Beş günde 38 tasarımcı
Moda dünyasının önemli etkinliklerinden biri olan Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul sayesinde renkli günler geçirdik. Ülkemizin önde gelen tasarımcılarının yeni koleksiyonlarını bir arada izleme fırsatı sunan etkinlik beş gün sürdü ve tam 38 önemli ismi ağırladı...
Punk göbek adı
- Deniz Berdan
Bana göre o bir print kraliçesi. Olağanüstü hayalgücünü kumaşlara döküyor. Punk onun göbek adı. Kadın aynı kıvamda seksi ve yuvarlak. Bu yıl ki renkler ve Vans ayakkabılarla birlikteliği bir harika. Bu sezon 20. yüzyılın hastalığı olan tüketim bağımlılığından yola çıktık diyor. Koleksiyonda İngilizcede klişeleşmiş söylemler, ironi içerecek şekilde degiştirilmiş. Örneğin, düşünüyorum öyleyse varım yerine, ‘tüketiyorum öyleyse varım” gibi... Neticede söylemek istediğimiz şey, önce üret sonra tüket!
En eğlencelisi
- Maid in love
Hande Çokrak hiç şüphesiz bu sezon mbfw programında en eğlenceli şova imza attı. Biraz vintage biraz fazla da 80’lerin ruhunu sunan Hande saçları gibi kendisi de çok renkli.
Toprak tonları sever
- Meltem Özbek
Doğadan kopamaz... Deriyi second skin olarak kullanan Meltem’in Deniz Marsan ve Başak Dizer’in stüdyosu Room’da çantalarını ve deri aksesuarlarını bulabilirsiniz. Sonbaharda aklıma daha da gelir kendisi. Deri ve toprak tonları ondan sorulur. Daha çok kişinin Meltem Özbek giymesi gerek, cidden bunu hak ediyor.
Global bir isim
- Zeynep Tosun
Lady Gaga, Zeynep Tosun derken pek de haksız sayılmazmış. Bu sene Raisa Vanessa gibi antrepo dışında defile yapanlardan biri de Zeynep oldu. Yıllardır şovlarını hep merak ettik. O artık global bir isim. Aynalarla kurduğu podyumda Zeynep Tosun’un yansımasını gördük.
Tablo gibi elbiseler
- Ladyfaith
Nazlı Soylu’nun Lady Faith markası ilgi görenleredn oldu. Dvf’in çizim ve grafiklerinden sorumlu ve New Yorkta yaşarken istanbul aşkıyla Bebek semtine acil dönüş yaptı. Uzun zamandır kadın odaklı çizimleriyle tablo hassasiyetini hissettirdiği işleri elbise halinde vuku buldu.
Anneannesinin duvağından esinlendi
- Önder Özkan
1940’lı yıllarda bir Akdeniz kentinde Türk modasının ilklerinden Terzi Mualla’nın henüz 17 yaşında olan anneannesi Kamuran hanımefendiye diktiği gelinliğin duvağı niteliğindeki taçtan esinlenerek Önder Özkan tarafından hazırlanan triko ve örme ağırlıklı koleksiyon yeni bir başlangıcı kutlamayı ve kadınsı estetiği anlatıyor.
