hayalim ömrümün sonuna dek tiyatro sahnesinde olmak.
BURAK HAKKI
Gelibolu’da içinde 700-800 meyve ağacının olduğu bir bahçem var. Oğlum doğduğu yıl dikmiştim onları; beraber büyüyorlar. Bu yıl çalışmasaydım bir traktör alıp kışı orada geçirmeyi düşünüyordum.
‘Baba olunca motosiklet binmeyi bıraktım’
Kadın hayranlarınızla aranız nasıl?
Sinan T.: Kadın erkek ayırımım yok. Hayatta her şeyi bu kadar çok ayırırken, kutuplaştırırken bir de hayranları kadın erkek diye ayırmayalım. Hayran kelimesi de “zor” bir kelime bence. Seviyorlar, sağolsunlar. İltifatlar duyunca hoşuma gidiyor tabii; alkış dünyanın en güzel şeyi.
Burak H.: Benim de bir sıkıntım yok. Dizilerimiz yurtdışında da gösterildiği için yurt dışında da tanınıyoruz. Roma’ya bir ödül töreni için gitmiştim. Sokakta tanıyanlar oldu; tuhaf oluyor. Bir de Arap hayranlarımız çok var...
Baba olmak sizi ne kadar değiştirdi?
Burak H.: Çok değiştirdi. Olan korkularım gitti olmayan başka korkularım geldi. Motosiklete binerdim, dalış yapardım yani adrenalin ağırlıklı şeyler... Şimdi yapmıyorum mesela. Arkadaş çevrem de değişti; çünkü hayatımdaki odak noktam ve en değerli varlığı oğlum Rüzgar. Yoksa İstanbul’u da çok sevmiyorum. Kaçmak istiyorum ama oğlum nedeniyle kaçamıyorum.
Erkek babası olmak nasıl peki?
Burak H.: Kız çocuğu sevgisini daha çok belli eder derler ama ben oğlumdan yeterince sevgi alıyorum.
Sinan Bey sizin çocuk planınız var mı?
Sinan T.: Dolunay da ben de hayırlı evlatlar olduk; inşallah bizim de hayırlı bir evladımız olacak.