Gazete Vatan Logo

'Atatürk ve Demirel’i örnek alıyorum'

İlahiyat Profesörü Zekeriya Beyaz'dan çarpıcı açıklamalar

İlahiyat Profesörü Zekeriya Beyaz, 30 yıldır yaşadığı Esenler için Demokratik Sol Parti’nin Belediye Başkan adayı olunca herkesi şaşırttı. Adaylığının sebep olduğu parti içi tartışmaları duymazdan gelen Prof. Dr. Beyaz şimdilik sadece tebrikleri kabul ediyor. Ser veriyor, sır vermiyor; hakkında çıkan haberlerden dili yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyor.
Esenler Belediyesi’nin sorunlarını sıralayarak vaatler veren Prof. Beyaz, Belediye Başkanı olup da sorunları hukuki yollarla çözemezse demokrasinin yöntemlerine başvuracağını söylüyor; caddelerde, meydanlarda gösteri ve yürüyüşler yaparak
dikkat çekmeye hazırlanıyor.
İçkili mekanlara ruhsat vereceğini söyleyen Zekeriya Beyaz, “İnsanların kendi nefsinde günah işleme
özgürlüğü vardır” diyor.



Neden DSP’den aday oldunuz?
Zaten partiler arasında fazla bir fark kalmadı. Hangisi uygun olur diye düşündüm, DSP olduğuna karar vedim.


Hangi açıdan uygun?
Onu arkadaşlarla oturduk, düşündük, böyle karar verdik. Başka parti şöyleydi, böyleydi diye konulara girmek istemiyorum.


Ama belli bir özelliğinin sizi cezbetmesi gerekir. DSP’nin hangi özelliği size yakın geldi?
Elbette DSP’nin rahmetli Ecevit’in partisi olarak yurtsever, sosyal demokrat ve dürüstlüğü esas alan bir parti olması beni cezbetti. Fakir fukaradan yana olması, son derece vatansever ve ulusalcı bir çizgi izlemesi, dürüstlüğü esas alması... Olayı particilik şeklinde ele almıyorum. Mahalli seçime katılıyoruz, Ankara siyaseti yapmayacağız. Hiçbir partiyi ağzıma alıp da laf etmeyeceğim, hükümetle ilgili de bir laf etmeyeceğim. Esenler’de yoklar listesi var. Bu yokluklara karşı mücadele etmek, ihtiyaçları karşılamak gibi bir programımız var.



Bir din adamının sol partiden aday olması daha önce olduğu gibi şimdi de şaşırttı. Merak uyandırıyor.
Sol kavramı 12 Eylül 1980 öncesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması öncesinde kaldı. Türkiye’de solun anlamı şu anda, zaten rahmetli Ecevit de bunu söylüyordu; sosyal demokrasidir. Fakir fukarayı koruma, kollama, sosyal adaleti sağlama ve milli, manevi değerleri kucaklama. Sağdı soldu diye bir konu yok. Ulusalcıdır, yurtseverdir, adaletçidir. Dolayısıyla burada yadırganacak bir durum yok.


Yadırgayanlar, parti içinden size tepki gösterenler de oldu. Ne düşündünüz?
Bana hiç yansımadı. Aksine tebrikler geldi.


Sokakta sizi görenler ne diyor?
Son derece mutlu oluyorlar. Vatandaşlar yolda çevirip resim çektiriyor, teşekkür ediyorlar. “Hayırlı olsun” diyorlar. Gruplar, dernekler geliyor. Çok yakın bir ilgi var.


Esenler başka belediyelerce talan edilmiş

Sizce Esenler Belediyesi’nin en büyük sorunu nedir?
Esenler talan edilmiş bir ilçedir. İstanbul’un otogarı Esenler’de, tapusu da Esenler’indir. Ama o otogar Esenler’in elinde değil. Bayrampaşa Belediyesi’nin elinde. Sessizce, içerideki belediyeyle de anlaşarak, ne olmuş bilemiyorum; sonuç itibariyle Bayrampaşa’nın elinde. Otogarın yıllık trilyonluk vergisi Bayrampaşa Belediyesi’nin kasasına giriyor. Esenler’e okul yapacak toprak yok. Davutpaşa ve Atışalanı kışlalarının kullanılmayan alanları Yıldız Teknik Üniversitesi’ne verilmiş. Baş tacımız ama Esenler’de güvenliğimizi sağlayacak karakol ve emniyet binasını yapacak yerimiz yok, adalet binası, hükümet binası, en önemlisi belediye binası yok. O bile kiralık. Esenler’de devlet hastanesi de, yangın olsa çağıracağınız itfaiye de yok. Esenler’e devlet hastanesi yapıyoruz diye Başakşehir’e yaptılar. Hem toprağımızı elimizden alıyorlar hem buraya yapılacak hastaneyi Başakşehir’e yapmışlar. Gelir kaynakları da elinden alınmış. Biz bunlara çare bulmak istiyoruz. O toprakları geri alacağız.


Nasıl alacaksınız?
Yüzde yüz alacağız. Önce idareyi aldığımız günün sabahında mahkemeye başvuracağız. Belgelerimizi, ihtiyacımızı ortaya koyacağız ve mahkeme kararıyla alacağız. Eğer bu yollarla, kanuni yollarla haklarımızı vermezlerse demokratik yöntemler kullanacağız. Yani suç işlemeden, hukuka, kanuna aykırı bir tavır sergilemeden demokratik hakları kullanarak, ne gerekiyorsa o. Gürültüler, gösterişler, yürüyüşler... Bir bakarsınız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önünde insanlar geceden gitmiş, yatmış. İzinsiz, kanunsuz iş yapmayacağız ama demokrasinin, insan haklarının verdiği tüm imkanları son noktasına kadar kullanacağız ve oraları alacağız.


Yakın zamanda bir kalp krizi geçirdiniz. Bu yoğun ve stresli tempoya girmekten gözünüz korkmuyor mu?
Bir damar tıkanmış. Stent taktılar, kendimi son derece sağlıklı hissediyorum Allah’tan gelen ne olursa olsun başımız üstüne.


Atatürk ve Demirel’i örnek alıyorum

Örnek aldığınız bir siyasetçi var mı?
Bu gençlerin artistleri, sanatçıları örnek alması gibi bir şey değil. Gerçi Türkiyemizde çok sayıda değerli devlet adamlarımız var. Ne kimsenin aşığıyız, ne kimsenin hayranıyız; doğru var yanlış var ama Atatürk’ü unutmamak gerekir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve bütün siyasi partilerin öncelikli alacağı örnektir. O yüzden Atatürk.


En çok hangi özelliğini örnek alıyorsunuz?
Tam bağımsızlık, hürriyet, cumhuriyet. Atatürk önceliklidir. Onun dışında Allah uzun ömür versin, Demirel’den çok şey öğrendik. Rahmetli Ecevit’ten de çok şey öğrendik, diğerlerinden de... Biz öyle bağnazca düşünen insanlar değiliz.


İslam’ın öngördüğü yönetim ve siyaset sistemi nedir? Cumhuriyet sizce bunu karşılıyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyada, İslam açısından, İslami hayatın yaşanması ve İslam’ın uygulanması açısından bir numaradır.



İçki sarhoş ettiği için günah


Seçimi kazanırsanız eni açılaak içkili mekanlara ruhsat verirken nasıl davranacaksınız?
Kanun, hukuk neyse o işler. Buna uyarız, kim ne hak ediyorsa buna hakkını veririz, kimsenin hakkını elinden almayız. Evet sarhoş olmak dinen günahtır bu doğru ve bugün tıpta da biliyoruz zararlıdır. Ancak dine göre de insanların başkalarına zarar vermeden, başkalarına ziyan yapmadan, kendi nefsinde günah işleme özgürlüğü vardır. Eğer günah işleme özgürlüğü olmazsa sevabın anlamı kalmaz. İnsanların özel hayatlarına müdale edip de sen “Şu günahtır yapamazsın” diyemezsin. Devlet de diyemez, müftü de diyemez. İçkinin günah olmasının sebebi sarhoşluktur. Alkol domuz eti gibi melun bir varlık değil. O yüzden sarhoşluk verdiği için günah. Sirke kullanmıyor musunuz? Onda da alkol var ama haram değil. Çünkü sarhoş etmiyor. Sarhoşluk verici şekilde kullandığınız zaman haram olur.




MSN’den dini soruları cevaplıyorum


Sokağa çıktığınız zaman size dinle ilgili de sorular soruluyor mu?

Çok... Soru da sorarlar, resim de çektirirler. Telefonla da, msn’den de sorarlar. İşimiz bu.


İnternet, msn kullanıyorsunuz... Facebook da kullanıyor musunuz?
Tabii ki hepsini kullanıyoruz. Facebook’ta sayfam var, 300 kişi var arkadaş olmak isteyen ama bunlar çok zaman alan şeyler.


Din adamlığınızın belediyecilikte size ve insanlara bir faydası olacak mı?
Elbette, her din adamı bu noktada iyiliksever ve yardımsever olmalıdır. Ama din ile yönetim işini birbirine karıştırmamak gerekir.


Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk siyasete girdikten sonra eski popülaritesini kaybetti. Siz de bunu göze alabiliyor musunuz?
Sanmıyorum, Yaşar Bey her zaman gündemdedir.


Ama eski popülaritesi yok...
Kulvar farklılığı oldu tabii. Yani daha önce bir ilahiyatçı olarak, bir ilim adamı olarak daha çok televizyonlarda bu yönüyle gündemdeydi. Şimdi kulvar değişince tabii o kulvarın gereklerine göre TV’ler ‘siyasetine destek olmayalım’ mı diye düşünüyorlar, bilemiyorum.


Size de böyle bir şey olabilir...
Olabilir.


Kulvar değiştirmeyi göze aldınız o zaman?
Değiştirmedim, kendi hayatım devam ediyor. Özel hayatımızdaki dini konularımız devam ediyor.


Devlet sadaka veremez, sadaka bireyseldir

Seçimlere nasıl hazırlanıyorsunuz?
Henüz tam başlamadık ama önümüzdeki günlerde broşürlerimiz, CD’lerimiz çıkacak. Kahvelerde, derneklerde konuşmalar yapacağız.


Seçim sloganınız var mı?
Esenler’i yeniden yapılandıracağız. Esas sloganımız bu. Hiçbir adayla tartışmaya girmeyeceğiz. Çözmeyi vaat edeceğiz... Esenlerde bir kadın koruma, kollama evi, emekli, dinlenme evi yok. Bunları da yapacağız. Kadınlar arasında okuma, yazma bilmeyenlere okuma, yazma ve miras konularını öğreteceğiz. Müthiş bir kültür ve aydınlatma faaliyeti yapacağız. Aç, perişan insanlar var. Bunları tespit edip aşevleri yapacağız ama ilan etmeyeceğiz. Yemeği gizlice, hava karardıktan sonra, evlere dağıtacağız.


Kömür dağıtma tartışmaları için sadakanın kültürümüzde de olduğunu söylendi. İslam dininde ve kültürümüzde sadaka, ne gibi durumlarda, nasıl verilmelidir?
Sadaka bireyseldir. Sadaka kişinin kendi cebinden, yardım etmek için verdiğidir. Vatandaşına yardım etmek ise zaten devletin görevidir.


Verilen kömürler sadaka olmuyor mu?
Hayır. Vermek devletin görevidir ama burada belediyenin, partinin vermesi yanlış. Kaymakamlığın, valiliğin, devlete bağlı bir birim oluşturulması o birimin yapması lazım. O yapmadığı için biz belediye olarak seçimlerden sonra yapacağız. Hükümetin maruz kaldığı eleştirinin sebebi, bunu parti olarak dağıtması. Yanlıştır, yapamaz. Ellerinde meclis var, kanun çıkartmalılar. Devlet vatandaşa sadaka vermez. Vatandaş vatan ortağı, vatanın sahibidir. Açıktan değil gizli verilmelidir. Vatandaşın boynu bükülmemeli.

Haberin Devamı