Bir yere gideceksek kapıda bekleyen hep ben olurum
Gaye Sökmen Ajans’ın sahipleri Gaye ve Sait Sökmen tam 25 yıldır evliler.
Kıvanç Tatlıtuğ, Özgü Namal, Azra Akın gibi Türkiye’nin en ünlü isimlerinin bağlı olduğu ajans olan Gaye Sökmen Ajans’ın sahipleri Gaye ve Sait Sökmen tam 25 yıldır evliler. Birbirinden genç, yakışıklı, güzel mankenin içinde bu kadar mutlu ve uzun süre evli kalmak kolay olmasa gerek. Sökmen çifti sırlarını, “iyi arkadaş olmak” olarak özetliyorlar. Sait Bey’in yavaş, kendisinin ise tersine çok hızlı düşünen ve davranan biri olduğunu söyleyen Gaye Hanım, birlikte çalıştıkları için birbirlerine zaman ayıramamak gibi bir problemlerinin de ortadan kalktığını belirtiyor.
lk tanışmanız nasıl oldu; nerede ve ne zaman?
Gaye Sökmen: 1984’te Sait’in Erenköy de açtığı Sait Sökmen Sanat Merkezi’nde tanıştık. Küçük bir parkın içerisinde çok güzel bir okuldu. Orada tanıştığımız birçok arkadaşımızla halen görüşmekteyiz hatta bugün benim en yakın iki arkadaşımdan birini Erenköy’deki okulda, diğerini Sait’in Etilerdeki Bale Sanat Merkezi’nde tanıdım.
Birbirinizi ilk gördüğünüzde aklınızdan geçen ilk cümle neydi?
G. Sökmen: Baleye aşık biri olarak Sait’i ilk gördüğüm zaman o kadar etkilendim ki aklımdan ne geçtiğini hiç hatırlamıyorum.
Sait Sökmen: “Ne kadar güzel bir kız ama makyajını fazla kaçırmış galiba. Saçları da muhteşem.”
Tanıştıktan ne kadar zaman sonra evlendiniz?
G. Sökmen: Tanıştıktan aşağı yukarı bir buçuk sene sonra flört etmeye başladık ve 6 ay içerisinde de evlendik.
Kaç yıllık evlisiniz?
G. Sökmen: Eylül ayında 25 senemizi dolduruyoruz ama doğrusunu isterseniz nasıl geçtiğini fark etmedik. Acısıyla tatlısıyla mutlu geçti demek ki.
Uzun süreli evliliğin sırrı nedir?
S. Sökmen: Bir sırrımız yok. Herkesin bildiği ama uygulamadığı şeyler belki bunlar. Belki de uyguladığı... Bizim birbirimizde sevdiğimiz şeyler; biraz sevgi, biraz duygu, güven, saygı, tutku, tekrar uzlaşabilecek kadar tartışabilmek. İyi arkadaş olabilmek ikimizin de istediği; belki sırrımız buydu.
Evlilik teklifini Sait değil ben yaptım
Sait Bey nasıl bir evlilik teklifi yaptı?
G. Sökmen: Aslında aramızda evlilik teklifi olmadı her şey rutininde ilerledi ama teklif sayılırsa teklif benden geldi.
Ne zaman ya da hangi anda Sait Bey için “Evet, O hayatımın erkeği” dediniz?
G. Sökmen: Flört etmeye başladığımız zaman.
Sait Bey siz ne zaman “Evet, Gaye hayatımın kadını” dediniz?
S. Sökmen: Uzun diyemeyeceğim bir flört devresinden nikah defterine imzayı attıktan sonra “Evet, O hayatımın kadını” dedim. Çünkü benimle evlendigine inanamamıştım.
Ajansımızda çalışan isimlerin hayranıyız
Sait Bey’in en sevdiğiniz ve en sinir olduğunuz yönleri nelerdir?
G. Sökmen: Sait’in kişiliğini, herkese karşı olan saygısını, düşünce tarzını, olgunluğunu, mükemmel bir sevgili olmasını, olaylar karşısındaki yapıcılığını, romantikliğini ve daha bir sürü yönünü çok seviyorum ama yavaşlığına deli oluyorum. Bir de ben çok hızlı düşünüyorum ve onun uzun uzun düşünmesine sinir oluyorum ama çoğunlukla haklı çıkıyor. Ben de o yüzden sabırlı olmayı öğrendim.
Gaye Hanım’ın en sevdiğiniz ve en sinir olduğunuz yönleri desem?
S. Sökmen: En sevdiğim yönü düşüncelerini, hislerini çok rahat ve açık yüreklilikle ifade eder. Sinir olduğum yönleri ise benden hızlı ve önde yürümesi, hızlı düşünmesi ve bir konuda konuşurken daldan dala atlaması beni çok sinir eder.
Ortak noktalarınızdan biri de bale. Aşk ve bale arasında bir bağlantı kursanız ve boşluğu doldursanız “Aşk da tıpkı bale gibi...”
G. Sökmen: “Aşk da tıpkı bale gibidir, emek ister.”
S. Sökmen: “Güzel ister.”
Hem işte hem evde beraber olmanın artı ve eksileri neler?
G. Sökmen: Artıları o kadar çok ki eksilerini fark edemiyorsunuz. Birlikte daha çok zaman geçirebiliyoruz, birbirimize daha anlayışlı olabiliyoruz yani hayatımızı kolaylaştıran bir durum birlikte çalışmak.
Yoğun iş temposunun evliliğin üzerinde olumlu- olumsuz etkileri oluyor mu?
S. Sökmen: Birlikte çalıştığımız için pek hissetmiyoruz.
Türkiye’nin en önemli ajansının sahipleri olarak bu kadar güzel genç kız ve genç erkekle iç içe olmak insanı kıskançlık krizine sokmuyor mu?
G. Sökmen: Asıl onlarla çalışmamak bizi kıskançlık krizine sokabilirdi. Ajansımızdaki artistlerin öncelikle hayranıyız. Onlara inanmadan, sevmeden, sahiplenmeden bu işi yapmamıza imkan yok. Kendimizi onlarla bir bütün gibi gördüğümüz için özdeşleşme duygumuz çok yoğun; insan özdeşleştiği herhangi bir şeyi kıskanamaz. Ayrıca onları çok seviyoruz.
Sait Bey, bir torun sahibi olduğunuza inanmak çok güç. O kadar genç ve yakışıklısınız ki ve de üstelik inanılmaz enerjiksiniz. Bu nasıl oluyor?
S. Sökmen: Öncelikle çok teşekkür ediyorum, iltifatınızı da reddedemeyeceğim. İki oğlum var, biri 44 diğeri 39 yaşında. Torunum büyük oğlumdan, aynı babasının küçüklüğü ve harika bir çocuk. Oğluma ve güzel gelinime bana böyle bir torun verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Tanrı’ya şükrediyorum.
Siz nasıl bir çiftsiniz? Her yere beraber giden “yapışık çift” mi yoksa birbirine alan bırakan “mesafeli çift” mi yoksa “devamlı gülen bir çift” mi, “hayatı fazla ciddiye alan” bir çift mi?
G. Sökmen: Hepsi geçerli. İnsanın bir günü diğerine uymaz ki, ama genel anlamda birbirimize alan bırakan ve mutlu olmayı seçen bir çiftiz.
Benzediğiniz ve benzemediğiniz yönler neler; mesela biriniz çok dakikken diğeriniz hep geç mi kalır?
G. Sökmen: Birçok yönden çok benziyoruz ama bir o kadar da benzemiyoruz ama sizin verdiğiniz örnek çok yerinde. Bir yere gideceğimiz zaman hep kapıda Sait’i bekleyen ben oluyorum.
Asla 4 günden fazla ayrı kalmayız
Evde patron kim; daha çok kimin sözü geçer, kararları alır? Peki ya ajansta patron kim?
G.Sökmen: Bizde patron yok eşitlik var ama Sait o kadar kibardır ki bana hep öncelik verir. (gülüyor)
Çok fazla çalışıyorsunuz; çok fazla yurt dışına da gidiyorsunuz. Bu iş yoğunluğu ilişkinizi nasıl etkiliyor; en çok kaç gün görüşemediğiniz oldu şimdiye dek?
G.Sökmen: Aslında geçtiğimiz birkaç sene öncesine kadar çok az ayrı kalıyorduk ama son senelerde yurt dışı bağlantılı iş seyahatleri çoğalmaya başladı. Ama en uzun ayrılığımız 3-4 gün oluyor. Bu da ilişkiye başka bir renk katıyor.
Ajans sahibi olmak ne demek; çok mu otorite gerektiriyor; bu otoriter tavır birbirinizle olan ilişkinize nasıl yansıyor?
S.Sökmen: Otoriteden ziyade öncelikle sevgi, saygı, ileri görüş, birlikte hareket etmek, doğru iletişim, sakin ve salim düşünebilmeyi gerektiriyor.
Gelecek planlarınız neler; beraber yurtdışı gezisi, yeni bir iş, yeni bir bebek...?
G.Sökmen: Hayatı daha çok spontane yaşamayı ve birlikte seyahat etmeyi çok seviyoruz ve plan yapmayı sevmiyoruz. Kısacası geleceğe dair planlarımız yok ama pek çok hayallerimiz var.
Jürilik yapınca genç nesil de beni tanıdı
Yok Böyle Dans projesi, içinde olmaktan çok keyif aldığım bir proje oldu. 30’lu yaşlarımın ortalarına kadar hep Devlet Balesi sahnesindeydim, sonralarında koreograflık ve Ankara’daki Kuğu Bale okulum bütün vaktimi aldı. Televizyonun kurulmasıyla televizyon çalışmalarım başladı (Bizim Sokak, Oyun Gemisi vs.) Sonra İstanbul ve İstanbul’daki okullarım devreye girdi. Bununla birlikte onlarca güzellik yarışması, sayısız reklam filmi, defile ve tanıtım organizasyonları yaptım. Sahne hariç hiçbirinde görüntümle çok da fazla ön planda değildim. Bu yarışmayla beraber uzun zaman sonra ilk kez fazlaca kamera önünde oldum. Böylelikle gerçekten ne kadar çok kişinin yarışmayı beğeniyle seyretmiş olduğunu ve televizyonun ne kadar etkili bir iletişim aracı olduğunu ve gerçekten çok fazla kişinin özellikle beni tanımayan genç neslin beni tanıdığını görmüş oldum, bu çok güzel duygu.