Almanlar kaybetti diye kaybettik biz!
.
24 Nisan Ermeni ‘soykırımı’ yıldönümünde ya da ‘sözde soykırım’ gününde, size hangisi daha iyi geliyorsa bilmiyorum, tarihçi Ayse Hür’ün HDP’nin düzenlediği Ermeni Soykırımı konferansında ‘Ermeni soykırımının hatırlanmaması için 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı uydurdular’ dediğini yazdım Facebook ve twitter’a ...
‘Bir de burdan bakın isterseniz 23 Nisan’a’diyerek...
İlginç ve düşündürücü iddiaydı bu...
***
Ayse Hür diyordu ki ‘Ermeni soykırımının inkarı için her yol denendi, milli tarihlerin ve bayramların çıkış noktasının tarihi olay ve olguları yok etmeye yönelik bir tavrı var, 24 Nisan’ı da gölgelemek için 23 Nisan çocuk bayramı ve 25 Nisan Anzak günü parantezine aldılar.’
Sen misin bunu twitleyen…
Aman ne kızdılar yine... Kimler mi, bizim Türkler işte... Sen, ben, o...
***
Oysa üzerinde konuşulabilecek en azından tartışılabilecek bir iddiaydı...
Ama konuşmaya değil, kavgaya bayıldığımız için zayi oldu gitti ne yazık ki...
Ama gelen cevaplardan birini çok sevdim, ‘size göre de bir biz çekmedik, Türkler hiç zulüm görmedi mi’ demiş...
‘Çingeneler, Araplar, Kürtler, Ermeniler...Tamam anladık hepsi acı çekmiş... Peki ya biz?’ demiş.
Ben de düşündüm…
‘Biz Türkler de çok acı çektik mi’ diye.
***
Tabii ki çekmişizdir...
Her birimiz teker teker kimbilir ne haksızlıklardan , ne acılardan, ne zulümlerden geçtik ama ‘bunu bir ırk olarak yaşadık’ diyebilir miyiz?
Sanırım hayır...
Biz 600 yıllık koca Osmanlı’nın ‘mirasçısıyız’, biz hiç esaret yaşamadık.
Kendi topraklarımızda ‘efendi’ hep biz olduk… En ‘kalabalık’ ve en ‘güçlü’ hep biz olduk.
Onun için ‘çeken’ değil, ‘çektiren’ de biz olduk.
***
Hem, ‘bizi çok ezdiler, biz çok ezildik,’ dersek bunu gerçekten kabullenecek misiniz?
‘Bizler neler çektik’ diye hayıflanmaya bayılırız ama biri çıkar da bize acırsa, ‘ne çekicez, hepsini harcadık, mahvettik’ diye de böbürleniriz.
Savaşta bizden daha güçlü birilerinin olduğunu pek kabul etmeyiz.
Neticede savaşı bile ‘Almalar kaybettiği için kaybetmiş’ bir ırkız.
Öyle değil mi?
***
Çok derin bir tarihi olan bir ulusuz.
Böylesine derin bir tarih içinde acıya, kedere,ölüme, cinayete, zorbalığa, iyiliğe, başarıya rastlarsınız kaçınılmaz olarak.
Pirincin içinden taş ayıklar gibi tarihi ayıklayıp sadece hoşumuza gidenleri kabul etmeye kalkarsak, gerçeklerden korkarsak, sizce böylesine bir korkaklık bu kadar derin bir tarihe sahip bir ulusa yakışır mı?
Bir de bu açıdan bakın bence…
Belki o zaman her iddiayı tartışabileceğimize, korkmamıza gerek olmadığına siz de kani olursunuz.
Belki de 23 Nisan’ı Ermeni soykırımını unutturmak için uydurdular gerçekten...
Neden olmasın!