Sicilya’da bir bahar gezisi!
.
Bahar tam da Sicilya’ya gitme zamanı. Yüksek duvarlarla çevrili bahçelerden gelen portakal çiçeklerinin kokusu eşliğinde tarihi sokak aralarında gezinirken “iyi ki buradayım” diyeceksiniz...
İtalya’nın yarı özerk bölgesi ve Akdeniz’in en büyük adası olan Sicilya tam da nisan ayında gitmek için ideal bir destinasyon. Portakal ve limon ağaçlarının çiçeklendiği adada müthiş parfüm etkisi altında mest olmuş bir şekilde dolaşıyorsunuz. Adanın en büyük kenti Catania ve kentin merkezi de Duomo.
Yani, İtalya’da her kentin merkezinde bulunan en büyük kilisesine Duomo adı veriliyor ve kent merkezi de Duomo’nun etrafında oluşuyor. Catania’da gidebileceğiniz pek çok kafe, mağaza, restoran da bu bölgede bulunuyor zaten. Sicilya ve mafya adı özdeşleştiği için insan bu adaya giderken bambaşka bir atmosferle karşılaşacağını sanabiliyor ama aksine ada tam bir sayfiye yeri, hatta biraz rehavete davet eder gibi...
Ben de yolculuğuma Catania’dan başladım ve otelden kentin her zaman kalabalık olan ana caddesine doğru yola çıktım. Sonra bir kahve içmek için pastane-kahve arası bir yere girdim. Yaşlı bir garson ne isteğimi sordu hemen. Espresso iyi giderdi. Ben kahvemi içerken caddedeki insan kalabalığı da iyice arttı. Oturmak için erkendi, gezmek için de epeyce zaman vardı. Kahvemi içip kalktım...
Catania hakkında genel bir bilgi vermem gerekirse; 500 bine ulaşan nüfusu ile adanın ikinci büyük şehri. Etna Dağı ve deniz arasında, yani “su ile ateş” arasında yer alıyor. Bu nedenle çok turist alıyor. Günün her saatinde restoranlar, mağazalar, sokaklar dolu. Gezilip görülecek tarihi yapılar, kiliseler, meydanlar var ve bu yapılar sizi gerçekten etkileyecek ama en önemlisi yiyeceğiniz balıklar ve makarnalar mutluluk verecek. Çünkü, günün her saatinde içilen şaraplar, zeytinyağı ve sarımsak sosunda bekletilmiş aperatif zeytinler, köy ekmekleri, devamında seçiminize göre masaya gelen pizza ve makarnalar, masadan kalkarken, “Yaşamak bazen budur” dedirtecek kadar damağınızda tat bırakacak.
Catania’dan ve kentin dokusundan söz edersem; Sicilya’nın pek çok kentinde olduğu gibi Catania’da da lav taşları bina yapımında kullanılmış. Bu nedenle de adı siyah şehir olarak biliniyor.
Sirakuza’nın güzel adası Ortygia
Sicilya’ya gidip, Arşimed’in memleketi ve papirüs diyarı Sirakuza’yı görmeden dönmeyin. Ben de bir günlük bir gezi planlayarak Sirakuza’ya gittim. Sirakuza Sicilya adasının güneydoğusunda kurulmuş bir şehir. 2005 yılında UNESCO Şehrin tümünü ve şehir dışında ama Sirakuza sınırları içinde bulunan “Pantalica Kayalık Mezarlığı”nı da Dünya Mirasları Listesine almış. Sirakuza’ya gidenler bilir. Kente köprülerle ile bağlanan ada Ortygia Sicilya’nın zengin kitlesinin yaşadığı bir yer. Sahip olduğu çok sayıda tarihi eserle sanki bir açık hava müzesi gibi. Ortygia Adası, şehrin iki limanını birbirinden ayırıyor. Adaya köprüden girdikten sonra meydanda Apollo tapınağını göreceksiniz.
Etna’ya en yakın Ortaçağ kasabası Taormina
Catania’da kalırken kente yaklaşık bir saat uzaklıktaki Etna Dağı ve oradan da sahil kasabası Taormina’ya gidebilirsiniz. Etna’da araçların beklediği noktada bulunan kafede soluklandıktan sonra Etna’dan sonra yarım saat uzak mesafedeki Taormina’ya da gidin. Ben hayran kaldım. Çok yüksek kayalıklar üzerine kurulu Taormina’dan görünen İonia manzarası olağanüstü. Taormina kasabasına uzanan yol boyunca göreceksiniz ki, yamaçlara kurulu evlerin bahçeleri ayrıca güzel. Tepede olan Taormina kasabası ise daracık bir cadde üzerine kurulu ve birçok küçük sokak arasından birbirine ulaşan evlerden oluşuyor. Cadde üzerindeki restoranlar, atölyeler, dükkanlar muhteşem.
Taormina’da görülecek yerler arasında; Yunan tiyatrosu var. Ayrıca Roma Dönemine ait Odeon Tiyatrosu’nun ve bir sarnıcın kalıntıları da bulunuyor. Kent ayrıca Sicilya’nın en çok ilgi çeken merkezlerinden biri. Taormina’da ayrıca, Antik manastır Badia Vecchia, St. Nicola kilisesi, 9 Nisan Meydanı görülecek yerler arasında.