Gazete Vatan Logo

Barlarda şarkı söylemek...

Sinemadan sahnelere transfer "Barlarda asla şarkı söylemem" buyurmuş. Sormamış ama kendine: "Söyleyebilir miyim ki?.."

Malum, geceleri seviyorum... Geceler de beni... Hele gece müzikle birleşti mi... Sabah hiç olmasın istiyorum, o güneş doğmasın.

Gece ve ben...

Bir de müzik, birbirimize yeteriz...

Diye... -hemen- her gece çıkıyorum. Hele barlara bayılıyorum. Sevdiğim şarkıları sahibinin sesinden, alnından akanını göre göre izlemekten duyduğum hazzı hiçbir müzik seti, hiçbir televizyon vermiyor bana, bunu hep yazıyorum.

Ve belki en çok da bu yüzden İstanbul'a geldiğime seviniyorum.

Müzikseverler öyle şanslı ki Yeditepelim'de. Bunu biliyorlarsa ne ala...

Ne mutlu bana ki, bilenlerdenim. Sevdiğim müzisyen her nerede çıkıyorsa koşa koşa giderim.

Aramıza etten duvarların örüldüğü, sevgilere setlerin çekildiği konserlerdense bar performanslarını tercih ederim.

Onun tadı başkadır ya...

Bir el uzağınızda, bir 'merhaba' yakınınızdadır söyleyen...

Barlar konusunda yapılan yorumlara hassasiyetim, işte bu sevgim yüzünden. Biri yalnızlığımı avuttuğum, gecelerimi aydınlattığım barlara dil uzatmaya görsün, karşısında bulur beni, istemeden.

Hatırlarsanız aylar önce bulmuştu birileri... Cem Karaca'nın ölümünün ardından, ne dediğini bilmez bir müzisyen, "Devlet sahip çıksa barlara düşmezdi" gibi haddini aşan bir yorum yapmıştı.

O barda söylüyor diye düşüyorsa, ben, ona koşan ne oluyordum yani?..

O Cem Karaca'ydı ki, her hafta Bakırköy'den Kadıköy'e koşturturdu sahnesine beni. İzmir'deyken hep beyazcamın arkasından gördüğüm adamı canlı canlı izleyeceğim diye gecenin bir yarısı düşerdim yollarına, sahnenin önüne kurulur, keyifle izlerdim her seferinde.

Şimdi bir kendini bilmez daha çıktı. Zümrüt Gibi albümüyle beyazperdeden sahnelere transfer olan Mine Çayıroğlu...

Geçen gün VATAN 34'te bir röportajı vardı; şöyle diyordu kendisi: "Elit yerlerde sahneye çıkabilirim. Ama barlarda asla şarkı söylemem. Benim hedefime giden yol oradan geçmiyor."

Çayıroğlu'nun hedefi nedir bilemem, bilmek de istemem. Ama daha dün müziğe adım atmış biri olarak, ağzından çıkanı kulaklarına da duyurmasını öneririm.

Epi topu bir albüm yapıp, bir şarkıyla şöhrete şöhret katmak insanı kendisinin tabiriyle "elit yerlerde" (oralar da neresiyse artık) sahneye çıkartabilir ama barlarda söylemesine yetmez zaten!..

Ciddi bir repertuvar, sıkı bir çalışma gerektirir bar performansları... Öyle eline mikrofonu alıp sarhoş avutmak değildir ki barda şarkı söylemek.

Önce yürek, sonra stüdyo hileleriyle kotarılmamış bir nefes ister. Dinleyenin gözünün içine içine bakıp "Seni aldatmadım" diyebilmek...

Bunu bilsin de öyle konuşsun Mine Hanım!.. Diyebiliyorsa çıksın bir barda da söylesin de, bizi utandırsın bakalım.

Biz, bir avuç müziksever, sözkonusu sevdiğimiz şarkılar ve yorumcular olunca koşarız her gece o barlara...

Bülent Ortaçgil, Burhan-Gökhan Şeşen kardeşler, Vedat Sakman, Serdar Şensezgin, Sarper Semiz, 'babaların babası' Batu Mutlugil...

İyi ki var onlar... Ve iyi ki barlarda şarkı söylüyorlar...

Çayıroğlu gibi yeni yetmeler nereye varacakları belirsiz hedeflerine toslar iken...Onlar, çoktaaan ulaştıkları hedeflerine hedef katma peşindeler. Çünkü onlar, sırça fanuslarda saklanası 'gerçek müzisyen'ler...

Mekan
Markiz Pastanesi de müziktendi

Beyoğlu'nun simgelerinden Markiz Pasajı'nı biliyorsunuz. Eğer sevdiğimiz şarkıcılar olursa buzHOL de canlı performanslan için kapısını çaldığımız mekanlardan biri... Pasajdaki tek mekan buzHOL değil tabii ki... Mesela girişteki Markiz Pastanesi... Geçtiğimiz hafta, dilekolay 65'inci yılıydı; bir grup Markiz sevdalısının katıldığı çok özel bir davetle kutladık biz Markiz'in doğum gününü... O kadar nezih bir davetti ki... Ender Sanal ve Lal Feray muhteşem ikilisi Markiz'e yakışır bir kutlama düzenlemiş. Canlı klasik müzik dinletisi, sınırsız şampanya ve Markiz'in yedikçe yediren çikolatalı çilekleri...

Klasik müzik keyfi, kutlamadan ibaret değildi. Bundan böyle her cuma ve cumartesi 17.00 ile 19.00 saatleri arasında çello, flüt ve keman eşliğinde klasik müzik ziyafeti bekliyor Markiz Pastanesi'ne yolu düşenleri... Şarap, viski, konyak, canınız ne çekerse içersiniz ama şampanya ve 'Drew tavsiyesi' çikolata kaplı çilekleri illa ki denenmeli...
Adres: Markiz Pasajı No 360 Beyoğlu Tel:(0212) 245 83 94-95

Haberin Devamı