"3 ana unsurda ilerliyoruz"
RAM GMY Başkanı Zekeriya Turfanda, projelerinde 3 ana usurla ilerlediklerini söyledi.
MaaNaa markasıyla kentsel dönüşüm projeleriyle son yıllarda adından sıkça söz ettiren RAM GMY Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Turfanda, emlakeki.com’a gelecek projelerini emlak sektörünü değerlendirdi.
Gayrimenkul sektörüne ne zaman girdiniz?
RAM Gayrimenkul olarak 4 yıldan beri gayrimenkul dünyasının içerisindeyiz.Ortaklarımız ve kurucularımız da yaklaşık çeyrek asırdan beri gayrimenkul sektörünün içerisindedir.
Ortaklarınız kimdir? Bahseder misiniz?
Bizim 3 ortak yapımız var; birincisi Candan Karabağlı.Candan hanım uzun yıllar boyunca profesyonel yöneticilik ve CEO’luk yapmış bir isim.Kendisi ilk ‘Melek Yatırımcı’lardan olup Kadın Yatırımcılar Kayak Başkanlığı’nı yürütüyor.Diğer ortağımız da, Fevzi Murat Müftüler.Türkiye’deki ilk yer altı metro sistemini oluşturan beyin takımında yer aldı.IKEA’yı Türkiye’ye getirmek kendisinin eseridir.Hayat bizi birleştirdi.Bizler aileden inşaattayız. 3. Nesil devam ediyor. Onlardan aldığımız düsturuz ve kendi tecrübelerimizi, gayrimenkul sektöründe aktarmaya kamil olduk.
Kentsel Dönüşüm alanında yer almak istediğiniz yerler var mıdır?
MaaNaa markamızı en üst kalitede proje, konut ve residence projeleri üretmek için konumlandırdık. Buna hitap edebilecek İstanbul’da çok bölge yok o yüzden Etiler, Ulus bölgesinde ve Bağdat Caddesi’nin özellikle Kalamış’tan Suadiye’ye kadar olan nezih, sayfiye bölgesine odaklandık. Böyle devam edeceğini de düşünüyoruz.
İstanbul ağlarsa herkes ağlar
Projelerinin kentsel dönüşümden ziyade ruhsal dönüşüm olduğunu belirten Turfanda, şunları aktardı: “Biz 1999 yılında deprem gerçeğiyle tanışmadık. Bunun bir de Adana tarafı vardı Adana Deprem Konutları’nı yaptık ve burada gördük ki bu ülkede çok çarpık bir yapılaşma var. Bunun önüne geçmezsek İstanbul ağlar, şiirler ağlar, şarkılar ağlar hakikatten herkes ağlar… Bu sevdayla, insani boyutlarda projeler yaparak, örnek olmak amacıyla bu yapıya girdik.İşin ruhsal dönüşüm tarafını önemsiyoruz. Amacımız, MaaNaa ile mahallelerimizi canlandırılmaktır.”
MaaNaa gönüllere giden kapıdır
MAANAA isminin nereden geldiğini anlatan Zekeriya Turfanda, “Amaç eskiyen ve afet riski taşıyan binaların dönüştürülmesi” dedi ve ekledi: “A’dan Z’ye kadar içinde insan, insani değerler, insani ilişki ve insani ilişki yönetimler taşıyan bir durum. Markamızın logosunda da bina değil kapı vardır.İnsanın kalbine giden yol gönül kapısıdır.İşte bu felsefe ile yola çıktık.Avusturalyalı tasarımcı ve dünya çapında ünlü bir mimar ile tüm İstanbul gezilerek bu tasarım ortaya çıktı. Bize geliniyor, Gönül kapısından giriliyor ve renkli kapılarla yeni bir yaşam başlıyor.”
Tarihi rakamlara dokunmuyor isim yapıyoruz
Zekeriya Turfanda, dönüştürdükleri projelerde bina numaralarını bina ismi olarak verdiklerini söyledi. Turfanda şöyle devam etti: “İnsanlar tekrar gelip orada yaşamaya devam ediyorlar. Çünkü rakamların enerjisi vardır. Biz projelerimizde farklı bir uygulamada yapıyoruz; isteğe göre dört tasarım konsepti… İsteyene klasik, isteyene spor… Vatandaşın gönlünden ne geçerse evi mimarlarımızca yapılıyor.MaaNaa’nın renklerinden bir tanesi de budur. ‘İlim, sanat ve felsefe yoksa MaaNaa da yok’ diyerek önümüze bakıyoruz.”
Adımızı büyük çaplı projelerde her an görebilirsiniz
Her yıl 4 ile 5 konut ve ofis olarak konuşlanacaklarına değinen Turfanda, gelecek dönem yatırımlarını da şöyle anlattı: “Etiler, Büyükdere Caddesi ve Kozyatağı’nda halihazırda projelerimiz devam ediyor. Ancak, Bağdat Caddesi’nde anlaştığımız 4 tane projemiz var. “Ağa takımıé ile projelerimiz hayır dualarımız alarak yapacağız. Bunun dışında yerli ve yabancı iki yatırımcı grupla çok ciddi görüşmelerimiz var. Büyük çaplı projelere adım atmak istiyoruz.Artık yüklenicilerin daha büyük sorumluluklar alarak daha ciddi, ülkeye değer katan katma değer katan projelere imza atması gerekiyor. Bunun bilincindeyiz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde ana hedef bu. Dileğimiz de ülkemizdeki mahalleleri semtleri canlandırıp MaaNaa markamızı dünyanın örnek alacağı en güvenilir marka yapmak…”
RAM GMY Başkanı Turfanda, inşaatta rekabetin kaçınılmaz olduğuna değinerek, kendilerini diğerlerinden ayıran özellikleri şöyle sıraladı: “Bizim birbirini çok iyi tanıyan 25-30 yıldır beraber çalışan bir ekibimiz var. Mimarlardan ve mühendislerden oluşan bir kadromuz var. Bu kadromuz en kaliteli ürünü üretmeye, çağın gereksinimi olan malzemelerle ve materyallerle, teknolojilerle bunları kullanarak geliştiriyoruz. En önemli farkımız takım olmak.Diğer taraftan güçlü bir sermaye yapımız ve güçlü bir ticari itibarımız var. Çok büyük bir samimiyet ve hakikatle gelen bütün müşterilerimiz burada onların yerine kendimizi koyarak onları karşılıyoruz.Önce gönül bağı kuruyoruz. Çünkü kentsel dönüşümden öncelik bu olmalıdır.”