Boğulmamak için ceplerine pet şişe dolduran var
Bu yaz da yine her gün boğulma haberleri okuyoruz. Sadece dört günlük bayram tatilinde 36 kişi boğuldu; bunların 12’si İstanbul’dan... Hafta sonları 300 bin kişinin akın ettiği Şile’de görevli cankurtaranları ziyaret ettik; nelerle karşılaşıyorlar dinledik...
Yaz sıcaklarından bunalan halkın plajlara akın etmesiyle boğulma haberleri de peşisıra gelmeye devam ediyor. İnsanlarımızın “bana bir şey olmaz” mantığında olması ve uyarılmayı bir hakaret kabul etmesi en önemli nedenlerden. Özellikle rip adı verilen akıntı türüne karşı çok dikkat edilmesi gerekli. “Kum kayması” olarak bilinen rip akıntısı hemen hemen her denizde görülebiliyor. Ancak akıntıyı oluşturan en önemli etkenlerden biri rüzgar olduğundan, özellikle Karade
niz’de çok daha şiddetli hissediliyor... En çok rağbet gören ve özellikle hafta sonları yüz binlerce kişinin akın ettiği Şile Ayazma plajındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı cankurtaranlar ise oldukça dertli. Kendilerine saygı duyulmadığını söylüyorlar. Oysa 12 plajı olan Şile’de 1 Temmuz’dan bugüne toplam 1477 kişiyi kurtarmışlar. Bölgedeki toplam cankurtaran sayısı 132... Emniyetli bölgede bu yıl hiç ölen olmamış. Pazar günleri gelen sayısı inanılmaz; 300 bini buluyor. Hafta içi ise 3 bin 500 civarında... İnanması güç ama hafta başında hem kendileri hem görev yerleri saldırıya uğradı. Kendilerini güvenli bölgeye gitmeleri konusunda uyaran cankurtaranlara saldıran grup, polis müdahalesiyle uzaklaştırıldı...
Biz de kalkıp Şile’ye gittik, bu zor göreve talip olanlara neler yaşadıklarını sorduk...
Arif Ersoy (25)
‘Kızlar çok cesur bize laf atıyor’
*Kızlar artık çok cesur. Telefon numarasını kağıda yazıp verenler var. Şezlongun önünden geçerken, “ah ah gel de boğulma” diye laf atan da oluyor. Geçen birisi “popon ne kadar güzel “ dedi. “Hayat öpücüğü ver kesin yaşarım” diyen de olmuştu...
* Kullandığımız jet skilere binmek için boğulma numarası yapanlarla da karşılaşıyoruz.
* Uzun plajında görev yaparken 2 kız 1 erkek boğulmaya başladı. Hemen suya girdik; erkek olan sevgilisini itti ve dubalara tutundu. Kız boğulmaya başladı. Hemen kızı kurtardım, karaya çıkardım. Tüm kolu faça doluydu. Kendine geldiğinde gidip bıçağını aldı; bayağı korktum. “Bu plajda sana yanlış yapan olursa artık bana söyleyeceksin” dedi.
* 2 ay önce birini kurtardım. Tabii kıyıya insanlar toplandı. Adam da gurur yaptı ve “ Ne yapıyorsun kardeşim, ben boğulmuyordum ki” diye beni itti.
Uğur Bakırcı (38)
‘Kocası, karımadokunma diyor’
* Boğulma tehlikesi geçiren kadınlı erkekli bir vakaya gitmiştim. Adam “karıma dokunma” diye bağırdı.
Kapalı kadınlarda da böyle tepkiler oluyor. Onları çekmek için elimizi uzatmamız gerekiyor. Kadın “Beni elleme” diyor. Dinlemiyoruz; müdahale etmek zorundaysak ediyoruz ama sonrasında patırtı olmuyor değil.
* Maalesef teşekkür almıyoruz. Geçen gün kurtardığımız biri aradı ve “çok teşekkürler, siz olmasaydınız şu an yaşamıyor olacaktım” dedi. Bu yıl ilk defa birisi bize teşekkür etmiş oldu böylece.
* Çocuk kayıplarına da müdahale ediyoruz. Özellikle Pazar günleri yüzlerce çocuk kayboluyor; onları da biz buluyoruz. 100’er metre aralıklarla merkezlerimiz var; telsizle haberleşiyoruz. Bu zamana dek bulamadığımız, ailesine teslim edemediğimiz çocuk olmadı.
* Geçen bir adam çoluğu çocuğu toplamış gelmiş. Telefonda arkadaşına “Burası çok kalabalık, kimse çocuğuyla ilgilenmiyor” diye konuşuyordu. Oysa kendi çocuğu kaybolmuştu, farkında bile değildi.
* Denizin içine 3 ayaklı boyacı merdiveni kuran var. Onun üzerine çıkıp atlıyorlar. Bornozla veya çorapla denize girenler de oluyor. Şortun içine pet şişe koyup onun kendisini su üstünde tutacağına inananlarla da karşılaşıyorum.
Hüseyin Kömürcü (32)
‘Aynı adamı yedi defa kurtardım’
* 4 yıldır cankurtaranım... Aynı adamı bir günde 2-3 defa kurtardığımız da oluyor. Benim rekorum ise 7; nasıl olsa kurtarıyorum diye adam denize girip durdu.
* Sekiz yıl önce bir baba çocuğunu omzuna alıp suya atıyordu. Su diz hizasındaydı. Çocuğun boynu kırılmıştı ama baba farkında değildi. Bu şekilde kendi kendilerine zarar verenler çok... Birbirleriyle boğuşanlar oluyor; bir tanesinin üzerine oturuyorlar; çocuk fazla su yutmaktan fenalaşıyor.
Uğur Bakırcı (38)
‘Ciddiye alınmıyoruz’
* 4 yıldır cankurtaranlık yapıyorum. Özellikle rip akıntısına kapılıp tehlike atlatan çok oluyor. Panik yapıp yüzmeye çalışıyorlar. Oysa kendinizi akıntıya bırakıp yardım beklemelisiniz.
* Maalasef bize saygı duymuyorlar. Mesleğimiz ciddiye alınmıyor. Hep oturuyoruz sanılıyor. Oysa psikolojik olarak çok ağır bir iş yapıyoruz. Denizde yüzlerce kişi oluyor; acaba boğulan olur mu diye sürekli kafamız sağa sola dönüyor. Hep tetikteyiz.
Anıl Aslan (24)
‘Çocuklarını unutup evine dönenler var’
* Etrafı izleyip boğulma vakası var mı diye bakınıyordum. Adam “Niye bakıyorsun” dedi. Bu tarz çok posta yediğimiz oluyor.
* Geçen gün botla açılan bir adamı kurtardım. Adam sonraki pazar yine geldi ve yeniden botla açıldı. “Beni kurtarmıştınız hatırladınız mı; yine bir şey olursa kurtarırsınız” dedi.
* Kumsalda vitrin görmüşlüğüm var. İçinde müzik tesisatı vardı.
* 10-15 kişilik gruplar kumu öyle derin kazıyorlar ki; gece onun içinde yatıyorlar. Böylece otel parası vermiyorlar.
* Siyahi bir arkadaş, onu kurtardım diye 100 dolar verdi. Bir Rus kadın da kurtaran arkadaşımızı dudağından öpmüştü. Onlarda teşekkür etmek ya...
* Bazıları çocuklarını unutup İstanbul’a gidiyor. Bir hafta sonunda 200 çocuğu ailelerine teslim ediyoruz.