Bu bölümleri tercih listelerinize yazın
.
Bugün yine geçerli, hatta çok geçerli mesleklerden söz edeceğim. Hani böyle gizli saklı kalmış kimsenin bilmediği mesleklerden değil, bilakis birçok adayın farkında olduğu bölümlerden söz ediyorum. Nedir bunlar? Söyleyeyim: Uluslararası Ticaret, Uluslararası İşletme ve Uluslararası Lojistik. Çocuklar, gelin siz beni dinleyin. Bu bölümleri tercih listelerinize yazın, asla pişman olmazsınız. Sora bana dua edersiniz. Bunlar asla ‘pas’ geçmemeniz gereken bölümler. Birçok aday bunun farkında. Bu bölümleri yazıyor.
İşletme mi, yoksa bu bölümler mi? Ne farkeder, öyle de olur, böyle de! Her ikisi de aynı kapıya çıkar. Ama demem şu ki, işletme geneldir. Yolunu sonra çizeceksin. Sonradan uzmanlaşacaksın. Bunlar özel bölümler yani bir özelliği olan bölümler. Diyor ki: Senin uzmanlık alanın şu. Ben sana bir ehliyet veriyorum, bu senin ehliyetin. Al yola çık!
İşletme, bir ehliyet vermiyor. Onu sonradan alacaksın. Üzerine bir şeyler koyacaksın. Ondan sonra yola koyulacaksın. Bu bölümler iyi hoş da bu bölümlerde iyi olmak gerekiyor. Nedir bu iyi olmanın koşulları. Şöyle: Yabancı dil, bu Allahın emri... Olmazsa olmaz, adı üzerinde ‘uluslararası...’ diyoruz. Eee, adının başında ‘uluslararası’ kelimesi geçiyorsa iyi bir yabancı dil bilgisi gerekecek. Aman buna dikkat edin. Bu bölümleri okurken, bu alandaki işyerlerinde çalışın, kendiliğinizden çalışın. Sizi staja göndermelerini beklemeden kendiliğinizden gidin. Üniversitede sadece öğrenci olmayın, okuduğunuz alanla ilgili işlere girin, kendinizi gösterin, görün, görülün. Bunları yaptığınız takdirde kimse sizin diplomanıza, diplomanızın adına, diplomanızdaki notunuza bakmaz, hatta bakmasına gerek kalmaz...
Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı ile ÖSYM Başkanı’nı yanına çağırdı. İnşallah ‘hayır haber’ çıkar. Ben, olayın başından beri böyle olacağını, böyle olması gerektiğini hep vurguladım ve şimdi dediğim noktaya geldik. Tahminimi söyleyeyim: Baraj 165’e düşer, tercihler de ayın 10’una kadar uzar. Bu, sadece bir tahmin!
Öncelikle sayın Cumhurbaşkanı’na duyarlılığından ötürü teşekkür etmek isterim ve kararın, çocuklarımızın okuması, üniversitelerimizin boş kalmaması yönünde çıkmasını isterim.
Ben olsam bir de n’apardım, biliyor musunuz?
Şu işaret parmağımı şöyle uzatarak, şu ilgili başkanlara bir de ‘hımmmmmmmmm’ derdim...
Her şeyi birbirine karıştırdınız!
BU çocuk, İstanbul’un en en iyi okullarından birinde okuyor. Yaşı küçük ama düşünceleri büyük. İsyan ediyor. Yok mu bu çocuğun sesine bir kulak verecek bir devlet büyüğü Sadık Bey!
Ben ... Lisesi 11. sınıf öğrencisiyim. Benim ve diğer okullardaki arkadaşlarımın OBP uygulaması nedeniyle mağduriyetimizin siz de en az bizim kadar farkındasınız. Size durumu anlatmak ya da şikâyet etmekten ziyade amacım yardım istemek.
Biliyorum ki, yıllardır eğitim sistemindeki aksaklıkları görüp bir çok arkadaşımıza bu karmaşıklık içinde yol gösterdiniz. 17 yaşındayım ve daha şimdiden bu ülkedeki adaletsizliklerle yüz yüzeyim. Ben bir yola çıkıyorum. Ailem, ülkeme yararlı biri olayım diye uğraşıyor. İyi bir lise kazanmam için ellerinden geleni yapıyorlar. 6. sınıftayken OKS kalkıyor yerine SBS geliyor. Çalışıyorum, iyi bir puan alıyorum. Ailem beni bin bir zorluk içinde, kendi şehrimdeki okullara göre yüksek puan aldığım için yatılı okula gönderiyorlar. Ve yine her şey allak bullak oluyor. Gerçekten bu büyük bir çıkmaz. 3 senedir burada iyi bir eğitim almak için didinirken, kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışırken pes edip memleketime mi döneyim? Annem babam öğretmen. İyi bir yeri kazanamazsam paralı okuyamam. Beni buraya kadar getirmek için yeterince uğraştılar. Ben de çok uğraştım. Şimdi hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Bir şeyler için çabaladıkça, arkadaşlarım çabaladıkça sürekli çelme takıldı. İleride bizden bu devlete güvenen, bu devleti seven bireyler olamamız beklenmemeli. Nasıl bir nesil yetiştirdiklerinin farkında değiller.
Elimden geleni yaptım bu zamana kadar. Fakat mezun olduğumda 15 puan kadar kaybım olacak. Puan kaybımı azaltmak için özel bir okula devam etmem gerekiyor. İşte adaletli eğitim sistemimiz... Dava açmayı düşünüyoruz. Bir işe yarar mı, yararsa kararın sürekliliği olur mu bilemiyoruz. Buradan bir milletvekiline durumu anlatmayı düşündük. Ancak siyaset karışırsa işin inada binme ihtimali de var. Sizden tecrübeli bir eğitimci olarak bu konuya dair yorumunuzu ve bize bir yol göstermenizi istiyorum.
CEVAP: Öncelikle şunu belirteyim: Biz, size layık olamıyoruz. Lafı hiç evelemenin gevelemenin bir anlamı yok. Küçücük yaşınıza rağmen, hayat tecrübeniz bizden az olmasına rağmen, aklınız ileriye geriye bizden daha iyi çalışıyor. 17 yaşına kadar darbe üstüne darbe yemişsin. Her seferinde toparlanıp tekrar yola koyulmuşsun. Fakat son öldürücü darbeyi hesaba katamamışsın. Küçük yaştan itibaren şunu öğretmeye çalışıyoruz: OYUN OYNANIRKEN KURAL DEĞİŞİR! Benim yapabileceğim tek bir şey var: O HAKLI SESİNİ DUYURMAK! Yerden göğe kadar haklısın. Ben başka ne diyeyim... Bu duruma neden olanlar, eserleriyle övünsünler. Bir temennim daha var: N’olur, bir an önce bizlerin yerine gelin, eminim işleri bizlerden çok daha iyi yapacaksınız. Siyasilerle görüşmenizin bir yararı olacağını sanmıyorum. Olayı Danıştay’a taşımakta yarar var. Bizlere düşen görev de olayın önemini kamuoyuna duyurmak. Seni yetiştiren annene ve babana teşekkürler, böylesine düşünceli bir çocuk yetiştirdikleri için...
SORULARINIZ VE YANITLARI
- B. Oktay: TM-1’de 80453’üncü oldum. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’ne girebilir miyim? Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi arasında kararsız kaldım. Yardımcı istiyorum.
CEVAP: İstanbul’un gündüz öğretimini yakalamaz. İstanbul (İÖ) olur. YTÜ de zor gözüküyor. Siz Marmara’yı kazanacaksınız. Bu alanlarda Marmara çok iyidir.
- H. Özmen: 2010’da mezun oldum. İYTE Moleküler Biyoloji ve Genetik’te bir sene okudum. Bu sene üniversite sınavına tekrar girdim. Tıp istiyorum. MF-3 başarı sıram 11390 ve 8000’lerden başlayarak Van da dahil olmak üzere neredeyse tüm devlet tıp fakültelerini yazdım. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi geçen sene 11.3000 ile kapatmış. Buranın tutma ihtimali nedir? Devlet tıplarının altına hangi özelleri yazmalıyım?
CEVAP: İnşallah olsun ama Yüzüncü Yıl sınırda. Bana sorsalar ‘hakkın’ derim. Ama durum böyle işte. Vakıf konusuna gelince... Koç, Acıbadem, İ. Bilim benim tercih listemde yer alırdı. Bu, sıralama veya puandan bağımsız bir değerlendirme, ‘okunur’ değerlendirmesi...