Şampiy10
Magazin
Gündem

Sadık Hoca yetkilileri uyarıyor!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Aşağıda ele aldığım maddeleri ÖSYM Başkanı Prof. Özer ile konuşmadım, çünkü onun alanına girmiyor. ÖSYM, çerçevenin içini doldurmakla yükümlü. Genel çerçeveyi, tasarımı YÖK çiziyor, içini ÖSYM dolduruyor. ÖSYM, sınavın uygulayıcısı ve değerlendiricisi; yani çerçevenin içini kaliteli bir şekilde doldurmak, ÖSYM’nin işi… ÖSYM çerçevenin içini, MEB’in kendisine verdiği enstrümanlarla, yani müfredatla doldurmaya çalışıyor. Şimdi ele alacağım, dikkat çekeceğim konular, ÖSYM’nin kapsamı dışında kalıyor…

ÖSYM Başkanı ile teknik konuları, uygulamayı, merak edilenleri ve kafama takılanları konuştum. Aldığım cevaplar, fazlasıyla tatmin ediciydi. Prof. Özer, her şeyi açık ve net bir biçimde açıkladı. Teknik konularla ilgili bir sıkıntım kalmadı…

Şimdi ele alacaklarım, doğrudan ana çerçeveyi çizenlerle alakalı. Kısmen eleştireceğim, kısmen dikkat çekeceğim, kısmen yol göstereceğim, kısmen de 23-24 Haziran’ın röntgenini şimdiden çekeceğim. YÖK, eleştirileri dikkate alıyor; öngöremediği veya alelacele karar verdiği bazı uygulamalardan vazgeçti. Eminim, YÖK bu önerileri dikkate alır…

PISA VE TIMSS DESTEKLENMELİ

TYT’de soruların içine gömülecek olan bu uygulama, kesinlikle desteklenmeli ve genişletilmeli. Kısa veya orta vadede, tüm testlerde bu modele geçilmeli. Adaylar edindikleri bilgileri kullanabilmeli, bağıntı kurabilmeli ve çıkarım yapabilmeli. Ezberden kurtulmanın tek yolu bu! Bu uygulama, bizim çocukların uluslararası sınavlarda başarı düzeyini kesinlikle yükseltir. Yıllardır bir kısır döngü içerisinde dolanıp duruyoruz; hep aynı sınavlar hep aynı soru kalıpları. Sistem sıkışıp kaldı, tıkandı. En azından yeni bir soluk gelecek, böylelikle sıkıştığımız kalıpların dışına çıkacağız.

TYT’DE SORU SAYISI DENGESİZ

TYT’de Türkçe ve Temel Matematik soruları 40’ar adet, fakat Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler testlerindeki sorular 20’şer adet. Neden böyle? Çok anlamsız! Tutarsız bir yaklaşım. Tamam, Türkçe ve Temel Matematik önemli, ama diğer iki ders önemsiz mi, ya da daha mı az önemli? Derslerin önem derecesini belirleyen, sadece soru sayıları mı? İki dersin soru sayılarının güdük kalması, hiçbir mantık kalıbına sığmıyor. Yalınlık ve sadelik , soru sayısının azaltılmasıyla sağlanmaz. Tüm testlerin soru sayıları eşitlenmeli, yoksa bunun bedelini sahada ağır öderiz. Soru sayısı azaldığı zaman, ölçmenin kapsayıcılığı düşer; ne kadar çok soru sorarsan, kapsayıcılığı daha rahat ölçebilirsin. Böylesi bir sınavda, büyük kitleleri etkileyen bir organizasyonda, hataları sonradan görme lüksümüz yok; sorunları önceden kestirmeli ve önlemimizi baştan almalıyız.

SINAV SÜRELERİ ADALETSİZ

İkinci gün uygulanacak sınavlarda süre açısından adaletsiz bir durum var; iki test çözen için de 180 dakikalık süre var, üç testi çözen için de aynı süre, dört testi çözen için de… Evet, ideali iki test, ama üç testi çözen neden daha az avantajlı oluyor? Bunun ciddi bir biçimde gözden geçirilmesi gerekiyor…

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Gelecek mesleki eğitimde!
  2. Canım acıdı!
  3. Formasyon konusunda kafalar karışık!
  4. Dikkatli olun!
  5. Destek ve sabır şart!
  6. Artık icraat zamanı!
  7. Uzman ne diyor?
  8. Tercihler hatalı mı?
  9. Bu nasıl bir ‘ek yerleştirme’dir?
  10. Demek yine bana hasret, bana yine hüsran var…

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.