İşin kolayına kaçmasak!
.
Önce gelen mektubu bir okuyalım, sonra üzerinde konuşuruz...
Sadık Bey merhaba,
“Puanlama açmazı!” başlıklı yazınızda dikkat çektiğiniz bir konuyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Aslında özel okulların ders notları dışındaki yeteneklere önem vermemesi sadece TEOG’la sınırlı değil. İlköğretim düzeyinde de aynı ilgisizlik sürüyor.
Bu yıl 6. sınıfa başlayacak olan kızımla ilgili deneyimlerimi paylaşmak istiyorum:
Daha önce okuduğumuz okula 4. sınıfta Konfüçyus Enstitsü sınavından aldığı (Çince’de intermediate seviyesine dek gelen) YCT 4 sertifikasını ibraz ettik, bilgileri olsun diye... Alıp dosyasına koydular, hafta sonu törenlerinde “güzel şiir okuma yarışmalarında” “falanca dershanenin deneme sınavında” derece alanlar onore edilirken, bizim çocuk es geçildi.
Aynı şekilde bir sınıf büyüklerle girdiği İngilizce Cambridge sınavında çok iyi bir derece aldı, ama bu bile okulun gözünde bir adım öne çıkmasını sağlamadı.
Üç yıl okul takımında yüzdü, şu anda haftanın 3 günü yüzmeye devam ediyor. Keman çalıyor, geçtiğimiz yıl bulunduğumuz ilçenin gençlik orkestrasına seçildi. Şu anda İngilizce, Çince, İspanyolca ve Rusça’yı anadile yakın bir düzeyde biliyor. Bu dillerin konuşulduğu ülkelerde cebinde yeterince para koyduğunuz takdirde, tüm günü sokakta geçirebilecek kadar iyi biliyor. Ama bunların hiç biri herhangi bir özel okulda burs almak için yeterli değil. Burs almak için testlerde kendinizi ispatlamanız gerekiyor.
Şu andaki okulunda yüzde 50 burslu olarak okuyor, ama bursu yukarıda yazdığım meziyetlerden ötürü değil, girdiği testlerde başarılı oldu diye verdiler. Aslında yukarıdaki başarılarından kısmen fedakarlık yapsak, burs oranının yüzde 100’e çıkması işten bile değil, ama biz seçimimizi yaptık, çocuğumuzu testmatik değirmeninde öğütmeyeceğiz.
Biz burada kaybeden gibi görünüyoruz, ama aslında kaybeden Türkiye. Spor yapmayan, dil öğrenmeyen ve sanatla ilgilenmeyen kuşaklardan bilim insanı çıkmayacağını söylemek için uzman olmaya gerek yok. Her sene üstüne yeni yeklediğimiz dış borçları, testmatik kuşağın ödeyebileceğini düşünenlerin ileride büyük hayal kırıklığı yaşayacaklarından eminim.
Aslında bu açmazın ana nedeni, üniversitelere kabuldeki kriterlerdir. Üniversiteler öğrenci kabulünde sınav haricindeki kriterleri kullanamadığı sürece, daha aşağıdaki eğitim kurumlarının sınav dışındaki kriterleri önemsemesini bekleyemeyiz.
Saygı ve sevgilerimle...
Yazı böyle... Velimiz ne güzel yazmış, ellerine sağlık. Güzel yorumlamış, kısa ve net; tabii anlayana veya anlamak isteyene... Öyle bir noktaya geldik ki, hayatta paradan başka, sınavda da puandan başka bir şeyi gözümüz görmüyor; her ikisinde de bencillik had safhada. Hep ‘ben’ veya ‘benim çocuğum’ diyoruz, kısa süreli mutluluklar, daha sonra uzun vadeli yıkımlar... ‘Ölü Ozanlar Derneği’ ibretlik bir roman, hiç olmazsa filmini izlemenizi öneririm, şimdiden izlemekte yarar var, çünkü tercih dönemine kadar ancak etki eder!
Bir başka önemli nokta da şu: Üniversite kayıtları bitti, burs başvuruları devam ediyor. Çeşitli dernek ve kuruluşlar, kendi kriterlerine göre adaylara burs veriyorlar. Orada bir husus dikkatinizi çekti mi? Hiçbir kurum veya kuruluş, vakıf üniversitelerini kazanan veya okuyan öğrencilere burs vermiyor! Neden? Orayı kazandıysa, bursa ihtiyacı yoktur, ionun için burs vermiyorlar... N’olur, ikolayına kaçmayın, biraz araştırın, soruşturun, bakalım gerçekten dediğiniz gibi mi, orada okuyan herkes refah imi okuyor?
Bir sonraki yazının konusu da bununla paralel olduğu için, şimdi kısmen değineceğim ve bu konuda sizin görüşlerinize de ihtiyacım var. Konu şu: MEB, özel okulları kazanan adaylara, belli kriterler çerçevesinde burs verecek. Güzel, doğru bir yaklaşım, onaylıyoruz; ancak anlamadığım bir husus var; burs verebilecek düzeyde olan MEB, neden kendi okullarına maddi destek sağlamıyor... Nedir o devlet okullarının çilesi, maddi sıkıntıları... Kapıdaki güvenliğin, çalışan görevlilerin maaşı, sigortası hep okul idaresi tarafından karşılanıyor, okulun temel giderlerinin (elektrik, su, ısıtma) haricindeki bütün giderler okul idaresinin üzerinde... Nasıl oluyor bu işler, nasıl yürüyor temel eğitim, adama sormazlar mı, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye...