“Develere kilometre saati mi takıyorlardı?”
.
Muammer Sokollu, benim “Haklı-Haksız” başlıklı yazım üzerine yaşadığı bir olayı bana göndermiş. Bunu okurlarımla paylaşmak istedim: “Değerli Süleyman Hocam, yazınızı zevkle okudum. Sonundaki Peygamber Efendimizin hayatından naklettiğiniz olayı da okuyunca yazmadan duramadım. Yıllar önce araba kullanmaktan kaçınır oldum. Araç içinde de tedirgin oturuyordum. Bir gün arkadaşın arabasıyla Afyon’a gidiyoruz. Hızlı sürüyordu. ‘Yavaş git’ diye ikaz ettim. ‘Abi hadis var 90’ı geçmeyeceksin diye. Ben zaten ona uyar yavaş giderim’ dedi. Yanlış anladığımı düşündüm. Tekrar hız yapması üzerine yine ikaz ettim. Cevap: ‘Abi hadis var 90’ı geçmeyeceksin diye. Ben zaten ona uyar yavaş giderim.’ Kendi kendime ‘Ben yanlış anlıyorum herhalde’ dedim. Üçüncü ikazımda da ‘Abi hadis var 90’ı geçmeyeceksin diye. Ben zaten ona uyar yavaş giderim’ deyince çok kızdım ve ‘Sağda dur’ dedim. Durdu. Ona, ‘Hadis uydurup günaha giriyorsun, bari akıllı ol. Peygamberimiz zamanında develere kilometre saati mi takıyorlardı’ diye bağırdım ve direksiyona ben geçtim.”
Tövbe edip af dileyin
SORU: Yalan yere Kur’ân’a el basan bir arkadaşım, “Allah içimi biliyor. Ya rabbim beni affet. Bunu gönülden yapmıyorum, mecburum” dediğini söylüyor. Ne yapmalı?
CEVAP: Kur’ân üzerine el basmak şeklinde bir yemin yoktur. Yemin sırasında Kur’ân’a el basmak, yemine güç vermek için yapılır. Arkadaşınız bu yemini yalan yere yapmışsa yani bildiği bir şeyin tersini söyleyip yemin etmişse günah işlemiştir. Bu durumda yapılacak tek şey tövbe edip Allah’tan af dilemektir. Allah gönülden tövbe edenleri bağışlar.
Çocuklara isim verme
SORU: Çocuğa verilecek ismin Kur’ân’da yer alması gerekiyormuş, doğru mu?
CEVAP: Bildiğime göre çocuğa putataparlığı çağrıştırmayan her isim konulabilir. İster taş koyun, ister bahar, ister ağaç, ister çiçek, ister dağ, ister Ahmet, ister Mehmet... Ama Abdu Şems (güneş kulu) putataparlığı çağrıştırır. Böyle bir isim konmaz.