Şampiy10
Magazin
Gündem

Ufuk Uras haklı mı?

.

ABONE OL
Vatan Haber

İlginçtir, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın, partili diğer milletvekillerinin aksine Anayasa paketi oylamasının Salı günkü bölümüne katılıp 16. ve 17. maddeler lehine oy kullanması, nerdeyse, bir gün önce AKP’den 8 ila 12 milletvekilinin fire vermesi kadar etki yarattı. Neden böyle olduğu sorusunun yanıtını öncelikle siyasi iktidar-medya ilişkilerinde aramak lazım. Şöyle ki iktidar partisi Pazartesi akşamından itibaren 8. maddenin düşmesinin esas sorumlusu olarak BDP’yi ve BDP’lileri gösterdi ve kendi içindeki rahatsızlıkların çok fazla deşilmesini istemedi. Erdoğan’a yakın AKP Milletvekili Faruk Koca’nın listesi usta foto muhabirleri tarafından görüntülenmemiş olsaydı belki de AKP’li firecileri hiç konuşmayacaktık. Bu fotoğrafa, kulislerde yaşanan onca öfkeli itiraz ve kapışmaya rağmen fire meselesi büyük ölçüde kapanır gibi oldu. Tabii burada, oylamanın devam ediyor olması da birinci derecede etkili olmuştur. İşte bu noktada Uras’ın göstere göstere oyunu kullanması ve tavrını “Ergenekon’un sevinç çığlıklarını duydum” diyerek gerekçelendirmesi iktidar partisi için bir tür can simidi oldu.

Sanıyorum bu oylama sürecinde en zor durumda kalan isimlerin başında Ufuk Uras geliyor. Çünkü o sol hareket içinde “paket eksik, bu yüzden desteklenmeyi hak etmiyor” diyenlere karşı “paket eksik ama yine de desteklememiz lazım” diyen grup içinde yer alıyor. Kendisinin, “paketin düşmesi Ergenekon’un zaferi olur” sözü zaten durumunu çok iyi özetliyor. Öte yandan Uras, AKP’nin pakete yönelik eleştirileri pek ciddiye almadığını, hele BDP’den gelen önerileri kategorik olarak elinin tersiyle ittiğini de çok iyi biliyor ve iktidar partisinin bu “herkes konuşsun ama benim dediğim olur” tavrından hayli şikayetçi.

Kendisiyle ikinci turun hemen öncesinde konuştuğumda işte bu tavır nedeniyle BDP’nin kararının doğru olduğunu söylemiş ve olağanüstü bir değişiklik olmazsa oylamaya katılmayacağını söylemişti. Nitekim öyle oldu: Pazar ve Pazartesi günleri oy kullanmadı, fakat Salı o meşhur poz eşliğinde, sol kökenli Ertuğrul Günay ve Mehmet Domaç’ın alkışlarıyla oyunu kullandı. Daha sonra yaptığı açıklamadaysa paketin tümüne “hayır” oyu vereceğini söyledi.

İniş çıkışlı grafik

Kendisi tutumunun istikrarlı olduğunu söylese de, Uras’ın oylama sürecinde inişli çıkışlı bir grafik izlediği açıktır. Ama haksızlık yapmayalım, dört bir yandan gelen farklı baskılar nedeniyle durumunun hiç de kolay olmadığını kabul edelim. İşe Uras’ın BDP ile ilişkisini iredeleyerek başlayabiliriz. Bizim evdeki iki oy da Uras’a gitti. Ama kendisini TBMM’ye ben ve eşim Müge gibi seçmenlerden ziyade, DTP çizgisindeki vatandaşların göndermiş olduğu muhakkaktır. Nitekim Baskın Oran, aynı bölgede DTP kökenli bir bağımsız aday olduğu için yeterli oyu kazanamadı.

Uras seçildikten sonra DTP’lilerden, bir süre sonra da ÖDP’den ayrıldı ve yeni bir sol partinin kuruluş sürecine dahil oldu. Ne var ki DTP kapatılıp Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk yasaklı olunca, grup oluşturabilmeleri için BDP’ye katıldı. Uras’ın birçok konuda BDP ile farklı düşündüğünü biliyor ya da tahmin ediyoruz. Bunlardan biri de son Anayasa paketi. Uras’ın gönlünün, eleştiriyi bir an bile kesmeden paketi desteklemekten yana olduğunu kestirmek zor olmayacaktır. Ancak AKP’nin “BDP ile birlikte Anayasa’yı değiştiriyorlar” imajı yaratmamak için BDP’ye karşı onur kırıcı bir üslup takınmış olması sürecin doğal mecrasında akmasına engel oldu. BDP içinde Uras gibi paketi desteklemek gerektiğini savunanlar iyice zor durumda kaldı.

Kaygı ve haysiyet ikilemi

Başlıktaki soruya dönecek olursak, kafamda bunun yanıtı pek yok. Şu kadarını söyleyebilirim: Uras 8. maddenin düşmesi nedeniyle “Ergenekon’un zafer çığlıkları” nı duymuş olabilir, ama bu sırada AKP’lilerin ve onu destekleyenlerin, kendi içlerindeki firelerin üstünü örtüp BDP’yi tek sorumlu olarak gösterdiklerini ve onları “Ergenekoncu” ilan ettiklerini atlamış olmalı. Uras’tan, en azından, iktidar partisinin Türklerin kaygılarını gözetip Kürtlerin haysiyetini göz ardı etmiş olmasını hesaba katmasını beklerdim.

Son bir söz: Uras eğer, Salı değil de Pazartesi günü 8. madde için evet oyu vermiş olsa muhtemelen bu kadar yoğun tartışmalara neden olmayacaktı.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.