Bu yıl fitre en az 6 YTL
.
Bayram sabahının girmesiyle, hali vakti yerinde olan kimselere fıtır sadakası, yani fitre vermek gerekli olur. Fitrenin miktarı, bu yıl itibariyle en az 6 YTL’dir. Aile reisi kendisinin, sorumluluk yaşına gelmemiş çocuklarının ve hanımının fitresini verir. Özellikle gerçek muhtaçları bulup onlara vermeli, onların bir parça olsun dertlerini hafifletmeye çalışmalıdır. Fitreyi verirken “Al bu benim fitremdir” gibi karşıdakinin onurunu kıracak sözler söylemeye gerek yoktur. Allah insanın ne niyetle verdiğini bilir. Söze gerek yok. İçte taşınan düşünce önemlidir.
Kur’ân’ımız bize yetîme yoksula karşılıksız bakmayı, onları şefkatle himaye etmeyi, insanlığın mutlaka ulaşması gereken bir hedef olarak göstermektedir:
“Fakat o, sarp yokuşa atılamadı. Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek. Yahut açlık gününde doyurmaktır: Akrabâ olan yetîmi. Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.” (Beled Suresi: 11-15)
Kur’ân, yapılan iyiliğin karşılık beklemeden yapılmasını öğütlemektedir: “Yoksula, yetîme ve esîre sevdikleri yemeği yedirirler: ‘Biz size sırf Allâh rızâsı için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz’.” (Dehr Suresi: 8-9)
İhtiyaç içinde yoksul, buruk, ezilmiş insanların gönlünü yapmak Allah’ı memnun eder. Zayıfı himaye etmek, Müslüman’ın şiârıdır. Özellikle yetîme bakmak onu himaye etmek, kimsesiz çocukları koruyup kollamak çok sevap olan işlerdendir. Hz. Peygamber (s.a.v.): “Yetîme bakanla ben, cennette şu ikisi gibiyiz” diyerek işaret parmağıyla orta parmağını göstermiş, yetîme bakanın, cennette kendisiyle bu iki parmak gibi yan yana olacağını bildirmiştir. Başka bir hadîslerinde de “Müslümanların evlerinin en hayırlısı, içinde yetîme iyilik edilen evdir. Ve Müslümanların evlerinin en kötüsü de içinde yetîme kötülük edilen evdir” buyurmuşlardır. Peygamberimizin şu buyruklarını her zaman hatırda tutmalıyız:
“Bir yetîmi, ihtiyacı kalmayıncaya dek barındıran kimseye cennet vacibolur.”,
“Kalbinin yumuşamasını, muradına ermeni ister misin? Öyle ise yetîme acı, onun başını okşa, yediğinden ona da yedir. Kalbin yumuşar, muradına erersin!” (Kenzu’l-ummâl: 3/168-171)