“Eski İstanbul”un turisti olmak
.
Bir şehri en iyi nasıl mı tanırsınız? Çoğu zaman o şehrin turisti olarak.. Cankurtaran’daki Armada Oteli, Tarihi Yarımada’nın tam merkezinde...
Yaşadığınız şehri şöyle bir düşünün ve şehri ne kadar tanıdığınızı, ona ne kadar vakit ayırdığınızı. Muhtemelen başka bir şehirden veya yurt dışından gelen ve tek amacı seyahat etmek olan bir turistten maalesef daha fazla olamayacaktır, yaşadığınız şehirle ilişkileriniz çoğu zaman. Bunda elbette uzun çalışma saatlerinizin, sorumluluklarınızın, yapılması zorunlu meşguliyetlerinizin de payı yadsınamaz. Peki, ama insan yaşadığı şehre tatile niye gidemesin, birkaç gün de olsa yaşadığı şehrin “turist”i neden olamasın, haksızlık ettiği şehre bir turistin gözüyle niçin bakamasın? Aklımda bu düşünceler, Tarihî Yarımada’yı adımlıyorum... O, “Eski İstanbul”u...
Otelde şehri deneyimleyin
Biraz dinlenmek, uzaklara dalıp gitmek ve hikâyenin devamını dinlemek için yaraşır bir manzara seçiyorum. Armada Otel’in terasına çıkıyorum. Neyle karşılaşacağımı tahmin etsem de İstanbul beni yine şaşırtıyor. Bir yanda Sultanahmet, diğer yanda Ayasofya, tam karşısında da Haydarpaşa, 360 derecelik manzarasıyla gün batımında Yarımada... Bugün turistiyim ya İstanbul’un; gün batımı kahvesini, akşam yemeğine; akşam yemeğini de gece konaklamasına çevirmeye karar veriyorum. Anlıyorum ki Armada’da deneyimlenmesi gereken bir İstanbul var. Her yıl mart ayında burada Rembetiko Gecesi düzenlendiğini duyduğuma sevinsem de bu yılkini kaçırdığım için üzülüyorum. Çaresiz on ay beklemeye razı oluyorum.
Armada oteli İstanbul’un unutulan kültürünü yaşatan bir mekan...
Unutulmaya yüz tutmuş yemekler
Gökyüzü, kızıllığını laciverte çevirirken bir bir beliriyor, ışıklandırılmış tarihi yapılar. Suriçi akşama hazırlanıyor. Terasta birkaç masanın daha dolmasıyla enfes kokular yayılıyor etrafa. Akşam yemeği başlıyor. Benim gibi her şeyin tadına bakmak isteyenler için harika bir alternatif bulunuyor mönüde: İstanbul Mutfağı’nın tadım mönüsü. Sunumu ve unutulmaya yüz tutmuş tatlarıyla, birbirinden lezzetli salatalar, mezeler, “hünkâr sahanı“ ve tatlılarıyla, bu iddialı ismi fazlasıyla hakkediyor yediklerim. Eski tatların böylesine başarıyla sürdürülüyor olmasına seviniyorum. Bu sevincim, Armada’nın temel hedefinin İstanbul yaşam kültürünü sahiplenme, koruma ve yaşatma olduğunu öğrenince daha da artıyor; bu leziz tarifler, emin ellerde olduğu için mutluyum.
Hıdırellez İstanbul ile buluştu
Mahalle kültürünün ve eğlencenin yansıması olan ve şenlik havasında kutlanan Hıdırellez’e, pek çok geleneğe olduğu gibi, şimdilerde yüz çevrilmiş. Ahırkapı sokaklarında ise Armada Otel’in katkılarıyla ilk defa 1997 yılında kutlanmaya başlanan Hıdırellez, her geçen yıl daha da büyük bir katılım ve coşkuyla sürmüş.
Tarihi Yarımada manzaralı teras
Bu muazzam manzaraya sahip teras, her salı akşam yerli peynir ve şarap tadımıyla; her pazar sabahı yöresel tatlardan oluşan kahvaltılarıyla, Latin ve tango geceleriyle yaz kış hizmet veriyor.