2023'te uzayda Türkler de olacak (2)
Prof. Nurcan Baç Amerika'da uzay araştırmaları yapan NASA'ya bağlı 10 merkezden biri olan CAMMP'te yıllarca çalıştı. Uzaya deney gönderen ilk Türk oldu. 3 milyon dolarlık son zeolit kristalleri deneyi 1 Şubat 2003'te dönüş yolculuğunda patlayan Columbia mekiğindeydi. Rus ve Amerikalı astronotlara eğitim veren Nurcan Baç, Türkiye'ye döndü. Şimdiki hedefi Cumhuriyet'in 100'üncü yılında bir Türk'ü uzaya göndermek
* Bir de bu çalışmaların stratejik önemi var, öyle değil mi?
Evet. Dünyadaki herhangi bir yerin her türlü görüntüsünü almak mümkün uzaydan. Irak Savaşı sırasında Amerika bu teknooljileri kullandı. Ben işin o tarafıyla ilgilenmiyorum.
* Geleceğin enerji kaynağı da uzayda hazırlanıyor, diyebilir miyiz?
Yakıt pilleri geleceğin enerji kaynağı. Bu çalışmalara dayanarak prototip otomobiller geliştirildi, denemeler yapılıyor.
* Uzayda insan sağlığı üzerine de deney yapılıyor mu?
Evet. Son yıllarda bunlar çok ön plana çıktı. Örneğin AIDS. AIDS'e yönelik çalışmalar yapılıyor. Yeni ilaçların tasarlanması için kullanılan çok sayıda deney var. Protein kristalleri araştırmaları her uzay yolculuğunda mutlaka olur. Biz astronotlara bu deneylerle ilgili eğitimler veriyoruz.
* Bir zamanlar uzay çalışmalarında Amerika ve Rusya çekişildi. Ruslar geri mi kaldılar rekabette?
Rusya'nın uzay programını Amerika destekliyor. Uzay istasyonuna 6 ayda bir gidiliyor. Columbia kazasından sonra ekipler uçamıyor, 2005'in ikinci yarısına kadar uçuş olmayacak. O da ertelenebilir.
* Son Columbia uçuşu da defalarca ertelenmişti sanırım...
6 kez ertelenmişti. Bu ertelenmeler her uçuş öncesinde olur, çünkü uçuştan önce herşey düzgün gitmeli. Hava yağışlı ya da çok bulutlu olmamalı.
* Artık Türkiye'desiniz. Ne yapacaksınız burada?
Hedefimiz 2023'te bir Türk'ü uzaya göndermek. ODTÜ'de bir iki yıl önce çalışma başlatıldı. Türk astronotunu yetiştirmek için uzayla ilgili konularda yetişmiş insan gücü sayısını artırmaya yönelik. Bunun dışında Hava Kuvvetleri'nin de çalışma yapması gerekiyor. Pilotlar lisans üstü eğitim almalı. İnsan gücü potansiyelimizi artırırsak, NASA Genel Merkezi'yle temasa geçip, bu insanlardan birini uçurmak mümkün. Lobi gerekiyor. Doğru yerlerde doğru insanları tanımak gerekiyor. Türkiye'nin uzay çağını yakalaması için Başbakanlığa bağlı olarak sivil bir yapıda oluşturulacak Türkiye Uzay Kurumu'nun üniversite, Hava Kuvvetleri ve Sanayi (örneğin TAİ) ile işbirliği içinde çalışması gerekir. Bu yapının bir an önce oluşturulması çok önemli.
Uzaydan dönen daha anlayışlı oluyor
* Astronotlar nasıl seçiliyor?
NASA'ya bağlı çalışan astronotların büyük çoğunluğu hiç uçmayacaklar. NASA bunu bidiği için yüzlerce astronot çalıştırıyor. Hem hükümetin, hem de NASA'nın önerdiği kişi uçuştan 2 yıl önce seçiliyor. Örneğin 2005 yılı uçuşuna katılacak astronotlar bellidir. Astronotların eğitimi çok kapsamlı. Yerçekimsiz ortamı dünyada sağlamak için büyük bir su tankında çalışıyorlar. NASA'nın 40 bin fit'e çıkıp burun üstü çakılan uçaklarında 23 saniyelik yerçekimsiz ortam oluşuyor. Astronotlar bu deneylerden geçiyor.
* Psikolojik eğitimleri nasıl oluyor?
Çok fazla test yapılıyor. Örneğin bir test için 75 cm. çaplık bir siyah kürenin içine giriyorlar. O kürenin içindeyken, her türlü test yapılıyor, kan değerleri, kalp atışları, beyni inceleniyor. Her mekikte 7 astronot oluyor. 3 tanesi, hava kuvvetleri ya da deniz kuvvetlerinden... Havacı pilot kökenli olmasının nedeni mekiğin indirip kaldırılması ile ilgili. Diğerleri bilimadamı oluyor. Doktor, kimya veya havacılık mühendisi gibi. Çok iyi yetişmiş kişiler seçiliyor. Çünkü bunlar çok önemli deneyleri uzayda gerçekleştiriyorlar.
* Astronotlar nasıl etkileniyorlar uzay yolculuğundan?
İnsanın kasları uzayda eriyor. Ağırlık olmadığı için kaslar kullanılmıyor. Bu yüzden günde 30 dakika bisiklete binmeleri şart. 16 günlük uçuşun sonucunda yüzde 30 kas kaybı oluyor. Kemiklerde erime de oluyor.
* Uçuştan sonra psikolojileri değişiyor mu?
Değişiyor. Daha hoşgörülü oluyorlar. Uzaya gidip dünyaya bakıp, yani dünyayı avuçlarının içinde hissedince kişisel çekişmelerden uzaklaşıyorlar.