2012’nin konuşulan eserleri
Üç dakikada rekor fiyata ulaştı
Ender Mermerci’nin koleksiyonundan çıkan Osman Hamdi Bey’in ‘Vazo Yerleştiren Kız’ adlı yağlıboya tablosu sadece 2012’ye değil, Türk sanat piyasasına da damga vurdu. Mermerci ailesinin sanat yatırımını çağdaş resime yoğunlaştırmak için elden çıkardığı 1883 tarihli tablo 3 milyon 280 bin TL’ye satıldı. Müzayede 5 kişinin çekişmesine sahne oldurken tablo sadece 3 dakikada rekor fiyata ulaştı ve eşi telefonda kendisine ‘Al’ diyen Seher Aydınlar’da kaldı.
Tasavvufu çağdaşla buluşturdu
Erol Akyavaş’ın tasavvufla kurduğu ilişkinin bir yansıması olarak görülen En-El Hak görenleri hayran bırakıyor. Mart ayında 2 milyon 780 bin TL’ye satılan eser, bu yıl Türk çağdaş sanatının en pahalı tablosu oldu. Tabloyu 2011’de Akyavaş’ın ‘Vav’ tablosunu da 1 milyon TL’ye satın alan, koleksiyoner iş adamı Zafer Yıldırım aldı. Akyavaş 1987’de resmettiği eserini yaparken, İslam düşünürü Hallac-ı Mansur’dan ilham almış.
DİĞER BURÇ YORUMLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
Nejad Devrim’den ‘soyut’ rekor
Nejad Devrim’den ‘soyut’ rekor
Dünyaca ünlü müzayede evi Sothebys’in ‘Çağdaş Türk Sanatı’ müzayedesine ressam Nejad Melih Devrim damga vurdu. Sanatının 1952 tarihli ‘Soyut Kompozisyon’ adlı eseri geçen Nisan 250 bin Sterlin’den satışa çıktı ve 735 bin Sterlin’e (2 milyon 100 bin TL) sahibini buldu. Eser, ressamın bir müzayedede satılan en pahalı eseri oldu. Sanatçının önce kendi koleksiyonunda tuttuğu tablo 1987’ten bu yıla kadar Amerikalı bir koleksiyonerde kalmıştı.
Kuşatma serisinin son tablosu
Erol Akyavaş’ın ‘Kuşatma’ serisinin son eseri ‘Fallen City’ Kasım ayında 1 milyon 641 bin TL’ye satılarak sanat dünyasına damga vurdu. Kuşatmanın ardından fethedilen bir şehri anlatan tablo, Pınar ve Hakan Ertaç çiftinin koleksiyonuna gitti. “Koleksiyonumuz için seçtiğimiz sanatçıların belli dönemlerine ait önemli eserlerini toplamaya çalışıyoruz” diyen Pınar Ertaç heyecanını “Bayraklar her kalktığında acaba alabilecek miyiz diye endişelendim” diye anlattı.
Bu bir Zonaro değil, Hasan Rıza
İtalyan saray ressamı Zonaro’ya ait olduğu düşünülen ve ‘Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a Girişi’ni tasvir eden resmin, askeri ressam Hasan Rıza’ya ait olduğunu geçtiğimiz yıllarda öğrendik. Zonaro’nun, ressam Hasan Rıza’nın eserlerinin reprodüksiyonunu yaptığı, Rıza’nın eserlerinin ise öğrencileri tarafından vücutlarına sarılarak kurtarıldığı ortaya çıkmıştı. Rıza’nın tablosu bu ay kıran kırana geçen müzayedede 1 milyon 260 bin TL’ye alıcı buldu.
Orhon’un ‘soyut’ları yok satıyor
Soyut çalışmalarıyla ünlü Mübin Orhon’un 1962 tarihli ‘Soyut Kompozisyon’u Kasım’da 1 milyon 10 TL’ye satıdı ve Orhon’un başka eserlerinin de bulunduğu Yıldız Holding’in koleksiyonuna katıldı. Eser, daha sonra Contemprorary İstanbul’da da büyük ilgi gördü. Fransız ressam Daniel Gervis, onun eserleri için, “Stüdyosuna yaptığım ziyaretlerde resimlerini çok beğenmiştim ve ilk tablolarımı koleksiyonum için o zaman satın aldım” diyor.
Geometriyi sanatından ayırmıyor
Ferruh Başağa’nın Akdeniz serisinden 1995 tarihli ‘Mavi Akdeniz’ adlı tuval çalışması sanatçının en önemli eserleri arasında gösteriliyor. Kendini “Geometrinin Sonsuz Estetik Olasılıkları”nı keşfetmeye adayan sanatçının bu eseri, Kasım ayıda 350 bin TL açılış fiyatı ile müzayedeye çıktı, 757 bin TL’ye satıldı. Sanatçının eserleri ilk sergisinin hemen ardından UNESCO tarafından MusÈe d’Art moderne de la Ville de Paris’te açılan sergide yer almıştı. “Geometri bir problemdir. Ben problem dışına çıkarak geometrinin estetiğini aradım” diyen sanatçı 2010 yılında hayatını kaybetti.
Figüratif resmin dönüm noktası
Yılın ilk müzayedelerinden birinde Orhan Peker’in ‘Ayçiçeği Tarlası’ yapıtı öne çıktı. Mart ayında sanatçının 350 bin TL’den satışa çıkan eseri 695 bin TL’ye sahibini buldu. Aktif resim yaptığı yıllarda Türk resim sanatının figüratif ve soyut olduğu bir döneme denk gelen sanatçı, Adnan Çoker, Ömer Uluç, Nejad Devrim gibi soyuta yönelenlerin aksine Nedim Günsür, Cihat Burak gibi ressamlarla figüratife yönelmişti. Sanat eleştirmenleri izlenimciliğini özellikle 1960’dan sonra figüratif çalışmalarla yansıtan Peker’in eserlerinde Avusturyalı Oskar Kokoschka’nın izleri olduğunu düşünüyor.
Çoker’in önemli 5 eserinden biri
Sanat ve cemiyet dünyasının bir araya geldiği müzayedeye ilgi çok yoğundu. Adnan Çoker’in “Retrospektif 3” adlı eseri 650 bin YTL’ye alıcı bularak Beyaz Müzayede Evi tarafından düzenlenen yılın son müzayedesinin en pahalıya satılan eseri oldu. Paris’te Andre Lhote, Henri Goetz, Hayter ve Emilio Vedova ile yolları kesişen sanatçının sanat hayatındaki en önemli özelliği olarak sanatını hem çağın anlayışı, hem de kendi ulusal kültürünü kullanması olarak öne çıktı. Çoker’in kitabında yer alan bu çalışma ayrıca sanatçının hayatı boyunca yapmış olduğu en büyük 5 eser arasında bulunuyor.