216 Sancaktepe Neden Popüler ve Güvenli?
Dedesinin işçi gittiği Almanya’dan patron olarak döndü
216 Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Dündar (solda)aileden inşaatçı. Dedesi 1962 yılında Almanya’ya inşaat ustası olarak gitmiş. Babası da yıllarca inşaatlarda çalışmış. Bülent Dündar’da tıpkı babası ve dedesi gibi inşaatçı olmayı seçmiş. Almanya’da restorasyon çalışmaları yaparak iş hayatına atılan Dündar, bugün çalışmalarını kurucusu olduğu 216 Yapı çatısı altında Türkiye’de sürdürüyor. 216 Yapı’yı herkes 216 Sancaktepe Konutları ile tanısa da o aslında fabrika binaları ve iş merkezleri de yapıyor. Nihan Urel, 216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Dündar’la Türkiye’deki inşaat sektörünü, genişletilmesi düşünülen Mütekabiliyet Yasası’nı, 216 Sancaktepe Konutları’nı ve yeni yatırımlarını konuştu. İşte söyleşiden detaylar...
216 Sancaktepe hakkında tüm detaylar için tıklayın!
Nihan Urel : İnşaat sektörü son yıllarda çok popüler. Yatırım açısından para piyasalarını herkesin yüreğinin kaldırması kolay değil. Gayrimenkul güvenli liman olduğu için mi bireysel ve kurumsal yatırımcı açısından bu kadar popüler? Konut Piyasası bugünlere nasıl geldi?
Bülent Dündar: Buna şu çerçeveden bakarsak daha iyi olur. Sektörün popüler oluşunun en önemli nedeni Türkiye’nin inşaat bakımından Çin’den sonra dünyada ikinci ülke oluşudur. Bunun sebeplerinden biri de Türkiye’de inşaat bolluğudur. Örnek verilecek olursa; Almanya’nın dünyada otomotiv sektörüne hakimiyetinin sebebi, kendi ülkelerinde 50 milyon aracın olmasıdır. Kendi ülkelerine çok sattıkları için, teknoloji gelişiyor ve dolayısıyla gelişmiş teknolojinin de dünyada rekabet etme şansı daha yüksektir. Türkiye’nin de dünyada iyi rekabet edebilmesi için inşaat sektörünün her zaman desteklenmesi ve ilerlemesi lazım. Bunun asıl en büyük çıkış noktası 1999 Depremi’dir. 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nden sonra, daha kaliteli, daha bilimsel, daha piyasa endeksli konutlar üretilmeye başlandı. Yani inşaat firmaları piyasanın ihtiyaç duyduğu ürünü daha fazla üretmeye başladılar. Bugün bilimsel araştırmalar yaparak konutlar üretiliyor.
Nihan Urel: 216 Sancaktepe olarak siz de daha satışa çıkmadan AR-GE’ye yatırım yapan ender firmalardansınız. Konut tüketici eğilimlerini araştırıp, ona göre konut yapıyorsunuz değil mi?.
Bülent Dündar: Bu aslında pazarlamanın bilimsel bir dalıdır. İnşaat sektörünün daha profesyonel olarak bunu gerçekleştirme dönemi 1999 Deprem’inden sonra daha çok hız kazandı. Bu yöntemle de gelir elde edilmeye başlandı. Biz de 216 Yapı olarak pazarlamanın artı ve eksilerini iyi bildiğimiz için, hedef kitlenin eğilimlerini bilmeden hayali bir iş yapmak doğru olmaz diye düşünerek bu yönteme başvurduk. Pazarlamada da bu böyledir, yani doğru hedef kitleye ulaşmak istiyorsanız, pazar araştırması yapmak zorundasınız. Bu araştırma olmadan başarılı olamazsınız, biz aslında var olan bir uygulamayı gerçekleştirdik. Yani bu anlamda sektördeki diğer oyuncuların bunu yapmaması ihtiyaç duymadıklarını ya da dikkate almadıklarını gösterir.
Nihan Urel: Sektördeki müşteri anketleri işler başlamadan önce değil, bittikten sonra yapılıyor. Firmalar bir projedeki eksikliklerini ikinci projede,üçüncü projede tamamlıyorlar. Yani deneme yanılma yöntemiyle gidermeye çalışıyorlar. Kendi müşteri şikayetlerini göz önünde bulundurarak ve onlara göre değerlendirme yapıp sonuca gidiyorlar. Siz başından yaptığınızı söylüyorsunuz.
Bülent Dündar: Bu da bir pazarlama yöntemidir. Biz de araştırma yaptıktan sonra ürettiğimiz ürünle ilgili şikayetler varsa, bunu bir sonraki projede tabiî ki iyileştirme yoluna gidiyoruz. Fakat bunun asıl doğru olanı, önceden bu araştırmayı yapmaktır. Yani var olan şikayetleri önceden değerlendirmektir. Dolayısıyla Türkiye’de inşaat hak ettiği yere tam olarak gelmedi ama “Mütekabiliyet Yasası”nın önümüzdeki dönemde çıkma ihtimali var. Bunu çok önemsiyoruz.
Proje hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın!
Nihan Urel (sağda): Peki sizce bu yasa daha çok hangi tarz konutların satışına yarayacak ? Yani Güney’deki yabancı yatırımcının emekli olduktan sonra yerleşmek için tercih edeceği yerlerin mi? Yoksa İstanbul’daki lüks konutların mı ? Ya da yatırım amaçlı bizim orta sınıf diye tabir ettiğimiz kesime hitaben yapılan konutların satışına mı yarayacak ?
Bülent Dündar: Mütekabiliyet Yasası’nın çıkmasıyla beraber burada en çok yasaklı ülkelerin (42 tane ülke var) Türkiye’de konut alımının daha çok olacağını, özellikle bu yasaklı ülkelerden Orta Asya ve Arap ülkelerindeki alıcıların ülkemizden daire alacaklarını zannediyoruz. Burada genelde tahminimce sitelerden konut alacaklarını düşünüyoruz.
Nihan Urel: Peki sizce hangisine eğilim olacaktır? Yeni yapılan projelerden mi ?
Bülent Dündar: Güneyde, Akdeniz ve Ege bölgesine muhakkak bir ciddi katma değer olacaktır. Ama özellikle Arap bölgesindeki zengin nüfusun, İngiltere’de, Paris’te dairesi var, neden İstanbul’da olmasın? Burada da bir yatırımı olsun. Burada da lüks en A Plus projeden başlayın, en alta kadar bakıcak olursanız, hani en ucuz olan proje bundan nasibini almayabilir ama kaliteli projeler muhakkak nasibini alacaktır. Oransal anlamda minimum yüzde 10 ile yüzde 20 oranında faydalanılacaktır. Yani bu yasa sayesinde piyasaya bir yüzde 10- yüzde 20’lik büyüme gelir. Şu anda Türkiye’den yılda 40.000 adet konut yabancılar tarafından alınmaktadır. Bunlar kimler? Yasaklı olmayan ellinin üzerinde ülke var, işte; İngilizler, Almanlar falan yani yasaklı olmayan ülkeler. Bir de henüz bekleyen ülkeler var. 42 iki ülke, 12 tane de izinli ülke var. Bunlara bir yeşil ışık yakıldığında, zaten bekleyenler var böylece yüzde 10- yüzde 20 oranında satışlar daha da artacakmış gibi görünüyor.
Nihan Urel: Bu yüzde 10-20’lik satış ciro olarak ne kadara denk gelir sizce?
Bülent Dündar: 10 milyar TL civarında minimum bir gelir olur. Bu da zaten hem hükümetin hem ihracatçıların 2023 hedefi var. Şu anda Başbaşkan’ın Arap ülkelerinde nasıl karşılandığını görüyoruz. Bunu fırsata çevirmek lazım. Yani bu konunla beraber zaten basında ciddi yer aldı. Kanun da çıkarsa sektöre ciddi anlamda faydası olur. Sektördeki oyuncular olarak bizlerinde bu anlamda eksikleri yok değil, fiyatların biraz gerilemesi gerekiyor.
Nihan Urel: Konut piyasasındaki fiyatların yüksek olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bülent Dündar: Maliyetler bu yıl yüzde 15 arttı. Bu artışların muhakkak olumsuz sonuçları olacaktır. Fiyatların ve faiz oranlarının yükselmesi sıkıntı yarattı. Merkez Bankası’nın da munzam karşılığını arttırması da biraz sıkıntı yaptı. Ben inanıyorum ki bu sadece bu yıla özel bir şeydi. Piyasa biraz kızıştı, önümüzdeki yıllarda bir gerile