Yunanistan her şartta bizden önde!
.
Yunanistan’da yapılan referandumu biraz “soğukkanlı” izlediğimi itiraf etmeliyim.
Sonuç bende çevremde rastladığım kadar büyük bir heyecan yaratmadı.
Çünkü ben de referandumdan “evet” de çıksa, “hayır” da çıksa çok bir şey değişmeyecek diye düşünenlerdendim.
Yunanistan ekonomik çöküntüsünü ne yazık ki yaşamaya mahkum...
Bu AB’nin teklifine “evet” ya da “hayır” diyerek değişebilecek bir gerçek değil.
***
“Hayır” kafa tutuşuyla, “evet” kabulü arasında, eğer Yunanistan kendini bu bataktan çıkaracak üretimi yaratamazsa değişecek hiçbir şey yok bana sorarsanız...
Tıpkı bizim, siyasi arenada ne yaparsak yapalım içine düştüğümüz çamurdan ekonomiyi ve hukuku düzeltmeden kurtulamayacağımız gibi..
***
Referandum sonuçlarıyla ilgili analizleri okurken Mehmet Altan’ın o harika yazısını da okudum... “Yunanistan her şartta bizden daha iyi” diyordu.
Önce Yunanistan bu ekonomik sorunu niye yaşıyor onu anlatmış yazıda;
“Ülkenin borcu bir yılda ürettiğinin yüzde 177’sine denk geliyor. 2008 krizi sonrası Yunanistan ihtiyacı olan geliri üretemeyen, sağlıklı büyüyemeyen, borçlanan ama borcunu da ödeyemeyen bir konuma düştü ve oradan çıkamıyor. Siyaset ise ‘borç verenlere’ kafa tutsa da, borç almayacak bir üretim ve gelir yapısını oluşturamıyor. Ülkenin sorunu, siyasallaştırılarak çözülemeyecek kadar teknik.”
***
Sonra; “Yunanistan çok ağır bir ekonomik krizin girdabında kıvransa da ‘sosyal gelişmişliği’ Türkiye’ye fark atmaya devam ediyor.” demiş...
Ve açıklamış; “Çünkü ekonomik kriz başka, sosyal gelişmişlik çok daha başka. Ekonomik kriz ülkeleri yoksullaştırır ama örneğin beşeri sermayesini tüketmez.
Türkiye’yi, sağlık, aile hayatı, toplumsal yaşam, kişi başına düşen gayri safi milli hasıla, siyasi düzen ve güvenlik, işgüvenliği, siyasi özgürlükler, cinsel eşitlik gibi kriterlere göre Yunanistan ile karşılaştırınca, komşunun ‘sosyal gelişmişlik’ açısından bizden daha iyi olduğunu görürsünüz.”
***
Devam etmiş; ‘Tabii Türkiye’de ekonomik sermaye ile beşeri sermaye ya da ekonomik kriz ile sosyal gelişme arasındaki farkları bilmeden bu konularda konuşmak isteyenlerin sayısının epeyce kabarık olduğunun farkındayım. Daha yoksul ama daha gelişmiş olmak mümkündür.”
Sonra da fevkalade bir örnekle konuyu netleştirmiş:
“Suudi Arabistan ekonomik kriz içinde değil ama kadınların ehliyet almasının yasak olduğu bir ülke.
Dolayısıyla Yunanistan krize rağmen, Suudi Arabistan’a da katmerli bir fark atmakta…
İşte ekonomik kriz ile sosyal gelişme arasındaki fark budur…”
***
Bence berrak bir anlatım öyle değil mi?
Yoksul ama gelişmiş, çok zengin ama az gelişmiş olabilirsiniz...
Tıpkı insanlar gibi, zengin olmanız entellektüel düzeyinizi göstermez, ya da fakir olmanız sizin parıltılı bir zekaya sahip olmadığınızın kanıtı sayılmaz...
***
Yunanistan ve Türkiye kısyaslamanın sonucunda Mehmet Altan demiş ki:
“Siyaset, birinde ekonomik krizi, diğerinde siyasal çürümeyi çözemiyor…”
Sanırım siyasi zaferlerden ve yenilgilerden çok, bu ülkelerin sorunlarını nasıl çözeceklerini tartışmak daha yararlı olacak.
Çünkü bu iki ülke sorunlarını çözemezse, Mehmet Altan’ın uyardığı gibi, “siyaset, siyasetçiler tarafından felç edilir ise devreye ‘karanlıkta bekleyen’ başkalarının girme ihtimali artar…
Onun için siyasetçilerin sorunları siyaset içinde çözmeleri, işlevsel çözümler bulmaları, hukuksal ve ekonomik sistemi sağlıklı biçimde çalıştırmaları, en başta kendileri olmak üzere bütün ülke için en iyisidir...”