'Benim adım İbrahim Tatlıses'
Ünlü bir babanın ve annenin oğlu olmak; dolayısıyla da her yaptığının eleştirilmesi... İbrahim Tatlıses ve Derya Tuna'nın oğlu İdo'nun yaşadığı bu. Stiliyle de konuşulan İdo, "Yarın eşofmanla gezerim; diğer gün takım elbiseyle. Saçma giyindiğim de oluyor" diyor.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Annem de babam da bir dediğimi hiç iki etmedi. O yüzden eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Tabii ki ünlü anne babanın çocuğu olduğum için zorlukları vardı, onlar biraz etkiliydi. Ama yine de güzeldi.
Fotoğraflar: Barış ACARLI
Ünlü bir ailenin çocuğu olmanın dezavantajları oldu mu?
Çocukken avantajı da, dezavantajı da oldu. Tanınan bir ailenin çocuğuydum; seven var sevmeyen var. O zaman herkes çocuktu, dışlamalar oluyordu ama bunun dışında fazla dezavantajı olmadı. Her yerde tanınmak gibi avantajları vardı. Doğduğumdan beri her yerde tanınıyordum.
Anne baba sözünü hep dinler misin?
İkisi de kurallar koyar. İkisi de baskın karaktere sahip. İkisinin de sözünü her konu da dinlerim ve danışırım. Bir yere giderken hala izin alırım, vermezlerse gitmem. Hatta geçen hafta izin alamadım, gidemedim.
Babana ‘imparator’ denmesi senin çıkışını zorladı mı ?
Benim çıkışımı zorlamadı. Bütün ünlü çocukları için aynı şeyi söylüyorlar. Ama ben her zaman şunu söylüyorum, tabii ki annemizi babamızı kullanacağız. Ailem her zaman bana avantaj, bir artı. Onlar bu yola daha önce başladılar, bildikleri daha çok şey var. O yüzden kullanacağım tabii ki hayatımın sonuna kadar. Bu yüzden bir zarar görmüyorum. İmparator olmasının şöyle bir etkisi oldu; müziklerimi yaparken, orası nasıl oldu burası nasıl oldu diye soruyorum. Gerçi artık bittiğinde soruyorum.
Babanın albümüne tepkisi ne oldu?
Müziğe karşı tepkisi şöyle oldu. 'Sonsuz Teşekkürler'e bayılıyor fakat 'Satır Satır' da biraz bu ne, ne alaka dedi ama çok büyük tepkiler vermedi. Sonuçta bu bir müzik.
Babanla en özel anın nedir?
Babam çok çalıştığı için çok fazla göremiyordum. Bu yüzden en özel diye bir şey yok ama yanında bir saniye bile olmam benim için en özel şey. Hafta sonu çocuğumu gezdireyim diye bir durumumuz fazla olmuyordu; bu yüzden geçirdiğim her saniye benim için çok önemliydi.
Beğendiğin kadın tipini anlatsana...
Zor soruymuş. Benden daha ziyade şöyle bir şey var; "anneme nasıl bir kız beğendirebilirim." O da daha zor çünkü benim istediğim on şey varsa o 1000 tane şey istiyor. Seni her zaman sevsin, seni her zaman taşısın, omuzlarında yük olsun gibi şeyler söylüyor ama öyle bir kız var mı bilmiyorum, arıyorum. Ama annemin sözünü tabii ki dinleyeceğim.
Arabesk bir albüm çıkarmayı planlıyor musun?
Arabesk bir albüm yapmayı şu an için planlamıyorum. Arabesk okur muyum, okurum. Ama öyle bir albüm yapar mıyım bilmiyorum. Babamın bir şarkısını söylemek isterdim ama en az onun kadar güzel okumam lazım eğer söyleyeceksem. Söyleyemeyeceğim için yapmıyorum. Babamla bir düet yapmak isterim kabul ederse çok sevinirim.
Baban çok geleneksel bir insan olmasına rağmen çok cesaretli giyim tarzın, dövmelerin ve her şeyinle farklısın. Baban tepki veriyor mu?
İlk dövmemi yaptırdığım zaman. Babamın yanına gittim, annemin adını yazdırmıştım. ‘Vay bir tek annenin adını mı yazdırdın’ dedi. Öbür gün gittim babamın adını yazdırdım. Sonra dövmelerim çoğalmaya başladı. ‘Bunları yapanlara madalya veriyorlar mı’ dedi. Dalga geçmeye başladı. Biz eskiden ineklere damga vuruyorduk onlara benzemişsin dedi. Ama fazla tepki vermedi, ya da yaptıramazsın demedi. Zaten bütün dövmelerim annem ve babam ile ilgili. Pişman olacağım bir dövmem de yok.
Albüm yapmaya nasıl karar verdin?
Aslında albüm yapmıyordum. Bundan önce Dj’lik yapıyordum. Dj albümü çıkaracaktım. Parçaları kendim yazdım, söz-müzik bana aitti fakat okuyacak kimse yoktu. Bir arkadaşım sen neden okumuyorsun deyince, saçmalama nasıl yapacağım dedim. Denedim, oldu. Hemen Cüneyt Yalmaz’ın yanına gittim. Yalçın Topyan’ı aradım. Bütün bestelerini getir dedim. 100 tane besteyle geldi. Eleye eleye beşe indi ve single çıktı.
‘Sonsuz Teşekkürler’ albümünü anlatır mısın?
İlk bebeğim. O biraz arabesk gibi oldu, pop-fantaziye girer. Ondan sonra Satır Satır çıktı ve bir arkadaşımla düet yaptım. Şimdi Kaç Kere çıkıyor.
Albümün için hiç olumsuz tepki aldın mı?
Hiç almadım. Albümüm çıkmadan önce önyargı vardı ama sonradan hep takdir edildim. Hatta özür dileyip çok iyiymişsin diyenler oldu.
İbrahim Tatlıses’in oğlu olarak kebapla, lahmacunla aran nasıl?
Lahmacunu, kebabı da seviyorum ama sürekli oturup yemem. İnsanlarda, bu İbrahim Tatlıses’in oğlu çiğköfteyle büyüdü diye bir algı var. Akşam süt içmiyor da kebap yiyor gibi bir düşünceleri var. Kebabı, lahmacunu ayda bir yerim, çok fazla düşkünlüğüm yok. Kuşbaşı yoksa burada oturmam gibi bir halim yok. Yemek yemeyi de çok severim ayrıca canım Tekirdağ köftesi çekerse Tekirdağ’a giderim.
ALIŞVERİŞE TEK BAŞIMA ÇIKIYORUM
Giyim tarzını oluştururken örnek aldığın ya da takip ettiğin biri var mı?
Herkes normal pantolonlar giyiyordu. Sonra Arda Turan kırmızı pantolon giymişti, mağazaya gittim aynısından vardı. Hayatta giymem bunu çok dar dedim. Annem, alalım istersen giymezsin dedi. Bir kere yanlışlıkla giydim ve tarzım çok değişti... Aslında tarz da değil bu, benim bir tarzım yok. Olmadığı için kimseyi beğenemiyorum. Yarın eşofmanla gezerim, ertesi gün takım elbise giyerim, saçma sapan şeyler de giydiğim şeyler oluyor. Alışverişe de tek başıma çıkıyorum. O yüzden böyle oluyor herhalde.
Oyunculuk düşünüyor musun ?
Oyunculuk düşünüyorum fakat herkesin anladığı bir iş var. Ben şarkıyla başladım. Eğer oyunculuk yapacaksam emek verip, çok çalışmam lazım.
KAŞLARIMLA İLK DALGA GEÇEN KİŞİ BENDİM
Kendinle barışık mısın?
Çok barışığım, hatta çok dalga geçerim kendimle. Kaşlarımla ilk dalga geçen bendim. Hakan Hepcan ile videomuz vardı. Tut kaşından çek götür beni diye.
Oğulcan Engin ve Engin Can’ın giyim tarzını beğeniyor musun?
Beğeniyorum tabii ki, çünkü alışılmışın dışında giyiniyorlar. Normal bir giyim tarzları yok onların da. Oğulcan biraz daha beyefendi giyiniyor. O da takım elbise giymeyi çok seviyor. Engin Can da çok güzel giyiniyor. Bence çocuğun altında şort var maçtan çıktıktan sonra üzerine mont almış doğal olarak. Ne yapsın çocuk, çekecekler diye eşofman mı giysin. Halı sahadan çıkıp takım elbise mi giysin.
Babanın bugüne kadar yaptığın bir şeye çok kızdığı oldu mu?
Babam hiç bana vurmadı,Kızdığı zaman iki hafta konuşmadığı oluyor. Bu hala böyle hiç değişmedi.