Aslanların büyükelçisiyim Afrika’da 100 aslanım var
100 aslanlı Türk
Küçükken sokaktaki kedi ve köpeklere bakan, büyüyünce kürkü için canlı canlı derileri yüzülen hayvanların gizli kayıtlarını seyredince kendini tamamen hayvan haklarına adayan, bu uğurda neredeyse dünyayı dolaşan bir isim; Aslı Gedik... Almanya’da üst düzey bir banka çalışanı olan Gedik, yoğun iş yaşamından arta kalan tüm zamanını biri Türkiye’de olmak üzere dünyanın farklı yerlerindeki 5 ayrı kuruluşla çalışarak geçiriyor. Kendisine “aslanların büyükelçisi” dediklerini belirten Gedik, Afrika’da 100’e yakın aslanı olduğunu belirtiyor... Şimdiye kadar 65 ülke gördüğünü söyleyen Gedik’in bavulunun en önemli parçası ise dürbünü...
Aslı Gedik, annesinin diplomasi görevi nedeniyle Ankara’da doğmuş... 5 yaşında Türkiye’den ayrılıp, pek çok farklı ülkede yaşamış. 2008 yılından beri ise Almanya’da Oyak Anker Bank’ta Hazine ve Yurtdışı Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak kariyerine devam ediyor. Kendisini özellikli kılan nokta ise, hayvan hakları için yaptığı çalışmalar. “Aslında bu değişimlere insan bir süre sonra alışıyor, bünye daha fazla istemeye başlıyor. Çok hoşunuza giden, yaşamaktan keyif aldığınız bir şehirde bile 5 yıl geçirdikten sonra bir şeyler eksikmiş hissine kapılıyorsunuz. En azından bende bu şekilde gelişti her şey” diyerek seyahat tutkusunun kaynağına iniyor. Şimdiye kadar 65 ülke gördüğünü belirten Gedik, bu ülkelerde hayvanlar için yaptığı çalışmalarla yöre halklarının sevgilisi olmuş durumda.
Kürk yapımındaki gizli kayıtları izledim
Küçük yaşlardan beri içinde müthiş bir hayvan sevgisi olduğunu belirten Gedik, o zamanlar oturduğu sokaktaki kedi ve köpekleri kurtardığını söylüyor. Sonraki yıllarda, hayvan deneylerini ve kürk için canlı canlı derileri yüzülen hayvanların gizli kayıtlarını seyretmesi ise tam bir şok oluyor! Tamamen bir değişim içine giriyor ve kendini hayvanlara adıyor... Öncelikle veganizmi (et ve et ürünlerini yememek) benimsiyor. Alışveriş yaparken daha dikkatli davranıyor. Örneğin, içindeki bir madde gorillerin yaşam alanlarının bulunduğu bir madenden elde edildiği için cep telefonunu değiştirmiyor. iPad satın almıyor. Hayvanlar üzerinde deney yapılarak piyasaya çıkan makyaj ürünlerini kullanmıyor. Organik ürünleri tercih ediyor. Ve 1 buçuk aylık yıllık izninin tümünü Afirka’da geçirerek inanılması güç çalışmalara imza atıyor.
En tahammül edemediğim yerler sirkler ve petshoplar
Evimde her zaman kedi ya da köpek olmuştur. Vahşi hayvanların doğal ortamlarından koparılmamaları gerektiğine inananlardanım. Hayvanat bahçeleri, sirkler, yunus parkları ve petshoplar en tahammül edemediğim yerlerin başında gelmekteler bu yüzden. Ama ikinci evim hissettigim Afrika’da Zimbabve ve Zambia’da 100’e yakın aslanım var!
Nepal’deki 400 maymunu kobay olmaktan kurtardık
* Bugünlerde neler yapıyorsunuz?
Kendimi aslanlara ve orangutanlara adadım. Türkiye’de de vahşi hayat hakkında çalışmalar yapmak istiyorum.
* Özellikle aslanlar için mi çalışmalar yapıyorsunuz?
‘ALERT’ isimli bir kuruluş ile çalışıyorum. Aslanları koruyup doğal hayata geri kazandırmayı hedefleyen bir kurum. Kendilerine katılmamı yıllar önce istediler. Daha sonra ise beni aslanların büyükelçisi görevine getirdiler. İnternet sitesinde de bu yazmakta. Bunun yanı sıra ‘Wildlife Action Group’ ile Malavi’de çalışıyorum. Filleri kurtarmak ve yine sayılarını artırmak adına kurulmuş bir kurum... Endonezya ve Malezya’da orangutanları koruyan ve doğal yaşam alanlarının yok olmamasını hedefleyen ‘Orangutan Outreach’ kuruluşunda ise Avrupa Temsilciliği görevini sürdürüyorum. Ayrıca laboratuvar maymunları için de ‘Gatewaytohell’ isimli bir grupla da çalışıyorum.
Türkiye’deki vaşaklar ve ayılar doğaya kazandırılmalı
* Türkiye’de şimdiye dek neler yaptınız?
Haytap’ta Deney, Kürk ve Vahşi Yaşamdan Sorumlu Koordinatör olarak çalışıyorum. Türk halkını bu konularda bilinçlendirmeye uğraşıyorum. Senenin tümü Türkiye’de yaşıyor olsam kesinlikle vaşakları, ayıları kurtarmaya ve doğaya yeniden kazandırmaya yönelik çalışmalar yapardım. Türk halkı özünde iyi niyetli ve empati duyabilen bir halk.
* Yaşadığınız en etkileyici, unutulmaz anılarınızı bizimle paylaşır mısınız?
Gatewaytohell isimli grubumuzla Nepal’den 400’ü aşkın maymunu deneyden kurtardığımız günü unutamam. Bu maymunlar Nepal’in dağlık bölgesinde bir çiftikte tutuluyorlardı ve deney için Amerika’ya gönderilmeleri planlanıyordu. Kurtarma ve karşı taraf ile bir nevi savaşa başladık... Sonunda 3 sene kadar önce hâlâ tüylerimi diken diken eden haber geldi. Nepal bu hayvanları doğaya serbest bırakmak için yasasını değiştirmeye karar vermişti. Birkaç ay sonra hepsi doğal ortamlarına bırakıldılar... Şu dönemde de havayollarının deney hayvanlarını vatanlarından kaçırıp Amerika ve Avrupa’ya deneye taşımalarının önüne geçmeye çalışıyoruz.
Beni ‘alfa dişi’ olarak görüp hiçbir şey yapmıyorlar
* Seyahate çıkmadan önce nasıl hazırlanıyorsunuz?
Valizime fener, su termosu, çakı, su geçirmeyen bot, ilk yardım malzemesi ve soğuk havalar için ek kıyafetler koyuyorum. Yanımdan ayırmadıklarım ise dürbün ve güneş gözlüğü... Son seyahatimde Afrika’ya giderken oradaki çocukların işine yaraması için 128 kilo ağırlığında 6 valiz götürdüm.
* “Zor durumda olan insanlar varken neden insan değil de hayvan haklarını savunuyorsun?” eleştirileri alıyor musunuz?
Ama insanlara da yardım ediyorum. Çok önemli 2 Türkiye depreminde sahada çalıştım. Afrika’da 3 yetimhane, 1 hastane ve 2 okul bizim yardımlarımızla ayakta kalıyor... Ayrıca 1975’lerde 200 bin olan aslan sayısının bugün 16 ile 23 bin arası bir yerlerde; orangutan sayısının 60 binlerden 5 binlere; kaplan sayısının da 100 binden 3 bin 200’e gerilemiş olması da durumun ciddiyetini gösteriyor.
* O hayvanlara nasıl yaklaştığınızı merak ettim? Korkmadınız mı?
Beni seviyorlar desem? İnanın korkmadım. Korkmuyorum. Afrika’da birisi, aslanların beni “alfa female” yani dişi patron olarak gördüklerini söyledi. Galiba hepsine çok saygım var. Korkmadığımı da anladıklarında işim çok daha kolay oluyor. Özellikle yılanlara karşı ayrı bir sevgim var. Onlarla da zaman geçirmek ayrı bir keyif.
n*Kendinizin başkanlık yapacağı bir dernek kurmayı düşünüyor musunuz?
Evet. Ve neden bu, merkezi Türkiye olan ve bir ayağı Afrika, bir ayağı Almanya’da olan bir dernek olmasın...