1 Nisan şakası
Canım Türkiyem
Canım Türkiyem şakalara bayılıyor. Şaka kendisine yapılmadığı sürece hoşuna gidiyor. Ancak şakaya kurban gidenler için durum farklı. Maalesef şaka kaldıramayanların çoğunlukta olduğu bir ortamdayız. Bunun bir nedeni stres içinde yaşamamız. İkinci nedeni de şakanın dozunu kaçırmakta son derece marifetli olmamız. Türkiyem’de hayatımıza renk, heyecan katan, dünyanın en güzel topraklarında günlerimizi monotonluktan uzak ve sıra dışı yapan bir hayatımız var. Sabah yataktan kalktığımızda gün içinde bizi ne beklediğinden haberimiz yoktur.
1 Nisan şaka yapmak için ideal bir gün. Şaka kurbanı olmak için de son derece müsait bir zaman. Ben şaka yapmayı küçüklüğümden beri çok severim. Bugüne dek radyoda yaptığım sayısız telefon şakaları büyük beğeni toplamıştır.
En popüleri internette artık efsane olmuş küfürbaz emlakçı Metin şakasıdır. Bu şakada altını çizerek yine tekrarlıyorum tipik Türk insanının kendisine yapılmadığı sürece en çok sevdiği iki şey vardır. Birinin işletilmesi ve bol miktarda küfür edilmesi. Siz siz olun yapmayı düşündüğünüz şakanın dozunu ve zamanını iyi ayarlayın. Öyle bir şaka yapın ki şakanın kurbanı da sonunda o şakaya gülebilsin. Eşek şakası dediklerimizden uzak durun. Birine sevdiği trafik kazasında öldü diye şaka yapmak şaka olmuyor. İnsanın yüreğine indiren şakalardan lütfen uzak durun. Bana bu tür şakalar yapmam için bir dolu istek geliyor. Hayretler içinde kalıyorum. Her şeyin kolayca ve çok çabuk b..unu çıkartan bir yapımız vardır. Bugün ne olursunuz ayarı kaçırmayalım ve
1 Nisan’ın tadını çıkaralım.
Fatmagül"ün suçu diziyi uzatmak
‘Fatmagül’ün suçu ne?’ dizisi ne zaman bitecek bilemiyorum. Ama dizinin artık miyadını doldurduğunu ve uzatmaları oynamaya başladığını düşünüyorum. Mustafa hüküm giydi, Fatmagül ve Kerim rahatladı, Reşat serbest kaldı. Fatmagül ve Kerim kısa süreli şok yaşadı nereye kadar gider? Sonunda izleyiciye ‘’Ne olursa olsun bana ne be!’’ dedirtecekler. Münir’in gizli hesaplar peşinde olması, Asu’nun karnında bebeğiyle yapayalnız kalması diziyi uzatmak için yeterli değil. Başrol oyuncusu Beren Saat’in ünlü popçu Kenan Doğulu’yla medyatik bir ilişki yaşaması da masum ve mağdur olarak tanıyıp sevdiğimiz Fatmagül’ün sihrini bozdu. ‘Aşk-ı Memnu’ dizisi sırasında Beren Hanım aynı ilişkiyi yaşasa Bihter ile Behlül’ün aşkını kimse sallamazdı. Kenan ile Beren birbirlerine çok yakışıyor. Boyu boyuna, tipi tipine uygun bir çift görüntüsü veriyor. Ama bu ayrı hikâye, perşembe akşamları Fatmagül’ün zorlama ızdırabını izlemek ayrı hikaye... Bence Fatmagül’ü bir an önce bitirsinler ve Mukaddes rolündeki Esra Dermancıoğlu’nu alıp ‘Korkunç Yenge’ diye dramatik yeni bir dizi yapsınlar...
Çok daha iyi olur.
Frikik meraklıları
Frikiklere çok meraklı bir milletiz. Yeşil sahalardaki ceza atışlarından bahsetmiyorum. Fenerbahçe’nin yıldızı Alex’in, çoğu golle sonuçlanan mükemmel frikiklerinin popülaritesi internettekilerin yanında sönük kalıyor. Hangi ünlü güzel kadının ismini tıklasanız fotoğraf galerisinde frikik vermiş pozları bulunuyor. Frikik vermemiş ünlü, yarı ünlü veya ünlü olmaya aday bir hatunu bulmak mümkün değil. Yabancı hiç fark etmiyor. Ünlüler şayet kazayla bir filmde veya dizide bir sevişme sahnesinde oynadıysa o zaman yandı. Frikik fotoğraflarının yanı sıra bir de sevişme görüntüleri sayfayı kaplıyor. Frikik ve sevişme sahnesi olmayan ünlü kadınlar, olan hemcinsleri kadar ilgi görmüyor. Şimdi mümkünse kendinizi o kadının yerine koyun. İnternette ismini tıkladığında unutmak istediği fotoğrafları veya sahneleri görüyor. Bu çok sinir bozucu ve aşağılayıcı bir durum. Bir ara YouTube yayınına müdahale ediliyordu. Sansürü özgürlüğümüze aykırı buluyorduk. Saçmalık diyorduk. Saçma mı değil mi siz bir de onu frikik pozları ve görüntüleri sanal ortamda cirit atan kadınlara sorun.
Sibel"in ahtapotu
Survivor yarışmacılarından şarkıcı Sibel Tüzün bilmeden öldürdüğü ahtapotun ardından kahrolup bir daha ahtapot yememeye tövbe etmiş. Sibel hayatına son verdiği ahtapotu kalamar sanmış. Ha kalamar ha ahtapot ne fark eder? Balıkçıya gittiğimizde ikisinin de salatasını, ızgarasını afiyetle yemiyor muyuz? Sevgili Sibel bugüne kadar hayatında hiç ıstakoz yemedi herhalde. Istakozun kaynar suda çıkardığı canhıraş feryatları duysa hiç dayanamazdı. Benim anlamadığım nokta bu yarışma hayatta kalma mücadelesi değil mi? Issız bir adada alışık olmadığın doğa şartları ve açlıkla mücadele ediyorsun. Bırak ahtapotu icabında örümcek hatta karafatma bulsan yersin. Ahtapota olan bu acıma hissi nerden çıktı? Kalamar olsa Sibel’cim göz yaşları dökmeyecek miydi? O kalamarın canı yok mu? Tavada pişmek için mi dünyaya gelmiş? Hayvan hakları koruyucularından başarılı gazeteci Ömür Gedik bu olay sonrası ‘Ahtapot, Sibel’in eline dolanınca duygusal bir bağ gelişti aralarında. Sibel Tüzün gerçeği görebilenlerden’ demiş. Bence Sibel için gerçeği görebilenlerden filan denmez. Açlık başına vurmuş denir! Ayrıca eline dolanan ahtapotla insan arasında duygusal bir bağ gelişiyorsa, boynuna dolanan kobra yılanıyla ne gelişiyor onu çok merak ediyorum. İyi ki Survivor adasında timsah yok. Demek timsah öldürseler etini yemeye kıyamayıp derisinden çanta, ayakkabı yapacaklar!