Gazete Vatan Logo

Aşırı kilolarla savaşta ilk adım tuzu bırakmak

Doygun Ekmek’in sponsorluğunda Antalya’da düzenlenen tıp kongresi çarpıcı bir gerçeği ortaya koydu: Ülkemizde her 14 çocuktan biri obez! Bu vahim tabloyu beslenme uzmanı Profesör Doktor Gülden Pekcan’la konuştuk. Pekcan ilk adımın tuzu ve fast-food’u kesmek olduğunu söylüyor

KADINLARIN ÜÇTE BİRİ OBEZ
- Obezite “Amerikan hastalığı” olarak bilinir, ülkemizde ciddi rakamlara ulaşmış...

Esasında Türkiye’de uzun bir süredir sorun. Son zamanlarda da özellikle kadınlarda ve çocuklarda ciddi artışlar görünüyor. Türkiye Nüfus Sağlık araştırmasına göre obezite oranı kadınlarda yüzde 30’larda seyrediyor.

FAST-FOOD’A DİKKAT
- Obezitenin temelinde beslenme bozukluğu var. Türkiye’nin mutfak kültürü çok geniş, nasıl bu noktaya geldik?

Mutfak konusunda geniş bir yelpazemiz olmasına rağmen fast-foot beslenme şekli tüm dünya gibi bizim ülkemizi de ele geçirdi. Yaşam biçimimizi sağlıklı beslenmek için değiştirmeliyiz. En önemlisi düzenli ve doğru beslenmek, fiziksel aktivite, sigara ve alkol kullanımına dikkat etmek.

ANNE SÜTÜ ÇOK ÖNEMLİ
- Kullanmaktan kaçınmamız gereken besin maddeleri nedir?

Sağlıklı beslenmek için sofrada tuzun azaltılması değil yasaklanması gerekiyor. Yetişkinler için günlük 5 gramın altında tutulması, ilk bir yıl içinde ise çocukların kesinlikle kullanmaması gerekiyor. Kullanılan tuzun da mutlaka iyotlu olması gerekir. Şeker tüketimi azaltılmalı, çay kahve gibi içeceklere şeker yerine bal konarak kişinin kendini şekerden uzaklaştırmaya alıştırması gerekir. Yağ tüketiminde ise zeytinyağı ve sıvı yağlar dışında katı olan hiçbir margarinin tüketilmemesi gerekli. Şişmanlığın küçük yaşlarda önlenmesi içinse bebeklerin 6 aya kadar anne sütü içmesi, buna 2 yaşına kadarda belli aralıklarla devam etmesi şart.

ORTAK ÇALIŞMAK ŞART
- Obezitenin tedavisi kolay mı?

Maalesef kolay değil, o yüzden beslenme şekline dikkat emek gerekiyor. Reklamlara bile sınırlamalar koymak lazım ki beslenme bozukluğuna yol açacak yeni yolların önü kesilebilsin. Gıda sanayisiyle bilim adamlarının ortaklaşa hareket etmesi lazım. Mesela toplumun besin değeri olarak eksikliği hangi alandaysa buna yönelik kampanyalar düzenlenmeli. Bir doktor arkadaşım markette aynı markanın diyet ve normal çikolatasının resimini çekmiş. Ambalajda her ikisinin de enerji değerinin aynı olduğu görülüyor.

AYDA 4 KİLO VERİLMELİ
- Rejim yapan kişilerin “light” ürünler kullanması gerekmiyor mu?

Diyet ürünleri almanın bir anlamı yok. Ayrıca rejim yapmanın da belli kuralları vardır. Ayda en fazla dört kilo vermek en sağlıklı yoldur. Bunun için de yemeden içmeden kesip sadece light ürünler tüketmenin yersiz olduğu düşüncesindeyim. Herkesin yemek yeme alışkanlıkları var, buna göre davranmak gerekir. Meyve yemiyorsa o takviye edilecek, şeker çoksa azaltılmaya gidilecek.

ASANSÖRE GÜLE GÜLE!
- Başka önerilerniz var mı?

Tuzu literatürlerinden çıkartmayı, egzersizlere ağırlık vermeği örneğin, asansör ve yürüyen merdiven kullanmamayı, aceleniz yoksa yürüyerek gitmeyi, tok karnına alışverişe çıkmayı, sofradaki tabak boyunun küçültülmesi gibi herkesin yemek düzenine ilave edilebilecek şeyler söyleyebilirim. Bunlar detay olarak görünebilir ama uygulanması gereken şeyler. Tek yapılması gereken dört yapraklı yonca şablonuna uymak.

Bu tabloyu buzdolabınıza asın
Bu tablodaki kutuların her birinden günde mutlaka birinin yenmesi sağlıklı ve dengeli beslenmek için yeterli. Profesör Pekcan, “Bu tabloyu buzdolabınıza asın” diyor.

- Et, yumurta, kurubaklagiller. Kırmızı et ayda en fazla iki kez tüketilmeli. Günde bir yumurtanın sakıncası yoktur. Aynı gün içerisinde üç besini de almak doğru değildir.

- Süt ürünleri. Süt, peynir, yoğurt, ayran... Özellikle kişinin şişmanlık ya da kolestrol sorunları varsa gün içerisinde birini mutlaka tüketmeli.

- Taze sebze ve meyveler. Vitaminlerin tümünü bu gruptan aldığımız için hergün meyve sebze yemeliyiz. Farklı renklerde meyve sebze tüketin.

- Ekmek ve tahıllar. Beyaz ekmek yerine tam tahıl içeren ekmekler yenirse sağlıklı beslenme amacına ulaşır. Beyaz unla hazırlanan gıdalardan uzak durun.

Enerjimizin yüzde 44’ü ekmekten geliyor ama hiçbir faydası yok
- Tahıl tüketiminin artırılması gerekiyor. Ancak tahıllarda lif ve posa dediğimiz türlerin önemi büyük. Türk halkı enerjisinin yüzde 44’ünü ekmekten alıyor. Diğer tahıllı besinleri de buna katarsak oran yüzde 58’e çıkıyor.

- Ancak ekmekten ekmeğe fark var. Lif içeren ekmekle beyaz ekmeği kıyasladığımızda, lif içeren ekmeğin midede doygunluk hissi yarattığını, vitamin ve mineraller açısından zengin besin değerleri aldığımızı gösteriyor.

- Ekmeği yaparken beyazlaştırıldığında hem dışındaki hem de içindeki tabakayı rafine etmiş ve mineral kaybına neden olmuş oluyoruz. Kısacası en fazla tükettiğimiz gıda hiçbir yarar sağlamamış oluyor. Bu yüzden beyaz ekmek yerine tam tahıl ibaresi bulunan doygun ekmekleri yemek beslenme şeklimizi düzeltmiş oluyor.


Haberin Devamı