Ortaçağ’a yolculuk Siena
.
Toskana’nın en etkileyici şehirlerinden biri Siena. Bu, küçük ama içinde keşfedilecek restoranları, meydanları ile çekici kent, bence ortaçağın tam da içinde yaşıyormuşsunuz hissini uyandırıyor.
İtalya’nın en fazla turist çeken kentlerinden Siena, orta İtalya’da Toskana bölgesinde tepeler üzerine kurulu küçük bir tarihi şehir. Böylesine küçük bir kent nasıl olup da diğer ünlü kentler arasından sıyrılıp bu kadar turist çekiyor diye düşünebilirsiniz. ancak, dar sokaklar ve yokuşlarla birbirine bağlanan küçük meydanları, ortaçağdan kalma binaları, Piaza del Campo meydanı yeterince beğenilmeyi ve ilgi çekmeyi hakediyor. Siena’ya gitiğinizde ya da burayı anlatan kitapları aldığınızda meydanın hikayesini de yakından öğreniyorsunuz. Görkemli bir görüntüsü olan ve oyunların düzenlediği şehrin merkezi olan bu meydan, geçmişte ölüm dövüşlerinin, çoklu boks maçlarının, 16’ncı yüzyılda ise boğa güreşlerinin düzenlendiği bir açık alan. Contrada denen semtler arasında düzenlenen bu yarışlar 14’üncü yüzyıldan bugüne kadar büyük ilgi çekiyor. 1590 yılında boğa güreşleri yasaklanınca, bu tip yarışmalara başlanmış. Bu arada Campo, İtalya’da en önemli meydanlarından biri sayılıyor.
Remus’un oğlunun şehri
Efsaneye gore; Remus’un oğlu Senius tarafından kurulmuş Siena ve onu emziren kurt ise şehrin sembolü olmuş. Efsaneye göre; Romulus ve Remus inanışa göre ikiz kardeşti. Ebeveynleri tarafından daha bebekken Tiber Nehri’ne bir sepet içerisine konarak terk edildiler. Daha sonra sepet karaya doğru sürüklendi ve
Siena’yı keşfetmek
Siena’yı tanımak için kenti çevreleyen surlardan içeri girmek gerekiyor. İstasyondan 10 dakikalık bir yürüyüş gere sonrası karşınıza Siena çıkıyor. Dar sokakların üzerine açılmış küçük dükkanlar, pizzacılar, şarap evleri, küçük oteller var sıra sıra. Binaların rengi ve taşların üzerine çalışılmış figürler ve onların heybetli duruşu biraz iç karartıcı gelebilir ama yokuşları çıktıkça harika görüntüler çıkıyor karşınıza. Siena’yı keşfederken mutlaka görmeniz gereken yapılar içinde öncelikle tabii ki, Piazza del Campo Meydanı var. 1347’de inşa edilmiş. Palazzo Pubblico’yu (Belediye Sarayı) ve 103 metrelik çan kulesi Torre del Mangia’da kesinlikle görülmeli.