Oryantal inci Hong Kong
.
Uzakdoğu’daki en çekici destinasyonlarından biri olan Hong Kong’da geleneksel kültürün capcanlı yaşatıldığı sokaklar binbir türlü lezzet sunuyor.
1 Temmuz 1997 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ne iade edilene kadar, tam 155 yıl İngilizlerin sömürgesi altında bulunan Hong Kong, ne tümüyle İngiliz olabilmiş ne de tam anlamıyla Çinli kalabilmiş; birbirinden oldukça farklı bu iki kültürün etkisinin de fazlaca hissedildiği, bir sentez olarak ortaya çıkmış bir özel yönetim bölgesi. Hatta öyle ki ortaya çıkmakla da kalmamış; Hong Kong bugün Asya’nın en önemli ticaret, endüstri ve turizm merkezi olmasının yanı sıra dünyanın da Londra, New York ve Tokyo’dan sonra, en büyük dördüncü finans merkezi konumuna yerleşmiş; Doğu’dan parlayan bir “oryantal inci” olmuş. Bence ise dünyada başka bir örneğine rastlayamayacağınız, gördükleriniz karşısında hayret etmenin bile yeterli gelmeyeceği, doğal güzelliklerin ve teknolojinin sınırlarının zorlandığı, gidip görmenizi tavsiye edeceğim bir yer. Hong Kong’un batısındaki Chek Lap Kok Adası’nda bulunan, dünyanın en büyük ve en işlek uluslararası havalimanlarından biri olan Hong Kong Uluslararası Havalimanı’na haftanın altı günü, THY’nin yaklaşık 10 saat süren direkt uçuşuyla ulaşmak mümkün. Çin’in güney kıyılarında yer alan Hong Kong “Yeni Bölgeler” olarak adlandırılan üç temel bölgeye ayrılmış. Toplam 1106 km’lik yüz ölçümüyle, Türkiye’deki 81 ilin 80’inden daha küçük olan Hong Kong, 7,5 milyona yaklaşan nüfusuyla da epey kalabalık. Ancak bu gözünüzü korkutmasın, Hong Kong’da hektarlarca yeşil alan var.
Gökdelenler şehri…
-Hava her ne kadar sıcak olsa da yanınıza kalın giysiler almayı ihmal etmeyin; kapalı mekânlar klima nedeniyle fazlasıyla soğuk.
-Hong Kong’da vergi uygulanmadığı için alışveriş olanakları baş döndürücü; giderken valizinizde boş yer bırakın.
-554 metreyle Hong Kong’un en yüksek noktası olan Victoria Zirvesi’nden şehir manzarasını, mutlaka hem akşam hem de gündüz izleyin.
-Victoria Zirvesi’nde bulunan ve Hong Kong’un sembol yapılarından biri olan 396 metrelik Peak Tower ise size daha da yüksek bir şehir panoraması sunuyor.
-Çocuk kalmayı başaranları ve elbette çocukları, Hong Kong Disneyland’da unutulmaz bir eğlence bekliyor.
Sizi bekleyen tatlar…
Hong Kong’da yemek, bölge kültürünün önemli bir parçası. Başta geleneksel tatların sunulduğu, sokak yemekleri çok çeşitli ve yaygın. Sokaklarda yürürken iştah açıcı bu kokulara kayıtsız kalmak ise neredeyse imkânsız. Hong Kong aynı zamanda Uzakdoğu mutfağının en iyi temsil edildiği yerlerden biri. İspanyol mutfağındaki tapas veya bizdeki meze gibi Hong Kong’da da dim sun, oldukça yaygın bir atıştırmalık. Çok fazla çeşidi bulunan dim sun, kelime anlamı gibi gerçekten kalbime dokundu, denemenizi tavsiye ederim. Hong Kong mutfağının ana malzemelerinden olan deniz mahsulleriyle yapılan yemekleri başarılı buldum.