El motoruyla büyüme olmaz
.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için çok güçlü bir bankacılık sistemine sahip olması gerektiğini söyledi. Bu büyümede lokomotifin yerli bankalar olacağını belirten Özince, ”Eğer mali sektörümüzü 2 kat büyütmezsek bu motor patlar gider. Elin motoruyla da 2023 hedefi tutmaz” dedi.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, yabancıların uzun zamandır İş Bankası’nı yakından izlediğini belirterek, “Bizim bu konudaki tavrımız son derece açık. Bizde satılacak bir şey yok, fırsat çıkarsa yurtdışında biz banka alırız” dedi.
Türkiye’nin hedefleri ve bankacılık sektörüyle ilgili VATAN’ın sorularını cevaplandıran Özince, 2001 Krizi ve daha sonraki dönemlerde zaman zaman yabancı bankaların İş Bankası’yla ilgilendiğini ancak bunların hiçbirisinin resmi teklife dönüşmediğini söyledi. Özince, “İlgi oldu. Ama ciddi anlamda yani borsaya bildirmemizi gerektirecek bir süreç yaşanmadı” dedi ve ekledi: “Çünkü İş Bankası’nın ana sözleşmesinde, ‘sermayenin çoğu Türklere aittir’ diye çok net bir ifade var. Biz de satılacak bir şey yok.”
‘Motor yanar gider’
Ersin Özince, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için çok güçlü bir bankacılık sistemine sahip olması gerektiğine işaret ederek, “Ancak bu ölçekteki bir mali sektör ile 2023 hedeflerine ulaşmamız imkânsız. Eğer ilk 10 arasında girmek istiyorsak, mali sektörümüzü en az 2 kat büyütmemiz şart” dedi. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, ülke ekonomisinin büyümesinde lokomotifin yerli bankalar olacağına işaret ederek, “Eğer mali sektörümüzü büyütemezsek, bu motor o öngörülen ekonomiye hizmet etmez. Patlar gider yani yanar. Elin motoruyla da 2023 hedefine varılmaz” yorumunu yaptı.
Neden büyümüyor?
Bu noktada özellikle yerli bankaların önünün açılması gerektiğine işaret eden Özince, “İş Bankası dâhil Türk bankacılık sektörünün önünün açılması lazım. Yani bize ‘Neden büyüyorsunuz değil de, neden daha fazla büyümüyorsunuz?’ diye sorulması lazım” diye konuştu. 2023 hedeflerine giden yolda finans sektörüyle daha fazla iletişim kurulması gerektiğine işaret eden Özince, “Ülkeyi yönetenlerin bankacılara ‘2023’ü nasıl görüyorsunuz? Gelin bizlere 5 ve 10 yıllık planlarınızı anlatın’ demesi lazım. Ayrıca yerli bankaların önünü açacak düzenlemelerin de hayata geçirilmesi gerekiyor. 78 senedir dile getirdiğimiz İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin arkasında da bu yatıyor. Yoksa biz İstanbul Finans merkezi projesini gayrimenkul projesi olarak söylemedik” değerlendirmesini yaptı.
‘10 yılda 10 kat büyürüz’
İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin en önemli hedeflerinden birisinin de güçlü ve milli bir bankacılık sistemine zemin oluşturmak olduğunu söyleyen Ersin Özince sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bu mantık yerleşirse İş Bankası, önümüzdeki 10 yılda en az 10 kat büyür, tıpkı son 10 yılda 10 kat büyüdüğü gibi. İş Bankası, önümüzdeki on yılda 10 kat büyürse ancak pazar payını korur ve yeni Türkiye’nin ihtiyaçlarını ancak karşılar. Aksi halde bankacılık sektörünü de dışarıdan almak zorunda kalacaktır.”
Mısır’da banka alacak
Özince İş Bankası’nın yurtdışı büyüme planlarını da anlattı. Banka olarak özellikle gelişmekte olan piyasalara odaklanacaklarını belirten Özince şunları söyledi:
“Yurtdışında arayışlarımız sürüyor. Bu alımları olgun, yaşlanmış, yıllanmış pazarlardan değil; gelecek vaat eden ve Türkiye’nin ilgi sahasında olan yerlerden yapacağız. Mısır’da banka satın almaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Kosova ve Irak’ta da yeni şubeler açacağız. Ay başında Kosova’da şubemiz açılıyor. Irak’ta şu anda Erbil’de şubemiz var. Bağdat şubemiz de yakında açılacak. Özellikle Kuzey Irak’ta şartlar bankacılığa çok uygun. Bu bölgede birkaç şube daha açabiliriz. Bölgede bankamıza yönelik çok büyük bir ilgi var.”
Türk endüstrisi artık teknolojiyle büyümeli
Türk ekonomisinin bu yıl yaklaşık yüzde 3 büyümesi bekleniyor. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, büyümenin Türkiye’nin son 10 yıllık performansına göre zayıf kaldığını ifade ediyor. Özince, “Ülkemizin ekonomik performansını yalnızca bu ülke vatandaşları olarak bizler belirlemiyoruz. Türkiye, dünya ekonomisinin önemli bir parçası ve doğal olarak dünyadaki gelişmelerden etkileniyor. Bu nedenle bazen gaza da bazsanız araba gitmeyebilir, ya da eğer dik bir yokuştan iniyorsanız ve yerler kaygansa frene de bassanız da araç durmayabilir. Dünyanın böylesine şiddetli bir konsolidasyon yaşadığı bir ortamda bazen elinizde olmayan nedenlerden ötürü performansınız düşebilir” yorumunu yaptı.
Hükümet tarafından açıklanan Orta Vadeli Programa (OVP) göre bu yıl büyüme yüzde 4.0 olacak. Özince, mevcut uluslararası ortamdan ötürü büyümenin bu hedefin altında gerçekleşeceğini düşünüyor. “Ben 2013’te arzu ettiğimiz büyümeyi yakalamanın biraz zor olduğunu düşünüyorum” diyen deneyimli bankacı, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı: “Türkiye’nin rekabet gücü yeterince artmadı, rekabet gücümüz üretim ve ihracatımızı yeterince tahrik etmiyor. Dünyada bizim ligimizde yer alan ülkelere baktığımızda, bunların birçoğunun Ar-ge gerektiren ileri teknoloji ürünlerine odaklandığına şahit oluyoruz. Bilim ve teknolojinin en büyük ihraç ürünü haline geldiği bir dönemde Türk endüstrisinin ne denli bu değişime ayak uydurabildiğini tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Ben artık konvansiyonel büyüme yıllarının giderek geride kaldığını düşünüyorum.”
Çok banka değil büyük yerli banka lazım
Bank Audi ve Bank Of Tokyo Mitsubishi Bank sektöre yeni adım atan oyuncular oldu. BDDK Başkanı Mukim Öztekin, sektöre yeni bankaların girebileceğini açıklaması yeni oyuncuların da yolda olduğunu gösterdi. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, yeni bankaların hem rekabet hem de İstanbul’un küresel bir finans merkezi olması açısından yararlı olacağını söylerken, önemli bir noktaya da dikkat çekti: “Daha çok bankaya değil de, daha büyük yerli bankalara ihtiyacımız var. Asıl odaklanmamız gereken şey; milli ve büyük bankalar nasıl yaratabiliriz olmalı.”
Girdiği her ülkede ‘Arap Baharı’ patladı
Ortadoğu’yu etkisi altına alan ‘Arap Baharı’nın ilk etkilediği banka İş Bankası olmuştu. Arap-Türk Bankası’ndaki yüzde 20.58 hissesini Libyalılar’a devretmek için el sıkışan banka yönetimi anlaşmaya saatler kala Kaddafi rejimini hedef alan isyanla sarsılmıştı. Libya’da patlak veren olaylar yüzünden askıya alınan bu anlaşmanın ardından bankanın yatırım yapmayı planladığı Mısır’da halk ayaklanması patlak verdi. “Libya, Mısır ve Suriye’de yaşanan gelişmeler bizi son derece olumsuz etkiledi” diyen Özince, buna rağmen gelecek için umutlu: “Arap Baharı bu aşamada olumsuz etkiledi. Başta Libya olmak üzere sosyal ve siyasi hareketliliğin yaşandığı tüm ülkelerde müşterilerimiz olumsuz etkilendi, dolayısıyla biz de olumsuz etkilendik. Ancak gelişmelerin ilerleyen günlerde bizlere yeni fırsatlar yaratacağına inanıyoruz. Özellikle Avrupa bankalarının Arap coğrafyasından çıkmaya, terk etmeye yönelik bir strateji izlemeye başlaması bizi bu konuda cesaretlendiriyor. Bizim de bu bölgelerde risk alma imkânımız da, iştahımızda daha fazla.”
Kültür kartını oynamalıyız
Ersin Özince, ‘Arap Baharı’nın kısa vadede Türkiye ve Türk şirketleri için olumsuz sonuçlar doğurmasına karşın orta ve uzun vadede olumlu yansıyacağını düşünüyor. “Ben eninde sonunda Türkiye’nin arzu ettiği ortamın oluşacağına inanıyorum. Ankara’nın politik güç yerine, ticaret ve kültürel kartını oynaması gerektiğine inanıyorum. Bu Türkiye’ye bugüne kadar hem saygı hem sevgi kazandırdı. Bundan sonra da aynı atmosferi yakalamak için böyle olmalı.”