Sizi İki Yalancı ile bambaşka bir enerji rolle izliyoruz. Nasıl bir deneyim oluyor?
İki Yalancı’da diğer işlerime kıyasla daha olgun bir karakteri canlandırıyorum. 13 yaşımda sektöre girdiğim için büyümem biraz zaman aldı. Bunda da tabi ki içinde bulunduğum işlerin etkisi var sürekli formayla görüldüğüm için belli bir kalıba girmiştim. Bu da farklı karakterlere geçmemde ve yeni deneyimler yaşamama engel oluyordu.
Bu yüzden, bu dizi kendi tatminim için çok önemli. Burcu; bakımlı, dişi ve farklı bir auraya sahip. Bahsettiğim oturtulmuş kalıptan çıkmam için, Burcu biçilmiş kaftan oldu.
Dişi görünüşünüze şaşıranlar oldu mu?
İlk teaserlar dönmeye başladığı andan itibaren tepkiler çok güzeldi. Büyüdüğüme dair yorumlar aldım. Bu konuyla alakalı Instagram’da birçok komik fotoğrafa denk geldim. Daha önce böyle keskin ve net tepkilerle karşılaşmamıştım. En çok mutlu olduğum kısımda, bu halim kısa sürede benimsendi.
Siz aynaya baktığınızda kendinizi nasıl görüyorsunuz? Seksi, sevimli hangisi?
Benim doğal sacım kıvırcık. Ne kadar çok sevsem de, kıvırcık saç sizi küçük sevimli bir kız olarak gösteriyor. Doğal olarak ben de aynaya baktığımda, kendimi bir kategoriye yerleştirmem gerekirse sevimli ve sempatik buluyordum.
Hayatta mutlaka yapmak istediğiniz neler var?
Mesleğimde tescillenip bu gururu yaşamak isterim. Aslında hayalimde bir de bir barınak kurmak var. Özellikle hasta hayvanlar için özel bir barınaktan bahsediyorum. Ayrıca dünyada merak ettiğim bir sürü yer var. Şöyle 3-4 aylık bir dünya turuna çıkmak çok iyi olurdu.
Nasıl bir rolün hayalini kuruyorsunuz?
Hep eğlenceli, hareketli ve pozitif karakterleri oynadım. Şimdi daha ağır roller ilgimi çekiyor. Mesela, polisiyeler… Sert bir kadını, travmatik olaylar yasamış bir hastayı ya da obsesif takıntılı birini oynamak beni mutlu ederdi.
Oyunculuk dışında ilgilendiğiniz bir şey var mı?
Veterinerlik çok ilgimi çekmişti. Yoğun tempoda olduğumuz için açıktan okumak, bitirmek istemiştim. Fakat çok ağır bir bölüm ve düzenli çalışma gerektiriyor. O yüzden yarıda bırakmak zorunda kaldım. Şuan için oyunculuk, devam ettirmek istediğim tek şey.
Yalana karşı tavrınız nedir?
Yalan, bir hastalık. Gerçeği söylediğinde yargılanmaktan korkan yalana başvuruyor. Amaç ciddi zararlar yaratmak olduğunda bence bu bir hastalık. Tedavisi de insanın psikolojisinde. Bu yüzden affedip affetmemek tamamen yalanın ne amaçla söylendiğine göre değişir.
Özgüveni olan eleştiriye açık oluyor
İlişkilerinizde önceliğiniz neler?
Güven olmadan hiç bir sağlıklı ilişkinin olacağını düşünmüyorum. Bütün problemlerin altında güvensizlik yatıyor. İnsanın kendisiyle ilişkisinde bile. Kendine güvenin yoksa bu durum; sosyalleşmeni, işine kendini vermeni ve aslında ortaya koyabileceklerini engeller. Güven olduğu zaman kıskançlıklar olmaz, eleştirilere bile daha açık olursunuz. Kendinizi bilmek ve kendinize güvenmek en iyisi. Çünkü siz kendinizi severseniz ve tanırsanız insanlarla olan ilişkilerinizde de net bir duruş sergilersiniz. Bu başlık altında güvenle birlikte hayatınızdan kompleksler, yalanlar, kıskançlıklar ve paranoyaklıklar çıkar. Yanınıza sadece sadakat, huzur ve gerçekçi ilişkiler kalır.
İyi niyetim suistimal edilirse farklı biri olurum
Hakkınızda bilinmesini istediğiniz neler var?
Göründüğümden daha sakin bir biriyim. Çok uyumlu bir insanım. Bütün gün evde oturabilirim de biranda gecenin bir vakti hadi kalk gidiyoruz derseniz de size eşlik de ederim. Benim için önemli olan yanımdaki insanlar. Eğer keyifli bir çevreye sahipsem bana her şey güzel gelir. Bir yeri güzelleştiren içinde bulunan insanlardır. Ama aynı zamanda yalnızlığıma da düşkünüm. Bu konuda ince bir çizgim var. İnsanları çok fazla tolere ederim. Ta ki birazcık da olsa suistimal sezersem farklı bir insan olurum karşı taraf için. Ya hep ya hiç felsefesini istemesem üzerimden atamıyorum.