Ahmet Kaya gibi cesur ve sıradışı bir albüm oldu!
Ahmet Kaya’nın şarkılarından ‘ters köşe’ bir albüm ‘Bir Eksiğiz’. Öyle ki Teoman’dan ‘Acılara Tutunmak’ı, Cem Adrian’dan ‘Yakamoz’u dinleyebilirsiniz. Ahmet Kaya’nın eşi, ‘can yoldaşı’ Gülten Kaya, “Bu riskli bir albüm, Ahmet de risk alan bir insandı, devrimciydi. Onun gülümsediğini hissediyorum” diyor.
Ahmet Kaya’yı başka seslerden yorumlatma fikri nasıl oluştu?
Ahmet Kaya yüzlerce şarkı bıraktı sevenlerine. Bu şarkıları yeni kuşaklarla buluşturmak, sektörel deyimle ‘eserleri işlemek’ gerekir hep. İşleyip yeni kuşaklarla buluşturmak gerekir. Yoksa onun çağdaşları olarak sadece biz biliriz bu eserleri. Öte yandan, Ahmet Kaya kendi şarkılarını başka vokal yorumculardan dinlemeyi, özellikle onların kendine has yorumlarını çok severdi. Bu nedenle ben başka seslerden Ahmet Kaya dinlerken hep onun gülümsediğini hissediyorum. Bestelerde inanılmaz bir müzikal zenginlik de var. Bu besteleri özgür bıraktığımızda, yeni düzenleme ve yorum tarzları çıkıyor ortaya. Cover ve tribüte çalışmalarda da önemli olan beste ve yorumcunun tavrına yakınlaşmaktan ziyade, eseri kendisi olarak yeniden ifade etmektir. Bu çalışma Türkiyeli dinleyiciler ya da kulağı Ahmet Kaya yorumuyla dolu sevenleri için bir risk olabilir belki ama yenilenme, tazelenme ve eserleri işleme gibi bir sorumlulukla da baktığınızda, özellikle risk alabilen cesur bir sanat adamının eserleri söz konusu olduğunda, bugüne değil, önemli oranda geniş zamanlara ait çalışmalar yapmak gerekirdi, gerekiyor. Ahmet Kaya diskografisine baktığınızda da onun hep ‘geniş zamanlar’ için şarkılar yaptığını görürsünüz. Güne ait değildir o şarkılar.
‘Bir tek bana yazdığı şarkılara uzaktım’
Bir de albüm dışı olacak ama sizin için yazdığı ‘Can Yoldaşım’ var, “Canım benim can yoldaşım/ Gül tenimde kara benim hey” o şarkının hikâyesini nedir?
Aslında, Ahmet Kaya repertuarını belirleyenlerden biri olarak ben neredeyse tüm şarkıların doğumuna şahitliktik etmişimdir. Yusuf Hayaloğlu/Ahmet Kaya buluşmasından muhteşem şarkılar çıkacağını bilirdim vs. Benim tek bilemediğim ve tanıklık etmediğim bana yapılan şarkılardır. İşte o alana hiç girmedim, çünkü o çok bireysel alanıydı onun, yani sadece kendisine ait bir hissedişti ve o örtüyü hiç aralamadım. Çalışmayı daha başlangıcında iken başkalarıyla da paylaşır ve gözümüzün önünde olgunlaştırırdı ama inanın bu şarkı da içinde olmak üzere, diğerlerini ben söz/beste bittiğinde dinledim. Stüdyoda çok eğlenerek, çok büyük bir keyifle okudu bunu. O şarkıda simgesel espriler vardır ve onların hepsi en sevdiği şeylerdir. Yoldaşlık, can yoldaşlığı son derece kutsadığımız bir kavram bizim. Ahmet natürelliğinde bir aşk şarkısı işte.
‘Ahmet ters köşeyi severdi, bu albümde ters köşe yorumlar var’
Şarkıları kimin seslendireceği konusunda nasıl bir çalışma yürüttünüz?
Bu albüme dair seçimlerde daha önceki çalışmalarımızda da yaptığımız gibi Ahmet Kaya ile kurduğumuz empati çok etken oldu. O nasıl olmasını isterdi? Ahmet hep sıra dışı yaşadı, aklı da öyleydi, kalbi de. Kendisine yükleneni, ya da ondan bekleneni değil, olması gerekeni ve inandığını yapardı ve bunda hep cesurdu. Alışıla gelenin dışında, tamamen kendine has oldu hep. Deneyen, bundan çekinmeyen, risk alan, hepimizin görebildiği mesafelerin çok uzağına bakabilen ve orayı görebilen biriydi. Şaşırtır, düşündürür, ikna ederdi. Devrimciydi. ‘Ters köşe’ diye bir spor deyimi vardır ve o ters köşeye yatırmayı severdi. Bu albüm o nedenle ‘ters köşe’ dir. Sadece Ahmet Kaya müziğine yakın olanların değil, tersine farklı açılarda durarak müzik yapan sanat insanlarının da buluştuğu bir albümdür bu. Dolayısıyla herkes Ahmet’in de isteyeceği kadar özgür hissetsin kendisini istedik.
Şarkıların yeni sesleri duygulandırdı
Albümde size en çok dokunan hangi yorum oldu?
O şarkılar da, onların yeni sesleri de benim ayrı ayrı gözümü yaşartıyor. Sevgili Sezen Aksu şarkının içinde okuduğu şiiri benimle ilk paylaştığında da, Büyük Ev Ablukada grubundan Bartu, seçtiği şarkı için “Ben bu şarkıyı en çok resitaller albümünde dinlediğim için Ahmet Abi’nin ‘geldik sona, son şarkıya’ anonsunu da söylemek istiyorum” dediğinde de, Ceza tüm Ahmet Kaya şarkılarını ortak bir duyguda birleştirdiğinde de, Leman Sam Ahmet’in sesiyle buluşmak istediğinde de, Cem Adrian’ın heyecanı sesine yansıdığında da, diğer tüm sanat insanları bu şarkılarla baş başa kaldığında da duygulandım.
O haksızlığa dahil olanı bağışlayamam
Onunla ilgili en büyük kırgınlığınız ne oldu?
İnsan yaş aldıkça ruhunu eğmeyi de öğreniyor ama sanırım benim ruhumu asla eğemeyeceğim ve eğitemeyeceğim yanım haksızlık karşısındaki tahammülsüzlüğüm ve cehalet! O’na yapılan o devasa haksızlıkta dahli olanları bağışlayamam! Birkaç satırda ifade etmek konunun içini boşaltmak gibi geliyor bana ama bu büyük utancın bir kez daha yaşanmaması için basit bir şey söyleyeyim: Medya ahlaklı olacak, kendisine ‘sanatçı’ diyenler de okuyacak, öğrenecek. Ve bakacak ki o yok saydıkları halk var ve onların bir dili ve kültürü var. Bir halkı yok saymak bu çağın kaldıramayacağı ağırlıkta bir ayıptır. 40 bin insanın ölümünü, on binin üzerindeki kaybı, heba olan bir kuşağı, bunca travmayı kimin sırtına yükleyeceğiz şimdi?
Kimse kendi kültüründen vurulmamalı
Bu topraklarda aydınlar önce ‘vatan haini’ ilan ediliyor sonra iade-i itibar yapılıyor. Ahmet Kaya aynı kaderi mi paylaştı?
Adı üzerinde işte ‘aydın’. Demek ki asıl korkulan şey aydınlanma. Hiçbir özür hayata ya da tarihe düşülen kaydı silmez ki, yeter ki manipüle edilmesin o tarih. Biz bunu bu zamana kadar başaramadık ama Fransa’da De Gaulle “Sartre Fransa’dır!” dedi..
Ahmet Kaya ne zamana kadar sürgünde kalacak?
Bunun bir zamanı yok. Tarihi değiştirmek hiç birimizin haddi değil. O not düşüldü artık. Bundan sonrasında önemli olan bir daha asla hiç kimseyi kendi kültürel kimliğinden vurmamaktır.
Ödülü Kürt halkına uzanan bir el saydık
Cumhurbaşkanlığı’ndan ödül aldınız, eleştirenler oldu mu?
Elbette oldu. Olacaktır, olmalıdır. O ödülü biz Ahmet Kaya şahsında Kürt halkına uzatılmış bir el olarak algılıyor ve o eli tutuyoruz.
Ahmet Kaya gezi tartışmasına da karıştırıldı, Gezi ne ifade ederdi?
Ahmet Kaya’nın bu güne kadar nerde nasıl durduğu çok netken, bunun da içini boşaltmamak gerek. Şarkılara baktığınızda anlarsınız zaten onun nerede duracağını ama burada aslolan Gezi’de ne olup bittiğini doğru anlamak, Gezi’yi dolduranların seslerini duymaktır.