Babam gibi eğlenceli ve iyi kalpli olacağız
Poyraz Karayel'in yıldızı 12 yaşındaki Ataberk Mutlu ve babası Erhan Mutlu ile Babalar Günü için bir araya geldik. Baba-oğulun birbirine çok düşkün olduğunu anlatan anne Ayfer Mutlu'nun da dahil olduğu sohbetimizde Ataberk hayallerini anlattı
Okullar kapandı, karneler alındı nasıl notlar?
A.M: Hepsi beş geldi. Zaten iyi geleceğini bekliyordum.
Ayfer Mutlu: Başarılı bir çocuk. Aile olarak ilk önceliğimiz eğitimi ve dersleri. Sonrasında ilerleyebildiği kadar oyunculukta yol kat etmesi
Aynı zamanda bugün Babalar Günü. Bugüne özel bir ritüeliniz var mı?
Ataberk Mutlu: Açıkçası özel bir şey yapmadım hiç. Sadece hediye aldım.
Erhan Mutlu: Bir öpücükle geçiştirdiğimiz bir gün Babalar Günü. Anneler Günü'ne daha çok özeniyor bizim çocuklar. Ama sayelerinde her yıl saatlerim yenilenir.
Neden özellikle babana saat almayı tercih ediyorsun?
A.M: Her yıl aslında birçok farklı hediye alıyorum. Genelde rahat kullanabileceği, işine yaracak hediyeler olsun istiyorum. Kıyafet aldığımda oluyor ama nedense bana göre saat daha özel bir hediye gibi geliyor, saat alıyorum.
Fotoğraflar: BARIŞ ACARLI
"Büyüyünce babama şu hediyeyi almak istiyorum" dediğin bir şey var mı?
A.M: Şu anlık öyle bir hayalim yok. Elimizdekilerle mutluyuz. Annem babam ve kardeşimle çıkacağım bir tatil bana yetiyor. Bana göre ailem yanımda olduktan sonra Marmaris veya Dubai'de yapılan tatil arasında bir fark yok. Hediye olayını hiç böyle düşünmedim.
E.M: Çocuklarımda bu tarz maddiyata dayalı bir hırsın olmasını asla istemem zaten hiçbirinde yok. Ataberk'e sahip oldukları yetiyor. Bulunduğumuz konum onu yeterince tatmin ettiği için fazlasını isteyen ve isteyecek bir çocuk değil. Bu şekilde yetiştirmeye dikkat ediyoruz.
"Annem ve babamla önce Türkiye’yi sonra bütün dünyayı gezmeyi hayal ediyorum."
Baba-oğul olarak veya ailecek yapmak istediğiniz neler var?
A.M: Bu sene babamla paraşüte bineceğiz. Beraber balık tutmaya gidiyoruz. Güreşmeyi çok seviyoruz. Maça hiç gidemedik babamla ama bir gün Beşiktaş maçına gideceğiz. Bunun dışında annem ve babamla önce Türkiye'yi sonra tüm dünyayı gezmek istiyorum, dünya turuna çıkmayı hayal ediyorum.
Ayfer M: Büyüyünce babasını ve beni yurt dışına götüreceğini söylüyor. İsviçre'de yaşamak istiyormuş. Fotoğraflarını gördükten sonra ona göre orası çok huzurlu ve güzel bir yermiş. Bu yüzden İsveç'e gitmek istiyor. Onun dışında yüksek hayalleri hiç yok. Mütevazı yaşamayı seven bir aileyiz. Ataberk de aynen öyle. Mütevazılığımızı koruyoruz ve nerede duracağımızı bilen bir aileyiz.
Babanla olan ilişkini, canlandırdığın baba-oğul rollerinden en çok hangisine benzetiyorsun?
A.M: Poyraz ve Sinan'ın ilişkisine benzetiyorum. Beraberken çok eğleniyoruz. Eğlenceli ve iyi kalpli bir babam var. Büyüdüğümde bende onun gibi eğlenceli bir baba olurum diye düşünüyorum. Onu kelimelerle ifade edemeyeceğim ve gösteremeyeceğim kadar çok seviyorum. İyi ki böyle bir annem, babam, kardeşim, dedem, babaannem ve akrabalarım var.
Sınırlarını bilen bir çocuk
Her istediğini yapan bir baban mı var?
A.M: Belirli şeyleri yapıyor. Mesela "Gidip bana uzay gemisi alır mısın?" desem olmaz ama olabilecek, gücünün yettiği her şeyi yapıyor ve alıyor.
E.M: Ataberk'ten yana çok şanslı bir aileyiz çünkü her zaman sınırlarını bilen bir çocuk. Olmazsa olmazları yok. Direten ve inat bir çocuk değil. İstediği şeyin mantıklı olmadığını anlattığımızda karşı çıkmaz bizimle hem fikir olur.
Babam oyuncu olsun istemem
Baba-oğul olarak karşılıklı kamera karşısına geçmek ister miydiniz?
A.M: Öyle bir isteğim yok. Babamı kendi işinden alıp başka bir işe götürmek istemem. Röportaj verirken ve fotoğraf çektirirken bunu yaptığımız için böyle bir özlemim olmuyor.
E.M: Oğlumla emniyet kemeriyle ilgili bir kamu spotunda oynamışlığımız var. Ama fazlası gereksiz olur.
Ataberk kendi tavrı ile burada
Ataberk o zaman kime çekti ki böyle bir yeteneğe sahip?
E.M: Annesine çekmiş. Her anne baba gibi biz Ataberk'i hatıra olsun diye bir yerlerde görelim sevdasıyla bu işe başladık. Ataberk çok uyumlu bir çocuktur. Hiç kimsenin çıkıp Ataberk'le şu sorunu yaşadık diyeceğini sanmıyorum. Kendi tutumu, tavrı ve yeteneğiyle şu an bu konumda.
Dizinin adı Sinan Karayel olacakmış
Poyraz Karayel'in son sezon finalinde gösterdiğin performans yine müthişti. Babasını kaybeden bir çocuğu oynamak seni zorladı mı?
A.M: O anki ağlama sahnemde biraz zorlandım çünkü orada roldeki babam ölüyor. İnsanın bir yakınını kaybettiğinde yaşadığı üzüntüyü doğru ifade etmek için biraz zorlandım. Çünkü gerçek hayatta hiç kimsemi kaybetmedim.
O sahne öncesi veya sonrası yakınlarını kaybetme ihtimalini düşündün mü?
A.M: Düşündüm öyle bir şey olursa çok üzülürüm. Ama setlerdeki ağlama sahnelerinde böyle şeyleri düşünmemem gerektiğini oyuncu koçum söyledi. Çünkü olabilecek en kötü şeyleri düşünürsün bir gün başına gelirse onda ağlayamayabilirsin dedi. Kimin ne zaman öleceğini kimse bilemez. Bu yüzden bunları pek düşünmemeye çalışıyorum.
Ataberk'in o sahnesini izlediğinizde neler hissettiniz?
Ayfer M: O sahne çekileceği gün çok tedirgindim. Ne kadar oyun da olsa etkilenir diye düşünüyordum. Onun ağlama sahnelerini izlerken kendimi tutamıyorum. Ama o çok profesyonel. Fragmanlarda bile görmem yetiyor. O sahneyi bütün aile resmen salya sümük izledik. O duyguyu çok güzel hissettirdi.
"Ağlama sahnelerimde bir şey düşünmem. Bir gün gerçek olursa ağlayamazmışım."
Poyraz öldüğüne göre dizinin akibeti ne olacak?
A.M: Aslında Poyraz'ın öleceğini pek düşünmüyorum. Çünkü İlker abim (Kaleli) ana karakter ölürse dizi biter. Ama babama göre Poyraz rüya görüyor, bana göre hayal ediyor. İlker abim karavandayken "Gerçekten rolde öldüm. Üçüncü sezonda dizinin adı Sinan Karayel olacak" dedi ama pek fazla inanmadım. Şaka yaptı herhalde.
Oyunculuk yapıyorsun ama göz doktoru olmak istiyorsun bu fikrin değişti mi yoksa aynı fikirde misin?
A.M: Şimdiye kadar hep hem oyunculuk hem de göz doktoru olmayı istemiştim. İkisini birden yapmayı çok istiyorum ama seçim yapmam gerekirse göz doktoru olurum. Tabii aşırı sevilen bir oyuncu olmaya devam edersem, oyunculuğu da tercih edebilirim. Zaman gösterecek.
Özel güçlerin olsaydı ilk yapacağın şey ne olurdu?
A.M: Zamanı geri alırdım. Eğer bir yerde hata yaptıysam ve bunu sonradan fark ettiysem zamanı geriye alıp o hatamı düzeltirdim. Bunun dışında ışınlanıp görünmez olmak isterdim.
Şansımı kardeşimle paylaşmak istiyorum
Ataberk'in şöhreti ve ünü sizi etkiliyor mu?
Ayfer M: Bizi hiç etkilemedi. Ataberk'i de etkilediğini pek düşünmüyorum. Etkilenmemesi ve şımarmaması, saygısını bozmaması için öğütlerde bulunuyoruz ve sürekli desteğiz. Zaten oğlumuz kendi aile ve arkadaş çevresine girdiğinde bir oyuncu değil gerçekten bir çocuk. Bunu ciddi anlamda ona hissettiriyoruz. Bu yüzden Ataberk ünlendikten sonra ne biz değiştik, ne de onun değişmesine izin verdik.
A.M: Beni mutlu yönde etkiliyor. Sevilmek çok güzel bir şey. Ama bazen öpmek istediklerinde canım sıkılıyor. Onun dışında bir rahatsızlığım yok. Özelliklerim herkes tarafından biliniyor. Sonuçta ünlüyüm ve Türkiye tarafından tanınıyorum ama öyle farklı bir özelliğim yok. Hem sıradan bir çocuğum hem de çok şanslıyım.
Bu şansını kardeşinle paylaşmak istiyor musun?
A.M: Evet kardeşimin de hem oyuncu, hem doktor olmasını istiyorum. Onunla abi kardeşi rolünde oynamak isterim. Belki o mucit olmak ister farklı meslekler seçebilir. Ama saygılı, yardım eden ve iyi kalpli biri olsun yeter bence.