Devlet uyanık olsa hırsızlar cirit atamaz!
.
Bir okurum, tanık olduğu, olağan hale gelen araba hırsızlığı olayını anlatıyor ve sonunda da bunlara kimin dur diyeceğini soruyor: “Hocam, her akşam mümkün olduğunca babamla teravih namazına gidiyoruz. Sokağımızda her akşam, namaz saatlerine rastgelen saatlerde 2 ile 4 izbandut, arabaların kelebek camını kırıp, bagajlardan değerli eşya varsa çalıyorlar. Bu akşam namaza gitmeden yine gördük bunları. Bağdat Caddesi’nde Divan Pastanesi sokağında yaşanıyor bu olaylar. Kaç insanın arabası her akşam kırıldı, kapıcılar görüp bir şey diyemiyor, korkuyor. Ben de bugün adamları gözümle gördüm, ben de biraz ürktüm. Tek başıma hesaplarını sorabileceğim insanlar değil maalesef. Bu akşam camiye giderken polis imdat’a telefon açtık, yeri tarif ettik, sivil polis gönderin, yakalayın dedik. Namazdan sonraki tablo maalesef aynı idi. Yine bir arabanın kelebek camı kırılmış, arka koltuk öne itilmiş, sonra arka cam hepten kırılarak muhtemelen değerli eşyalar çalınmış.
Camide artık bu tablodan etkilenen insanlar için dua etmeye başladım. Ama size de sormadan edemeyeceğim.
Ne olacak şimdi? Kim dur diyecek bu sokak çetelerine? Saygılar, CEM
CEVAP: Bu sorunun yanıtı şu fıkrada gizlidir sanırım: “Bir ticaret kervanı yolda yorgun düşünce akşamleyin bir yerde mola vermiş ve geceyi orada uyuyarak geçirmişler. Sabahleyin uyandıklarında kervanın soyulduğunu, eşyalarının götürüldüğünü görmüşler. Gitmişler kentin valisine şikâyet etmişler. O zaman valiler paşa rütbesi taşırlardı. ‘Paşa hazretleri, biz geceleyin uyumuştuk. Uyandığımızda gördük ki hırsızlar her şeyimizi çalıp götürmüşler.’
Vali de: ‘Siz niçin uyudunuz’ diye çıkışmış.
Demişler ki:
Biz valimizin uyanık olduğunu sanmıştık, onun için endişesiz uyuduk. Ama bilseydik ki vali paşamız uyuyor, biz uyumazdık.”
Bunlara dur diyecek olan şahıslar değil elbette, devlettir, devletin güvenlik güçleridir. İşte onlar yeterince uyanık olsalar bu hırsızlar bu kadar fütursuzca ortalıkta cirit atamazlar.