Gazete Vatan Logo

Babasına hayran, oğluna aşık oldu

Enerjisi çok yüksek, kıpır kıpır bir oyuncu Gökçe Bahadır. Yaprak Dökümü dizisindeki Leyla karakteriyle izleyenleri gözyaşına boğuyor ama günlük yaşamında mizah yeteneği sayesinde çevresine neşe saçıyor. Şu sıralar oyunculuğunun yanı sıra Ali Sunal’la olan birlikteliğiyle konuşuluyor. Genç oyuncu, Kemal Sunal hayranlığına değinmeden edemiyor: “Ali’yi tanıdıktan sonra ’Keşke Kemal Sunal’la sohbet edebilseydim’ dedim.”

Gökçe Bahadır’ı Hayat Bilgisi dizisinde “Törpü Yeliz” olarak tanıdık. Ardından Yaprak Dökümü’nün Leyla’sı olarak karşımıza çıktı. Ama onun oyunculukta kendini bulma serüveni hayli karışık. Oyunculukla ilk lise yıllarında tanışmış. Çok sosyal bir öğrenci olduğu için şiir okunacaksa ilk ezberleyen, orkestra kuruluyorsa solistlik için öne çıkan, tiyatro kurulduğunda da başkan olup başrolü kapan hep o olmuş. Göz önünde olmayı seviyormuş. Liseyi bitirirken spiker olmaya karar vermiş ve soluğu Akademi İstanbul’da almış. Orada kamera arkası, sunuculuk ve radyo programcılığı eğitimi alınca gönlü radyoya kaymış. Bir radyonun kapısını çalıp staj yapmak istediğini söylemiş ve 5 ay sonra “Gökçe’nin Sandığı” isimli bir nostalji programının sahibi olmuş. Ardından gözünü televizyona dikmiş ve Best TV’ye gidip “Program yapmak istiyorum” demiş. İlk başta ciddiye almamışlar ama ısrarı karşısında bir deneme programı çekmeyi kabul etmişler. Sonuç mu? Uzun süre Chatline programının sunucusu olmuş. Sonra da Show TV’de yayınlanan Sinyal programının sunucusu olup Türkiye’yi dolaşmış. Oyunculuğa geçişi ise yine bir tesadüfte olmuş... Gökçe Bahadır’la buluştuk. Hem oyunculuk serüvenini hem de Ali Sunal’la beraberliğini konuştuk.


n 27 senelik hayatınıza birçok işi sığdırmışsınız. Çocukken de böyle daldan dala zıplar mıydınız?
Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Sosyal biriydim. Her zaman arkadaşlarıyla olan, şarkılar söyleyen, taklitler yapan bir tiptim. Okula başladığım ilk gün kapıda durup insanlara “Hoşgeldiniz” dedim. Ortama hakim olmaya bayılıyorum. Lise yıllarımda her aktivitede başı çekiyordum. Göz önünde bulunmayı seviyorum. Ama ben şarkıcı olacağımı zannediyordum. Lise sonda spiker olmaya karar vermiştim. O nedenle Akademi İstanbul’a gittim ve orada “Hoşgeldin hayat” dedim.


n Hayatı tanımanızı sağlayan şey ne oldu?
18 yaşında babamla otobüse binip ilk defa Beyoğlu’na gittim. Babam beni okula bırakıp gitti. Hemen arkadaşlar edindim ama hayatın benim gördüğüm gibi toz pembe olmadığını öğrendim. Babamın beni pamuklara sarmalayıp altın kafeste büyüttüğünü anladım. Orası benim için hayat okulu da oldu. İnsanların benim gibi olmadığını öğrendim ve sinir oldum.


n Neden?
Ben insanları mutlu etmeyi seviyorum ama onlar işlerine geliyorsa senin yanındalar. Neden hayat benim istediğim gibi olmama izin vermiyor? Neden ben biraz daha kötü olmak zorundayım ve değişmesi gereken kişi benim? Bunun savaşını verdim. Hâlâ da veriyorum.


n Peki oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Lisede tiyatro hocam “Sen oyunculuğun üzerine gitmelisin” dedi. Ama ilgilenmedim. Akademi İstanbul’dan mezun olunca beni “Üzgünüm Leyla” dizisinin setine staja yolladılar. Orada Perran Kutman vardı. Kendi kendime “Bir gün Perran Kutman’la ben de oynar mıyım?” diye sordum. Stajdan sonra bir arkadaşımın Uygur Tiyatrosu’nda rol aldığı “Kodum mu Oturturum” oyununu izlemeye gittim ve orada “Bu oyunda keşke ben de olsam” diye içimden geçirdim. Birkaç gün sonra telefonum çaldı. Arayan arkadaşımdı. “Gökçe oyundan biri ayrıldı. Sen oynamak ister misin?” dedi. Bayılarak Uygur’larla görüşmeye gittim. Ondan sonra turnelerim oldu ve birkaç dizide küçük roller aldım.


n Perran Kutman’la oynamak istemişsiniz ve Hayat Bilgisi’nde oynadınız. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Tiyatrodan sonra Gani Müjde’den Hayat Bilgisi için teklif aldım. Perran Kutman’la karşılıklı oynadık. Perran Kutman bana “İyi ki bu mesleği seçmişim” dedirten kişidir. Çünkü hem çok seviliyor hem de müthiş bir saygı görüyor. Üç sene sonunda diziden ayrılıp oyunculuk eğitimi almaya karar verdim ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne kayıt oldum. Bir yıl sonra Ay Yapım’dan Ekrem Çatay Müjdat Gezen’i arayıp “Yeni kanallar açıyoruz ve iyi bir sunucu arıyoruz” demiş. O da beni önermiş. Görüşme sonunda Jojo TV’de çocuk programı yapmaya başladım. Oradan Yaprak Dökümü’ne geçtim. Tüm bunlar da şanslı değildim. Emeklerim sayesinde buralara geldim. Yani kendi şanslarımı yarattım.


n Ailenizin kuzusu gibi görünüyorsunuz. Tüm bu başarıların karşısında onların tepkisi nasıl?
İlk başta bu mesleği kabullenememişlerdi. Ama şu anda benimle acayip gurur duyuyorlar. Şimdi Yaprak Dökümü’nü iple çekiyorlar ve o gün evde hayat duruyor. Annemle babama gelip kızının oyunculuğunu çok beğeniyoruz dediklerinde gözleri doluyor.


n Bundan sonra hedefleriniz neler?
Tiyatro ve sinema yapacağım. Ama müzikalde oynamayı çok istiyorum. Ve biliyorum bir gün oynayacağım.


Annemin dolmaları yenmeli
Gökçe Bahadır beş yıl önce Suadiye’de annesine “Hamur Hanım” adında ev yemekleri satan bir dükkanı açmış. Annesinin çok iyi yemek pişirdiğini anlatıyor Bahadır: “Annem ev hanımıydı. Ama eskiden beri evde ‘Neden bir dükkan açmıyoruz?’ diye konuşulurdu. Ben de Hayat Bilgisi döneminde anneme ’Açalım’ dedim. İlk başta tereddüt etti ama şimdi iyi idare ediyor. Herkese annemin zeytinyağlı dolmasını yemesini öneririm.”


Oyunculuğu sayesinde kaleyi içten fethetti
n En sevdiğiniz Türk sineması oyuncuları kimdi?
Kesinlikle Kemal Sunal ve Şener Şen. Özellikle onların karşılıklı sahnelerinden çok zevk alıyorum.


n Kemal Sunal’ın hayranısınız ve oğluyla berabersiniz. Bu nasıl bir his?
Ben sette Kemal Sunal taklitleri yaparak arkadaşlarımı güldürürüm. Bunu Ali bilmiyor. Bu kadar saygın bir adamın oğluyla birlikte olmak çok garip bir şey. Zaten Kemal Sunal’ı tanıyabileceğimi ummuyordum. Ama Ali’yi tanıdıktan sonra “Keşke Kemal Sunal’la sohbet edebilseydim” dedim.


n İki buçuk aydır berabersiniz ve “Aileleri tanıştırdılar” diye haberler okuduk. Ufukta evlilik mi var?
Ali de, ben de evcil insanlarız. Doğru insanı bulup, çocuk sahibi olmak istiyoruz. Şu anda güzel bir ilişki yaşıyoruz ve sonucunun ne olacağını bilemiyoruz. Benim ailem Ali’yle birlikte olmamı olumlu karşılıyor. Ali de beni annesi ve kız kardeşiyle tanıştırdı. Ama ben onları önceden tanıyordum. Ali yanlarında yokken bir tiyatroda karşılaşmıştık ve annesi bana “Yaprak Dökümü dizisinde seni çok beğeniyorum” demişti. Ali’yi sonradan tanıdım.
n Kaleyi içten fethettiniz yani...
Galiba. (Gülüyor) Diziyi çok severek izliyorlar. Ali’nin ailesi çok iyi insanlar o nedenle güzel bir ilişki kurduk.


n Sizden daha ünlü biriyle sevgili olmak nasıl bir his?
Ben magazine acemiydim, Ali sayesinde öğreniyorum. Hayatımızda şöhret olmanın bir önemi yok. Basının olmadığı yerlere giden insanlarız. Bir arkadaşımızın özel günü varsa basın var diye gitmemezlik yapmıyoruz.
n Birlikte tiyatroda oynayacak mısınız?
Tiyatroyu seviyoruz ve iki kişilik bir oyun çıkarmayı düşünüyoruz. Bu aralar ben oyunları inceliyorum.

Haberin Devamı