Kar ve Kars
´Kar, kış, kıyamet Kars’ta ne işim var? demeyin...´
Bu hafta Kars’taydım. “Kış, kıyamet, hava sıfırın altında, nasıl olur?” dediğinizi duyar gibiyim fakat, size katılmıyorum. Bence tam zamanıydı. Çünkü karlar altındaki kent ve araçla kente sadece yarım saat mesafedeki Çıldır Gölü hem fotoğraf çekmek hem de doğayı keşfetmek için idealdi. Kars ve Çıldır gölü gezimin hemen ardından ilk verdiğim kararın ne olduğunu sizlerle paylaşayım. Bölgedeki doğal ve tarihi dokudan ve onları fotoğraflamaktan aldığım keyfin sonucundan olsa gerek, ay sonunda 3 günlüğüne tekrar gitmeye karar verdim ve bu yazıyı yazarken biletlerimi alıp tüm rezervasyonlarımı yaptırmış durumdayım.
Bırakın Ocak ayında gitmeyi, Kars aslında pek çok kişi için yazın bile gezmek, görmek anlamında akla hemen geliveren, o hareketli tatil beldelerinden biri değil kuşkusuz. Ancak, tarihi dokusu, kentin mimarisi, doğası keşfedilmeye değer. Benim kişisel fikrim ise özellikle kar altındayken daha da görülesi olduğu yolunda.
Eski Rus evleri görülmeye değer
Kars’a ilk defa gidiyorsanız, ilginizi çekecek en önemli şey kentin caddeleri, sokakları olacak. Büyük oranda Ruslar’ın inşa ettiği şehirde caddeler alabildiğine geniş ve bir uçtan bakınca neredeyse diğer ucuna kadar görebiliyorsunuz. Tabii ki, Rus mimarisinin etkisindeki eski yapılar da görülmeye değer. Evet, biliyorum uzak, ama bu kente yapacağınız geziden oldukça mutlu döneceksiniz diyorum ve Kars’ı tam anlamıyla anlatmaya başlıyorum... Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan ve Ermenistan’a komşu olan Kars’ın adının anlamı Gürcü dilinde Kapışehri’ymiş. Bu nedenle olmalı, kentte hâlâ pek çok Rus ve Ermeni kökenli vatandaş yaşıyor ve özel günlerinde, dini bayramlarında eski mezarlarını ziyarete geliyorlar. Bugün de yaşayan halkın etnik kökenleri açısından kozmopolit bir yapı sergileyen Kars, zaten geçmişte Bagratlı Krallığı ve Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti’ne başkentlik yapmış.
GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLER
Kars Kalesi ve Kiliseler
Tarihi kaynaklara göre, Kars Merkez Kalesi, 1153 yılında yaptırılmış. Sonraki yıllarda pek çok kez yıkılıp yeniden inşa edilmiş ve nihayet, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra 40 yıllık Rus hakimiyetinde tahribatlara uğramış, orijinal özelliğini ve kullanımını yitirmiş. Bu nedenle, pek ihtişamlı bir yapı gibi de durmuyor zaten. Kars Kalesi’ne çok yakın mesafedeki 12 Havari Kilisesi’ni de görmeniz gerek. Ayrıca şehir merkezinde bulunan ve 19. yüzyıl başlarında Ruslar tarafından Baltık mimari tarzında yapılan kiliseyi bugün kuleleri yıkılmış ve yerine iki minare ilave edilmiş olarak göreceksiniz. Cumhuriyet’in kuruluşundan önce spor salonu olarak hizmet vermiş bu yapının adı ise 1995 yılından bu yana Fethiye Camii. Orijinali kilise olan yapının dönüştürülmeden önceki görkemli halinin eski fotoğraflarını kent merkezindeki Ocakbaşı Restoran’ın duvarlarında görebilirsiniz.
Tarihi Rus evleri
Kars’ta halen ayakta olan ve kullanılan Rus evleri çok hoş ve işlevsel yapılar. Bunlara örnek yapılardan biri de Eski Belediye Sarayı. Eski Rus evlerinin giriş cephelerinde sütunlar, bordür kabartma taşlarla süslenmiş. Bu binaların içinde uzun koridorların etrafında birbirinin içine açılan oda ve salonlar var. Soğuk iklimde yaşayan Ruslar, 1800’lerin ikinci yarısında şimdiki kalorifer sisteminin biraz ilkelini evlerine kurmuşlar. Yani, odaların duvarlarına borular yerleştirmişler. Salonda yanan büyük sobalar bu borular yoluyla tüm binayı ısıtıyor.
Ani Harabeleri
Kars’a gidip, bu harabeleri görmemek olmaz. M.Ö. 350 yıllarında kurulan kent, bugün bile görenleri büyülüyor. Hatta bazen uzaktan görenler kentte hâlâ hayat olduğuna inandıklarını söyleyecek kadar bu büyüye kapılabiliyor. Ocaklı Köyü yakınında, Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay Nehri kenarında konumlanan kent Ani, Hristiyan Ermeni inanışınca kutsal sayılıyor. Harabelerde Selçuklu eserleri ile kiliseler yan yana bulunuyor.
Çıldır Gölü
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük tatlı su kaynağı ve ikinci büyük göl olarak bilinen Çıldır, Kars’a yakın olması bir yana doğal güzelliği ile de mutlaka görülmesi gereken bir yer. Deniz seviyesinden 2000 metre yüksekte bulunan göl, Ardahan sınırında ve pek çok dere ile besleniyor. Neredeyse yılın dört mevsiminde balıkçılık yapılabilen gölde kışın buzları kırarak balık avlanabiliyor. Ama Çıldır’a kadar gelmişken mutlaka atlı kızaklarla donmuş göl üzerinde bir gezi yapmalısınız. Sadece bunun için bile buraya gelmeye değer desem, sanırım ne kadar keyifli olduğunu anlatmaya yetecektir.
Kuyucuk Gölü
Kars’ın Akyaka ilçesi yolu üzerinde bulunan Kuyucuk Gölü, başta kuş gözlemcileri olmak üzere birçok turistin ziyaret ettiği bir bölge. 127 tür kuş barındığını öğrendiğim gölün çevresi bitki anlamında da fazlası ile zengin. Meraklısı için bulunmaz bir yer diyebilirim. Zaten gölün önemi ve zenginliği Stanford Üniversitesi’nden Çağan Şekercioğlu’nun dikkatini çekmiş ve göl üzerinde uzun zamandır çalışmalarını sürdürüyor.
Ne yenir?
Burada çoğunlukla hamur işi yiyeceksiniz. Korkmayın, oldukça memnun kalacaksınız. Et de tüketebilirsiniz ama özellikle hamurdan yapılan kete yörede en çok sevilen yiyeceklerden biri. Hangel denen kıymasız mantı, un çorbası hörre mutlaka denemeye değer. Et yemek isterseniz her yerde lokantalarda rahatlıkla kaliteli ve damak tadınıza uygun yemekler bulabilirsiniz. Benim Kars’ta bulunduğum süre içerisinde yemek için en çok tercih ettiğim yer Ocakbaşı Restoran oldu. Dekorasyonunun sadeliği ve yediğim herşeyin mükemmel lezzeti ile hep aklımda kalacak bir yer ve size de öneririm. Kars’tan ayrılmadan önce mutlaka Atatürk Caddesi’ndeki Taşkın Ticaret’e uğrayıp Kars gravyeri, kaşar peyniri ve bal almayı unutmayın. Eğer taşımak istemiyorsanız merak etmeyin, evinize kargo ile gönderiyorlar.
Kars ve Çıldır seyahati organizasyonu için:
Setur Tel: 444 0 738 veya
0 (850) 210 0 738
Mail: www.setur.com