Gazete Vatan Logo

10 dakikada hazır oluyor 35 kilo ağırlıkla dalıyorlar

10 dakikada hazır oluyor 35 kilo ağırlıkla dalıyorlar

Çok önemli işlere imza atmalarına rağmen pek tanınmayan bir birim “kurbağa adamlar”... Oysa suyla ilgili her adli vakada işin içinde onlar var. Boğaz gezintisi yapan Başbakan’ın teknesini onlar arıyor; intihar edenlerin cesetlerini su altından onlar çıkarıyor. Ülkemizdeki 110 kurbağa adamdan biri olan Sualtı Grup Amiri Komiser Hüseyin Yücel Turan’la konuştuk...

Türkiye’de şu an kaç kurbağa adam var?

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı 110 aktif kurbağa adam var. 20 arkadaş eğitimlerini tamamladı; kadro çalışmaları tamamlanmak üzere. Seçilmiş ve eğitim alacak daha 55 aday da var. Yani toplamda 185 olacak...

İstanbul’da görevli olanların sayısı nedir? Ankara gibi deniz olmayan yerlerde de var mısınız?

Sekiz memur, bir rütbeli olmak üzere toplam dokuz kişi... Ankara’ya da 5-6 personel atanmak üzere. Bizim işimizde su olması yeterli. Mesela adam adamı vuruyor, gidip göl başına suç aletini atıyor. O aleti biz buluyoruz... Türkiye’de toplam 18 ilde kurbağa adam var. Her yere gitmemiz şu aşamada mümkün değil. Fakat pilot bölge kapsamında çalışılıyor. Mesela Ordu’daki sualtı grup amirliği Giresun, Tokat ve Sivas illerinde de meydana gelen sualtı olaylarına bakmakla mükellef.

Tam olarak ne iş yapıyorsunuz?

Yönetmelikte görevimiz “denizlerimize ve iç sularımıza atılmış, kaybolmuş veya saklanmış olan suç aleti cisimlerinin bulunup çıkartılması” olarak tanımlanıyor. Bunun yanında limanlarımıza kaçak madde, silah veya uyuşturucu getirdiği şüphesi bulunan gemilerin geçiş güzergahlarında dalış yapıyoruz. Yerli- yabancı devlet büyüklerinin Boğaz’da yapacakları etkinliklerde inip binecekleri iskelelerin ayaklarının altına bakılması, teknelerin sualtında kalan noktalarında patlayıcı madde var mı diye araştıma yapmak; sel baskını gibi tabii afetlerde arama kurtarma yapmak da bizim işimiz. Bir de kendi içimizde yapmış olduğumuz eğitim dalışları var... Su altına taşınmış tüm adli vakalarda görevliyiz. Şimdi jandarma da yeni kendi dalış ekibini kurdu. Önceden jandarma bizden valilik kanalıyla talepte bulunurdu.

Nitrojen gazının genelde 30 metreden sonra narkozik etkisi vardır. Halüsünasyon görmeye sebep olur. Hatta beraber daldığım bir arkadaşım denizkızı gördüğünü sanmıştı... Şimdiye dek 2 arkadaşımız sualtında şehit oldu; 1998 ve 2005’te.

Maksimum 42 metreye dalınıyor

- Emniyet Genel Müdürlüğü branşlaşmaya 2000 yılında başladı. Aslında cumhuriyetin ilk yıllarında dahi dalış hizmetini gören polisler vardı. Fakat bunlar gönüllü kişilerdi. Şimdi personelin özlük hakları bile planlaşmış durumda. 3160 sayılı Emniyet Teşkilatı Uçuş ve Dalış Hizmetleri Tazminat Kanunu var.

- Kaç dalış yapılacağı inilen derinliğe ve ne kadar kalındığına bağlı... Örneğin kurbağa adam, 40 metreye dalmışsa o gün bir daha dalamıyor. Nedeni, vücudunun yeteri kadar nitrojen abzorve etmiş olması. 12 metrede 140 dakika; 42 metrede ise en fazla 7 dakika kalınıyor. Maksimum 42 metreye dalınıyor. 20 metreye dalmış ve 1 saat çalışmış bir dalgıç, ikinci vaka eğer 30 metredeyse ona gidemiyor. Çünkü ilk dalışın o günkü en derin dalışı olması gerekiyor.

Gazlı içecek içmiyorlar


- Malzemelerden kendileri sorumlu. Bir memura toplam 27 parça malzeme kayıtlı; bıçaklar, fenerler, dalış saati, pusula, maske, elbise, regülatör gibi... 3 ayrı kıyafetleri var. Bir tanesi kirletilmiş sulara, kimyasal sulara girmek veya buzaltı dalışı için; diğeri yazlık şortlu kıyafet ve gündelik normal dalış elbisesi.

- Gazlı içecek içmiyorlar. Çünkü ayran bile içseler vücutta gaz yükseliyor ve dalış konforlu olmuyor.

- Yalnız dalmaları yasak. Bir dalış ekibi en az 4 kişiden oluşuyor. Bir dalış amiri (dalgıçların ineceği yeri, kalacağı zamanı, yapacağı işi tarif eder], yedek dalgıç ve 2 kişi de dalışı gerçekleştiriyor.

10 dakikada hazır oluyor 35 kilo ağırlıkla dalıyorlar


- Günlük kondüsyon artırıcı egzersizleri var. İşe gelince hemen üniformalarını giymeyip, ilk 2 saat spor yapıyorlar.

- İhbar geldikten sonra 10 dakikada hazır oluyorlar. Taşıdıkları araçlar kilolarına ve bilgilerine göre değişiyor. Bazı dalgıçlar 7 kilo, bazısı 12 kiloyla dalıyor. Tüpün ağırlığı 2 litreden 18 litreye dek değişmekte. 18 litrelik bir tüpün ağrılığı yaklaşık 20 kg; 15 litreliğin ise 17 kg... Ayrıca dalgıç, kolay batmak adına ortalama 10 kiloluk bir ağırlık kuşanıyor. Örneğin tüpün ağırlığı 15 kilo dersek; regülator donanımı da 4-5 kilo olursa; elbiseler de 5-6 kilo geliyor ve toplamda üzerinde 30-35 kilo ağırlık oluyor.

- Eğitim dalışı sırasında Sarayburnu’nda buldukları 2 makineli tüfek ‘en enteresan’lar listesinde.

‘Kadınlar sınavlarımızı geçemiyor’


Kurbağa adamlar nasıl bir eğitim alıyor?

Önce polis olması gerekli. Sonra da kurbağa adam seçme sınavlarını girmeli. Sicili temiz olmalı... Seçmeler ihtiyaca göre planlanıyor. Örneğin 2004-2012 yılına dek hiç kurbağa adam alınmamış... Kara ve havuz eleme testleri var. Adaydan havuzda x dakikada bilmem kaç metreyi yüzmesi isteniyor. Kara testlerinde de bilmem ne kadar km’yi şu kadar dakikada koşacaksın ya da şu kadar barfiks, şınav çekeceksin gibi testler var. Çok ciddi bir eleme söz konusu. Daha sonra Çapa Tıp Fakültesi Sualtı Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan tüplü ve tüpsüz dalış yapmasında bir sakınca olmadığına dair sağlık raporu alınıyor. Sonra da en az 8 haftalık bir eğitime tabi tutuluyor. Önce balık adam eğitimi alıyor. Normal dalgıç oluyor yani. Ardından kurbağa adam olmaya yönelik dalışlar başlıyor. Soğutulmuş, kirletilmiş, kimyasal bulaştırılmış sularda dalışlar yaptırılıyor. Mesela helikopterden atlatılıyor; maket bir kazazedeyi kurtarıp yukarı çıkartılıyor. Sualtında fotoğrafçılık, denizaltında delil ölçme, delile müdahale etme de öğretiliyor. Ardından gece dalışları yaptırılıyor. Çok acil durumlarda gece de dalıyoruz; limitimiz ise 15 metre oluyor.

Kurbağa adam olarak artılarınız neler?

Bizim her dalış hizmet yılına ekstra olarak 6 ay yıpranmamız var. Emniyet teşkilatı mensubunda bu süre 3 ay. Toplam 1 yıl çalışan dalgıç, 1 yıl 9 ay çalışmış kabul ediliyor.

Devlet yetkililerinden en son kimi korudunuz?

Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın İstanbul programları olduğu müddetçe biz de işin içinde oluyoruz. Başbakanımızın bineceği teknenin altına bakarız; yanaşacağı iskelenin altı da aranır. Başbakanımızın bineceği teknenin bir başına bir de arkasına deniz polisinin hızlı botlarından tahsis edilir. Bakanlarımız için de geçerli bu söylediklerim.

Hiç kadın personeliniz var mı?

Yok. Sınavları geçen olmadı şimdiye dek. Bir sınır veya ayrımcılık söz konusu değil ama kriterleri yerine getiremediler. İşin ruhuna baktığınızda, kanalizasyona, İski’nin çukurlarına indiğimiz de oluyor; yeri geliyor cesetlerle haşır neşir oluyoruz. Çok da kadın ruhuna uygun bir iş değil bence.

Haberin Devamı