Milli Eğitim Bakanlığı’nın dikkatine
.
Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinden E. C. hoca şunları yazıyor: “Son 10 yılda elimizdeki yetkilerin yarısından fazlası alındı. Ayrıca hiç bir yan ödemeden yararlandırılmadık. Şu anda denetlediğim öğretmenden ve okul müdüründen daha düşük maaş aldığım için utanıyorum. Meslek grubu olarak perişan durumdayız. Toplam 3 bin kişiyiz. Sesimizi kimseye duyuramıyoruz. Bu mesleğe gelebilmek için iki üniversite bitirdim, yıllarımı harcadım. Dünyada böyle bir şey var mı acaba? Lütfen sesimiz olun. Saygılarımla...”
Cevabım şudur: Hocanın gönderdiği hizmet belgesinde yaptığı görevlerdeki başarısı, maaş çizelgesinde de denetlediği kimselerden daha az para aldığı anlaşılıyor. Bu çizelgeye göre Milli Eğitim müdür yardımcısı 1744 YTL, taşra şube müdürü 1619, tam gün tam yıl eğitim statüsündeki okul müdürleri 2158 YTL maaş alırken 1’in 4’üncü derecesindeki ilköğretim müfettişi 1.671, müfettiş yardımcısı ise 1486 YTL maaş alıyor. Benim önerim, yöneticilerin maaşlarını düşürmek olamaz. Adaletin sağlanması için müfettişin maaşını da kabul edilir düzeye yükseltmektir.
Allah kimseye gücünün üstünde bir şey emretmez
SORU: Lise yıllarımdan beri doktor kontrolünde depresyon tedavisindeyim. İlaçlarımı düzenli almam gerektiğinden doktor oruç tutmamı, sağlığım bakımından uygun bulmuyor. Ancak işyerinde bir arkadaşım, “Oruç tutuyor musun, tutmazsan cennete gidemezsin” dedi. Bu söze üzülüyor, vicdan azabı çekiyorum.
Bana ne tavsiye edersiniz? (S. Ç.)
CEVAP: Oruç tutmanızı doktor sakıncalı buluyorsa ve bu durumunuzun düzelme ihtimali de yoksa o zaman siz orucunuzu yiyip yerine fidye verirsiniz. Çünkü Kur’ân, hastalara, güçsüzlere ruhsat tanımıştır. Ama ben size oruç tutmanızı tavsiye ederim. Ancak durumunuz gerçekten müsait değilse sorumlu olmazsınız. Çünkü Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey emretmez