‘Ölü tercih’e dikkat!
.
Adayın 8’nci tercihi 150 binden öğrenci alan bir bölüm, 9’ncu tercihi de 120 binden öğrenci alan bir bölüm olsun. Şöyle düşünelim: 150 bine giremeyen bir aday, 100 binlik bir yere girebilir mi, böyle bir şey söz konusu olmaz
Evet, hepimize kolay gelsin; yoğun ve zor bir sürece girdik. Malum olduğu üzre, konumuz tercihler...
Bir iki gün geçsin istedim, sorularınız netleşsin, fikirler birbiriyle çarpışsın, biraz da aklınız karışsın istedim ki, böylelikle söyleyeceklerim ilaç gibi gelsin...
O gün, bu gündür!
Aklınıza takılan, çelişkide kaldığınız noktalarla işe başlayalım...
- PUANLARI DEĞİL, SIRALAMAYI KULLANIN
Tercihleri yaparken puanlara bakmayın, yani kendi puanlarınızla tercih edeceğiniz bölümlerin puanlarını karşılaştırmayın, yanılırsınız! Çoğu aday şundan yakınır ‘Hocam, puanım tutuyor, sıralamada geriye düşüyorum, ne yapmalıyım?’ Puan değişkendir, yıldan yıla farklılık gösterir; Türkiye soru çözüm ortalamasına göre değişir, standart sapmaya göre farklılık gösterir, sınava katılan aday sayısı her yıl değişir vb. Bütün bunlar değişir de, sıralama değişmez ya da çok az değişir. Bu biiir...
- ÜST SIRAYA YAZMAK AVANTAJ SAĞLAR MI?
Hiçbir avantaj sağlamaz, uyanıklık yapmayın! Şöyle bir örnek vereyim: Bizim Haber Müdürü Öge ile benim tercih yaptığımızı var sayalım. Öge aynı bölümü birinci sıraya yazsın, ben de aynı bölümü 30’ncu sıraya yazmış olayım, şayet benim puanım Öge’den 0.001 puan yüksekse ve o bölüme de tek bir öğrenci alınacaksa, o ben olacağım, Öge açıkta kalmış olacak! Birinci sıraya yazmak şu anlama gelir: Ben en çok, birinci sırada orayı tercih ediyorum; son sıraya yazmak, diğerleri olmazsa, en son burada okuyayım. Anlaşıldı herhalde...
- KENDİ SIRAMIZIN NE KADAR ÜSTÜNDEN YAZALIM
Elinizi korkak alıştırmayın, ilk sıralara gönlünüzde yatan aslanı yazın. Aklınızda, gönlünüzde kalacağına, kağıtta kalsın! İlk birkaç tercihte uçun, nasıl olsa yerimiz dar değil, 30 tercih yapma hakkımız var, yerimiz dar olmadığına göre, yenimiz de dar olmasın. Diğer tercihler makul olsun, kendi sıramızın biraz üstü ve biraz altı olsun, böylece sıralamayı makul yere kadar indirelim. Diyeceksiniz ki ‘Hocam, kaçıncı sıraya kadar düşelim, garanti sıra nedir?’ Genel geçer, herkese uyan bir sıra yok, önce bunu belirtelim.
- PİŞMAN OLMAYACAĞINIZ YERE KADAR DÜŞÜN!
Bu sıra, herkesin kendisinin belirleyeceği bir sıradır. Örn: Bir adayın TM-1’deki sırası 190 bin olsun, bu aday ilk birkaç tercihini 90-100 binlerdeki yerlerden yapıyor, daha sonra genel sıralamasını 160 binlerden başlatıyor, ortadaki bloğu kendi sıralamasının biraz üstü ve biraz altından oluşturuyor, en son sıraya da (pişman olmayacağı) 220 binlik bir bölümü yazıyor. İşte, bu ideal bir tercih sıralaması oldu...
- YENİ AÇILAN BÖLÜMLER NEREYE YAZILIR?
Piyasadan bir örnek verelim: Diyelim ki bir ürün piyasaya yeni çıkacak, bu ürünün muadilleri vardır değil mi? Bu yeni çıkan ürünün kalitesi, özellikleri neyse, onun benzerleri vardır; işte, benzer niteliktekilerin fiyatı neyse, yeni çıkan da onlar gibi olacaktır, belki yeni çıktığı için fiyatı birazcık daha ucuz olabilir... Burada da aynı matığı işleteceğiz. YTÜ’de yeni bir bölüm açılsın, bu bölümün aynısının MÜ’de ve İÜ’de olduğunu varsayalım, YTÜ’deki de onlar gibi veya onlara çok yakın bir puana sahip olacaktır.
- ‘ÖLÜ TERCİH’ NEDİR?
Tercih listesinin herhangi iki sırasında bulunan tercihler arasındaki tutarsızlığa, ölü tercih denir. Konuyu bir örnekle açıklayalım: Adayın 8’nci tercihi 150 binden öğrenci alan bir bölüm, 9’ncu tercihi de 120 binden öğrenci alan bir bölüm olsun. Şöyle düşünelim: 150 bine giremeyen bir aday, 100 binlik bir yere girebilir mi, böyle bir şey söz konusu olabilir mi; mümkün değil, değil mi? İşte, ölü tercih, bu demektir; alttaki tercihle, bir üstündeki tercihin uyumsuzluğu demektir. Bu durumda, alttaki tercih boşu boşuna yer kaplayan bir tercihtir, aslında var, ama yok! Ara bu kadar açık olmamalı, makul düzeyde olmalı. Ne gibi? 150 binin altına 140 binin yazılması gibi; bu idare eder, bu ölü tercih olmaz...