‘Toplumun gelişmesinde en büyük pay öğretmenindir’
.
MEF Okulları kurucusu Dr. İbrahim Arıkan, öğrencilere bilim ve teknolojideki gelişmeleri kavratmanın ve öğretmenin zorunlu olduğunu söyledi. Arıkan, toplumsal gelişme sürecinin en büyük sorumluluğunun öğretmenlere düştüğünü de vurguladı.
MEF Okulları kurucusu Dr. İbrahim Arıkan, günümüzde gelişen teknolojiye bağlı olarak eğitim kurumlarının görevlerinin neler olacağı hakkında bilgi verdi: Hiçbir insan uygar olarak doğmaz. İnsanın gelişip sosyalleşmesi, doğduğu günden başlayıp ömrünün sonuna kadar devam eden uzun ve zorlu bir süreçtir. İnsanın sosyalleşip gelişmesinde ve bir birey haline gelerek toplumsal hayatta rol almasında, aile ve toplum ne kadar önemliyse okuduğu okulu ve öğretmenleri de o kadar önemlidir. Bireyi etkileyen ve onun kişiliğini şekillendiren olayların en etkili olanı, bireyin aldığı eğitimdir.
Bugünkü küresel dünyamızda bir ülkede üretilen bilgi ve teknoloji, anında diğer ülkelere ulaşmaktadır. Ülkeler ve eğitim kurumları, bilim ve teknolojideki bu hızlı gelişmeye ayak uydurmak durumundadır. Bilim ve teknolojideki gelişme ve değişmenin etkisinde kalan toplumlar sadece eğitim alanında değil, sosyal ve ekonomik yönden de devamlı değişim göstermek durumunda kalıyorlar.
Bireylerin ve toplumların yeni teknolojilerle, yeni yaşam tarzına uyum sağlamalarını gerçekleştirmek de eğitim kurumlarına düşmektedir. Eğitim kurumları, bu görevlerini yerine getirebilmek için yeni eğitim metotlarına ve teknolojideki gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyorlar.
Okullar laboratuvar, teknolojik aletler ve bilgisayarlarla donatıldı. Dün lüks olarak görülen ders araçları, bugün lüks olmaktan çıktı. Hatta bir zorunluluk haline geldi. Teknolojik imkânların artışıyla birlikte derslerin programı, dolayısıyla programların içerikleri ve kapsamları da değişti. Toplumlarda yaşanan bilimsel ve teknik gelişmelerin sistematik bir biçimde okul çağındaki öğrencilere kazandırılması, onların toplum hayatına ve gelişen yaşam tarzına uyum sağlamaları ve toplumsal gelişmeleri özümsemeleri için gereklidir. Bu gerekliliğin sürdürülebilir bir biçimde yerine getirilmesi, öğrencinin nasıl öğreneceğini öğrenmesiyle mümkündür.
Esasen bu gereklilik, Türk Milli Eğitimi’nin de ana hedefleri arasındadır. Eğitim-öğretim sürecinin her kademesinde tüm öğrencilere bilim ve teknolojideki gelişmeleri kavratmak, öğretmek ve kullanılır düzeye getirmek zorunludur. Bunu da öğretmen başarabilir. Teknolojiden de önce, teknolojiyi öğretecek ve kullandıracak öğretmene ihtiyaç vardır. Toplumsal gelişme sürecinin en büyük payı ve sorumluluğu öğretmenlere düşmektedir.
Atatürk, öğretmenlere “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştireceksiniz” diyerek toplumda oluşması gereken objektif ve sistematik düşüncelerin önemini ifade etmiş, bunun sorumluluğunu da öğretmenlere vermiştir. Ulu Önder’in vasiyetini gerçekleştirecek öğretmen, kendi alanındaki tüm gelişmelerle dünyadaki ve ülkemizdeki bilimsel ve teknik gelişmeleri, ayrıca eğitim-öğretim metotlarındaki değişimleri takip eder.
Kültürel ve sosyal faaliyetlere katılır. Bilgiye ulaşmak için araştırır ve okur. Başarılı öğretmenlerin yaptıkları da budur. Bu özelliklerdeki öğretmenlere her toplumun ihtiyacı vardır. Bizim toplumumuzun ise daha çok ihtiyacı var. Yarım asra yaklaşan eğitim deneyimimi siz sevgili öğretmen arkadaşlarımla paylaşmak istedim. İnanıyorum ki, yukarıda söylediklerimi siz benden daha iyi biliyor ve uyguluyorsunuz. Bununla birlikte, bilginin ve deneyimlerin paylaşılmasında yarar gördüğümden bu bilgileri aktardım.