Birleşik Krallık’ın efsanevi başbakanlarından David Lloyd George’un, Atatürk’le ilgili söylediği şu sözü oldukça meşhurdur; “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dâhi yetiştirebiliyor. O da, Türklere nasip oldu...” Bu sözlerin üzerinden 100 yıl geçtikten sonra, günümüzün dâhi isimlerinden Elon Musk, Ankara’da Atatürk’ün huzuruna çıkt. Bu anlarını peş peşe koyduğu fotoğraflarla Instagram’da paylaşan Musk, altına yazdığı “Üç kırık kaburga, delik bir akciğer ve o yine de savaştı…” yorumuyla Türklerin kalbini kazandı. 20 milyar dolara ulaşan serveti bir yana, sıra dışı fikirleri ve sıfırdan yarattığı Tesla, SpaceX gibi markalarıyla teknoloji dâhisi olarak bilinen 46 yaşındaki Musk’ın bu noktaya gelmesi çok da kolay olmadı. Özellikle gençlerin ondan öğrenecekleri çok fazla şey var...
Sağır sandılar ama o hayal kuruyordu
Musk’ın hikayesi 1971’de Güney Afrika’da başlıyor. Babası, mühendis Erroll Musk, annesi ise model Maye Musk. Ebeveynleri 1979’da boşandıktan sonra çocuklara babası bakmış.. Musk’ın anne ve babası küçükken onunla konuşurken sık sık bakışlarını bir yere sabitleyerek tepkisiz kalan oğullarının sağır olduğunu düşünüp doktora götürdüklerinde Elon’un lenf bezlerini almışlar. Ama bu operasyon da işe yaramamış. Sonradan Musk’ın sessizliğinin nedeninin hayal kurmak olduğu anlaşılmış.
Risk almadan gelecek yakalanmaz
17 yaşında Kanada’ya yerleşen Elon Ontario’da üniversiteye başladı, sonra Pensilvanya Üniversitesi’ne transfer oldu. 1995’te enerji fiziği üzerine master yapmak için Stanford’a kayıt oldu. Tam o günlerde internet ortaya çıktı ve okula kayıt olduktan 2 gün sonra internetin toplumu değiştirme iddiasının daha önemli olduğuna karar verdi, risk alıp yüksek lisansını bıraktı ve Zİp2 şirketini kurdu.Bu Musk, imparatorluğunun ilk adımıydı.
Merak etti araştırdı ve keşfetti
Sıkıntılı bir çocukluk geçiren Musk, ortaokulda zamanını genelde ansiklopedilere gömülmüş şekilde geçirdiğini ve bildiği çoğu şeyi merak edip okuyarak öğrendiğini söylüyor. Bunun sebebi ise, okul derslerini dinlemeyi sıkıcı bulması.
Sınıfta eğitim yavaş ve sıkıcı
Musk, insanları bir bilgisayar olarak görüyor; “Beyin ve vücut, bir insanın donanımıdır” diyor. Onun için öğrenme, beyne veri ve algoritma download etme süreci. Sınıf eğitimini sevmeme sebebi ise, kabul edilemez yavaşlıktaki download hızı!
Türkiye’ye gelmeden önce Patrick Kinross’un “Atatürk: Bir Ulusun Yeniden Doğuşu” kitabından “Üç kırık kaburga, delik bir akciğer ve o yine de savaştı…” bölümünü paylaştı; beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu 1,5 milyon ‘like’ 60 bine yakın da yorum aldı.
Burger zamanından çalmıyor
Her sabah 7 gibi uyanıyor, günde ortalama 6 -6,5 saat uyuyor. Kilo vermek istiyor ama çok fazla spor yapamıyor. Haftada en fazla bir ya da iki defa spor yapabildiğinden şikayetçi. Genelde koşu bandında koşuyor, biraz da ağırlık çalışıyor.
Günde 8 kutu kola bol kahve
Günde 8 kutu diyet kola içiyor, bir o kadar da kahve tüketiyor. Kola içmeyi de azaltmak en azında günde iki kutuya düşürmek için çabalasa da bu bağımlılığından kurtulamıyor. Akşam katıldığı iş yemeklerinden dolayı kilo aldığını söylüyor.
Tüm işlerini telefonla yürütüyor
Daha pratik ve hızlı olduğu için tüm işlerini telefonundan yürütüyor. E-mail’lerine cevap yazıyor, sesli mesajlara yanıt veriyor, faturaları kontrol ediyor, rapor okuyor. Çocuklarıyla oynadığı saatlerde bile gözü hep telefonunda.
Üç günde kod yazmayı çözdü
Henüz dokuz yaşındayken okuldaki altı ay süren BASIC kursuna yazıldı ama bu kursu da yavaş buldu ve üç günde BASIC’te kod yazmayı çözdü. Bilgiye olan açlığı ve araştırmaya olan merakı ona hep yeni ufuklar açtı. 10 yaşında IBM’in sınavına katılan dahi en yüksek puanı aldı. 12 yaşında kendi yazdığı Blastar adlı oyunu 500 dolara satıp ilk kazancını elde etti.
Başlangıç noktası 5 soru
Musk üniversitede, hayatta ne yapmak istediğini düşünmeye başladı ve şu soruyu başlangıç noktası olarak kullandı: “İnsanlığın geleceğini en çok ne etkileyecek?” Cevap 5 maddelik bir listeydi:
- İnternet
- Sürdürülebilir enerji
- Uzayın keşfi, özellikle dünya dışında kalıcı yaşam alanları
- Yapay zeka
- İnsan geninin tekrar programlanması
Hızlı öğrenmeyi ağaçlardan keşfetti
Musk, birçok disiplin konusunda donanımlı biri ve pek çoğumuz onun kendisini nasıl bu denli etkili şekilde eğitebildiğini merak ediyoruz. Bir röportajda bu konu ile ilgili sorulan bir soruya şu sözlerle karşılık veriyor: “Zihnim her zaman birbirinden farklı sayısız şey ile dolu oluyor. Bazen bu şeyler arasında geçiş yapmakta zorlanıyorum ve bu konuda yeterince yetkin olmadığımı düşünüyorum. Yine de pek çok insan düşündüklerinden çok daha fazlasını öğrenebilir.
Fakat bunun için yeterince çalışmıyor, hemen pes ediyorlar. Size şöyle bir tavsiye verebilirim: Bilgiyi bir anlam ağacı olarak düşünün. Ağacın yapraklarına, yani konunun detayına odaklanmadan ve onlara güvenmeye başlamadan önce gövdeyi ve kökleri, diğer bir deyişle konunun ana prensiplerini anladığınızdan mutlaka emin olun.”
Bir kitap okudu hayatı değişti
Elon, 12 yaşında ergenlik bunalımına girdiğinde psikolojiye merak sardı, depresif ruh halini çözmek için okuduğu psikoloji kitaplarının kendisini rahatlatmadığını gören kardeşi Kimball, ona okuması için Douglas Adams’ın kült bilim kurgu kitabı “Otostopçunun Galaksi Rehberi”ni verdi. Bu kitap Elon’un hayat felsefesini bir anda değiştirdi ve Musk’ın geleceğin dünyasını şekillendirmesi için attığı ilk, belki de en önemli adım oldu.
Rakiplerini ciddiye almıyor
BMW’nin elektrikli arabası hakkındaki düşünceleri sorulduğunda 10 saniye boyunca gülüp “Diğer üreticilerin bu pazara girmesini çok olumlu buluyorum” diye cevaplamıştı. Google’dan Larry Page, “Servetimi bir hayır kurumuna bırakacağıma Elon’a veririm. Adam Mars’a gidip dünyayı değiştirecek!” demişti.
Herkes TV izlerken durmadan çalıştı
Tıpkı günde 500 sayfa okuduğunu söyleyen Warren Buffet gibi, Elon Musk’ta bir kitap kurdu. Ortaokul yıllarında günde 10 saat kitap okuduğunu söyleyen Musk, ona yön veren kitapların Benjamin Franklin biyografisi, Isaac Asimov’un “Vakıf” serisi ve J.J. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” serisi olduğunu söylüyor.
En büyük sırrı temiz kalmak
Başarıya giden yolda en büyük sırrı temiz kalmak olduğunu söyleyen
Silikon Vadisi’nin dahi çocuğu;
kendisine “Günlük alışkanlıklarınız içerisinde en çok hangisi hayatınızı olumlu yönde etkiliyor?” diye sorulduğunda verdiği cevap, sabah erken kalmak, minnet duymak ya da meditasyon yapmak gibi sıradan bir cevap değildi. Başarıya giden yolda en büyük sırrının sık sık banyo yapmak olduğu söyledi.
Mars ilhamını Frank Sinatra verdi
Musk’ı en çok etkileyen şarkı ise Frank Sinatra’nın Fly Me to the Moon (Beni Aya Uçur). Bu şarkıdan neden etkilendiğini Musk şu sözlerle anlatıyor: “Olanaksızın başarmanın mümkün olacağını anlatan bir duygu var bu şarkıda. Biliyorsunuz benim bir uzay şirketim var ve insanlığın Mars’a gidip yaşayabileceğine inanıyor, bunun için çalışıyorum. Bu şarkıyı dinledikçe uzayda yaşamın mümkün olabileceğine olan inancım yükseliyor.”