Büyü kayboldu...
.
Paris katliamından sonra Diyarbakır, Suruç, Ankara patlamalarını, orada ölenleri, acıları, insanların tepkilerini düşünürken giderek daha fazla kızıyorum kendimize.
Fransızların yaşadıkları bu katliama verdikleri cevabı düşünürken o kızgınlığım öfkeye dönüyor hatta...
Çünkü bizi düşünüyorum... Verdiğimiz tepkileri...
Kitlesel ölümler, büyük ve derin acılar bile bizi artık bir araya toplayamıyor.
Fransızlar acılarının etrafında toplanırken, bizim insanlarımız Konya’da kendi ölülerini yuhaladı.
Ölenleri, masum kurbanları yuhaladılar, daha ötesi var mı?
***
Neden biz artık acılardan bile etkilenmeyen bir topluma dönüştük peki?
Ne oldu da birbirimizden bu kadar nefret eder hale geldik?
Bir millet olma, bir toplum olma, hatta insan olma niteliklerimizi ne zaman yitirdik?
Biz ne zaman birbirimizin ölülerine bile düşman olduk?
Bize bir “millet”, bir “toplum denebilir mi artık sizce?
***
Hep beraber bize ait bir duygunun etrafında toparlanamıyoruz.
Öyle bir duygu kalmadı.
Gerçek bu.
Dehşet verici bir gerçek.
Fransa kendi ölüleriyle birlikte Ankara’daki kurbanları da anarken, biz Ankara’da yitirdiğimiz insanlarımıza topluca sahip çıkamadık.
***
İnsan kalabalıklarını, bir “topluma”, bir “millete” çeviren bir büyü vardır.
O büyü, ortak değerlere inanmaktan, ortak geçmişleri sahiplenmekten, ortak acıların yasını tutmaktan oluşur.
Biz o büyüyü kaybettik işte.
Bir toplum, bir millet değiliz artık.
Yanyana, birbirinden nefret ederek duran bir insan kalabalığız.
***
Fransızların acılarını ve kurbanlarını sahiplenişlerine baktıkça içim acıyor.
Gıpta ediyorum.
Üzülüyorum.
Kendimize kızıyorum.
Ölülerden bile nefret eden bir insan kalabalığı nasıl bir geleceğe doğru yol alıyor acaba, diye düşünüyorum.
***
Çok dertlerden geçtik ama hiç böyle olmamıştık.
Bir depremde kilitlenmiştik, masumlara sahip çıkmıştık.
Milli maçlarda birlikte çoşmuştuk.
Her şeye rağmen bizi bir toplum yapan bir “büyümüz” vardı bizim.
Biz o büyüyü kaybettik.
***
Sanki bir daha o büyüyü hiç bulamayacağız.
Bir daha bir “millet”, bir “toplum” olamayacağız.
Ölülerimize bile başkaları sahip çıkacak.
Üzülmemek, kızmasak, öfkeden çıldırmamak elde mi?