'Annem kitaplarından çok daha ilginç!'
SESLER köşemizin yazarlarından Gözde Tezer, Berlin'de usta romancı Latife Tekin ve Latif Demirci'nin kızı Yasemin Demirci'yle buluştu. Yazar bir annenin kızı olmayı, anne-kız kavgalarını, kelimelerden tavşan çıkaran Tekin'in kızına neler söylediğini konuştular...
"Sana bakarken gözlerimi kapasam karanlıkta kalırsın. Haberin var mı?"
Var. Bu cümleden de bu cümlenin yazarı Latife Tekin’den de haberim var. Latife Tekin gözlerini kapasa, Türk edebiyatı karanlıkta kalır, umarım kendisinin de bundan haberi vardır. İyi yazarlara karşı, annesinin kıymetini ölümünden sonra anlayan aklı bir karış havada çocuklar gibiyiz biraz ülke olarak. Benim aklımsa, Latife Tekin’le alakalı olarak, 17 yaşında ‘Sevgili Arsız Ölüm’ü okuduğumda gelmişti başıma. Biraz büyük gelmişti gerçi o yaş için kitap, ama büyüyünce tam oturacaktı üstüme, belliydi.
Ve okudum ‘büyüyünce’ tekrar. Sonra diğer kitaplarını da okudum, merak eder oldum Latife Tekin'i, izler oldum. Yazar yazar konuşanlardan değildi televizyon programlarında, doğaldı, espriliydi, içini açıyordu insanın, hayran oldum. Katıldığı Karabük Kültür Sanat Festivali'nde AK Parti’yi eleştirdi, "Tamam bacım, burayı terk et" diye gürledi Belediye Başkanı, gürleyen adına utandım Latife Tekin adına korktum. Ve sonra günlerden bir gün, Berlin Film Festivali Berlinale’nin partisinde, Latife Tekin’in kızı Yasemin’i buldum! Bırakmadım, alıkoydum. Huzurlarınızda, yazar Latife Tekin ve karikatürist Latif Demirci’den meydana gelme, Prag Film Okulu'nda öğrenci, kuvvetli senarist adayı, insanın konuştukça konuşasının geldiği, güzel, zeki ve samimi Yasemin Demirci!
Benim babam müfettiş annem biyolog, ilginç geliyor o yüzden bana, nasıl bir şey ya böyle ‘acayip’ tiplerin çocuğu olmak?
Dışarıdan göremiyorum pek, benim normalim bu. Ama mesela annemin ismini kitapçılarda görünce heyecanlanırdım küçükken. Yine de haklısın, etrafa bakınca, hakikaten bir acayip insanlar bunlar! Hoşuma da gidiyor, farklı ortamlar içinde büyüyorsun, hayata bakış açın genişliyor.
Annenler duymasın ama "N'olurdu şöyle kendi halinde bir anne babam olsaydı" dediğin anlar oluyor mu hiç?
Küçükken oluyordu. Çok yoğunlar, hep yoğunlar. Yani kimse seninle oturup 8 saat monolopy oynamıyor! Suçluyordum o zamanlar onları bu yüzden ama bu hissim çabuk kayboldu.
Okudun mu annenin tüm kitaplarını?
Hepsini değil, 4 tanesini okudum (gülüyor). İlk okuduğumda bıraktım hatta. Bir cümleye başlıyorum 2 sayfa sürüyor. Anne bu ne ya dedim. Dedi zaman ver. Sonra 2 yıl önce okudum tekrar. Sevgili Arsız Ölüm ve Kristen Çöp Masalları favorim.
Peki neye dönüşüyor o ‘anne’ yazdığı kitapları okuduğunda? Beynine giriyorsun bi yerde, "Bak sen annemeee" diyor musun?
Annem zaten cok açıktır. Hatta bazen biraz fazla açık (gülüyor). Kitaplara bakınca vay be olmadım o yüzden. Annem kitaplarından çok daha ilginç.
Annenin o genç yaşında ilk kitabını yayınlamış olması bir baskı yaratıyor mu üstünde? Geç kalmış hissediyor musun?
Annemin 20 yaşında bunu başarması gurur verici ama bizim dönemlerimiz çok daha farklı. Yaşımız aynı olsa da hayat farklı. Düşün, annem çocuk bakıyormuş o zamanlar. Eski 20 yeni 30.
Yazarlar eserekli insanlar, yalnızlığı önemseyen insanlar, ne yönde etkilemiştir sence bu seni?
Annem beni çok sevdiğini daima hissettirdi ama gelgitlerden aldım tabi nasibimi. Ben de gelgitli oldum! İkimizin de kelimeleri çok fazla. Kavgalarımız da barışmalarımız da fazla ateşli.
ÇOK OKUNANLARA BAKINCA UTANIYORUM
Annenin tarzı Gabriel Garcia Marquez’e çok benzetilir. Bu benzetmeye sinirlendiği söyleniyor, öyle mi?
İkisi de kelimelerle dans eder gibi yazan insanlar, evet, bundan neden rahatsız olsun?
Sence Türkiye, Latife Tekin’e hak ettiği değeri veriyor mu?
Açıkçası kitapçılarda çok okunanlara baktım mı biraz utanıyorum. Ama annem okunsun diye değil, hak eden pek çok yazarımız orada değil diye. Yalnız şu da var, hak ettiği değeri veren de fazlasıyla veriyor.
Duyduğuma göre oldukça iyi yazıyormuşsun, bambaşka çalışan bir kafan olduğunu söylüyor Burcu. Annen de baban da sanatçı, nedir sana sanat hayatıyla ilgili söyledikleri?
Annemden defalarca uyarı almışımdır: Sanatın ucu bucağı yok, sabah 9 aksam 5 değil, kendini kanıtlamak kolay değil, gireceğin ortamlar sert bir kadın yazar olarak.
Annen "Kadın yazar olarak anılmak gurur verici" demiş bir röportajında.
Kadın olmak zor, evet. Ama ben birçok avantajını da görüyorum. Kadınlar daha akıllı. En büyük problemleriyse o kadar akıllılar ki, erkek 1 şey düşünürken kadın 5 şey düşünüyor. Bölünüyorlar. Yine de kadın, bence istediğini alır.
UÇ YA DA SENİ UÇURACAK İNSANLAR BUL!
Peki, biraz magazinel olacak ama baban Latif Demirci uzun bir süredir şarkıcı Nilüfer’le birlikte. Nilüfer’i hem tanır hem tanımayız, nasıl bir kadın, iyi anlaşıyor musunuz?
Tek bir kelimede Nilüfer’i anlat desen o kelime ‘anaç’. Gördüğüm en anaç kadınlardan, kendini güvende hissettiriyor. En son babamla ziyarete geldiler ama proje dönemimdi, az görüşebildik.
Bir de Yasemin, merak ediyorum,"Gözlerimi kapasam karanlıkta kalırsın.. Haberin var mı?" demiş bir kadın, kendi kızına aşkla ilgili ne der, ne tavsiye verir?
Daha ne cümleler kuruyor duysan, yazdığı gibi konuşuyor zaten, onu anlamak bir efor. Gördüğüm en romantik insanlardandır annem. İnsana, doğaya, hayvana, her şeye aşık. Benim de öyle olmamı istiyor (gülüyor). Hep şu cümle: "Kendini rüzgara bırak, aşık ol!" Ben de nedense tam tersini yapıyorum (gülüyor).
Ne tatlı kadın! Ama tabi anne ne derse tersi yapılır! Ee şimdi Prag’tasın, telefonda da söylüyor mu benzer şeyler?
Evet. Biraz kapalı olduğumu düşünüyor bazı konularda. Öğüdü hep bu: Hayata ayıp etme, yaşa, yaşa, daha fazla yaşa! Uç biraz uç ya da seni uçuracak insanlar bul! Umarım bir gün ben de o mutluluğa ulaşırım.
Yasemin'i daha fazla boğmadım, devam ettik geceye.
Bu röportajdan da bahsetmemiş sanırım annesine. Malum: Anneler ve panik.
Latife Hanım, umarım sizi kızdıracak bir şey sormamışımdır.
Ama merak etmeyin, beni okuyanlar genelde gençler....
Uçması, kendini rüzgara bırakması, daha daha daha fazla yaşaması gereken o kitle...
Bizden zarar gelmez!
Hem bence, ihtiyaç var röportaj kanalıyla da olsa, sizin gibi uçmayı öğreten annelere.
Bir gün size de soru soracak kadar büyüdüğümde görüşmek dileğiyle....