Yedi tepeli şehir FİLİBE
.
Bulgaristan denildiğinde hemen herkesin aklına Sofya geliyor ama Hacı Arif Bey’in memleketi olarak bilinen Filibe de en az Sofya kadar hatta daha da ilgi çekici, cıvıl cıvıl ve mutlaka görülmesi gereken kentlerden biri. Üstelik Filibe’de gezmekten büyük keyif alacağınız bir Osmanlı mahallesi var. Mahalle oldukça geniş bir alana yayılmış durumda. Mahallenin bulunduğu alandaki tepede bir anfitiyatro ve içinde de kafe bulunuyor. Oradan kent kuşbakışı izlenebiliyor.
Kentin tarihine baktığımızda, İstanbul’un fethinden 90 yıl önce Lala Şahin Paşa tarafından Osmanlı topraklarına dahil edildiğini öğreniyoruz. Geçen zaman içinde Osmanlı izleri azalmış tabii. Filibe diyorum ama aslında kentin adı artık Plovdiv diye biliniyor. Sonuç olarak Filibe olarak tanıdığımız, bildiğimiz kent, Sofya’nın 120 kilometre güneydoğusunda ve Bulgaristan’ın ikinci büyük kenti. Ülkenin güneyinde yedi tepe üzerine kurulu şehir, Meriç Nehri’nin iki tarafında bulunuyor. Kentin nüfusu 380 bin civarında. Evliya Çelebi’nin ifadesiyle de “Dokuz adet, yamru yumru boz kayalık tepeler üzerine, dereler arasına kurulmuş” Filibe’de 17. yüzyılda 53 cami, 70 okul, 9 medrese, 7 daru-ülkurra, 11 tekke, 8 hamam, 9 han, kervansaray vb. varmış. Bu camilerden günümüzde ayakta duran ve kentin en önemli yapılarından biri olan 15’inci yüzyılda İkinci Sultan Murat tarafından yaptırılan Muradiye Camii çevresi itibariyle de önemli.
1390’da Osmanlı şehri oldu
Pulpudava adıyla eski Traklar tarafından kurulmuş. Daha sonra, Makedonya kralı Filip’in yönetimine geçince adı Filipopolis olmuş. Romalılar zamanında ise Trimontsiyum adıyla anılmış. Ortaçağ’dan itibaren birçok imparatorluğun egemenliği altında kalmış ancak, 1390 yılında Osmanlı topraklarına katılmış. İşte o tarihten itibaren kentin adı Filibe olmuş. Osmanlılar döneminde tam bir Türk şehri karakterinde gelişme göstermiş. 15’inci yüzyılın ilk yarısında, Anadolu’dan getirilen Türk aileleri buraya yerleştirilmiş ve Filibe, Rumeli Beylerbeyi’nin merkezi olmuş. Osmanlı’dan ayrılınca Müslüman nüfus azalmış.
BU TARİHİ YAPILARI GÖRMEDEN KESİNLİKLE DÖNMEYİN
Hüdavendigâr Cami
Osmanlı’dan kalan belli başlı yapılardan biri olan Hüvavendigâr Camii, ‘Cumaa Camii’ ve ‘Ulu Camii’ diye de biliniyor. 1425 yılında Murad Hüdavendigâr’ın yaptırmış olduğu eser, bir deprem sonucu yıkılmış ve 1785’te yeniden yaptırılmış.
Baçkovo Manastırı
Bizans İmparatoru Grigor Bakuriani’nin askerleri tarafından 1083’te yapılmış dini bir kompleks Baçkovo Manastırı. Bizans ve Bulgar kültürlerinin karma yapısına sahip olan manastırın içindeki mozaiklere özellikle dikkat edin.
Külliye
Şehrin diğer önemli bir yapısı Beylerbeyi Gazi Şehabeddin Paşa’nın yaptırdığı cami, medrese, han, hamam ve mutfaktan oluşan külliye. Ancak, Şehabeddin Paşa’dan Filibe’de geriye yalnızca ‘İmaret Camii’ ayakta kalabilmiş.
Diğer gezilecek noktalar
Antik Tiyatro ve Eski Filibe, Baçkovo Manastırı, Eskiköy Antik Kalıntıları, Hisar Kaplıcaları, Pamporovo Kayak Merkezi