Sekiz soruda Cumhurbaşkanlığı seçimleri
.
- Erdoğan Cumhurbaşkanı olmak istiyor mu?
Kesinlikle. Onun bu arzusu daha 2007 yılında, Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin sonu yaklaştığında belli olmuş, fakat bazı siyasi hesaplamalarla Erdoğan, yerine Abdullah Gül’ü önermişti. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmak istemesinin özünde, sistemin geçmişte kendisine yaptığı kötülükler var. Devletin en yüksek makamına gelecek olan Erdoğan böylelikle köklü bir hesabı kapatmış, özellikle mahkûmiyetiyle birlikte kendisi için “muhtar bile olamaz” diyenleri mahcup etmiş olacaktır. Cumhurbaşkanının ilk kez doğrudan halk oyuyla seçilecek olmasının da onun bu arzusunu kamçıladığı muhakkaktır.
- Erdoğan 2007’deki gibi bu sefer de aday olmaktan vazgeçebilir mi?
Mümkün. Çünkü Gül’ün Çankaya’ya çıkmasının ardından AKP’de bir nevi yalnız kalan ve yetkilerin çoğunu kendisinde toplayan Erdoğan’ın sınırlı yetkilere sahip Cumhurbaşkanlığını tercih etmesi durumunda aklı hep Başbakanlıkta kalacaktır. Öte yandan sürekli altını çizdiği Gülen cemaatine karşı savaşa sahiden start verecek olursa bunu Cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanyasında ve seçilirse Köşk’ten istediği gibi yürütmesi kolay olmayacaktır. Kısacası, özel nedenlerle istediği Cumhurbaşkanlığından siyasi nedenlerle yine vazgeçebilir. Fakat bu sefer de vazgeçmesi hâlinde 5 sene daha beklemesi gerekeceği için tercihinin adaylıktan yana olması daha akla yakın geliyor.
- Erdoğan olmazsa AKP’nin adayı yine Gül mü olur?
Muhakkak. Bu konuda partililerin de Gül’ün de herhangi bir itirazı olacağını sanmıyorum. Gül varken AKP bünyesinden bir başka adayın çıkması iktidar partisinde kopmalara yol açar.
- Erdoğan aday olursa başbakanlığı Gül’e mi bırakır?
Muhtemelen. Daha önce Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in denediği, Başbakanlığa düşük profilli isimler (Yıldırım Akbulut ve Tansu Çiller) getirip hükümeti Köşk’ten kontrol etme planları hep fiyaskoyla sonuçlandı. Eğer Erdoğan da benzer bir formüle yönelirse benzer bir akıbete uğraması şaşırtıcı olmaz. Bu da tıpkı ANAP ve DYP’de olduğu gibi AKP’nin de çözülmesine yol açar. Dolayısıyla Erdoğan, çok istemese bile AKP’nin ve hükümetin başı için kuvvetli bir isme razı olmak durumunda ki bu açıdan akla gelen ilk kişi Gül.
- CHP ile MHP ilk turdan itibaren ortak aday çıkarırlarsa AKP’yi mağlup edebilirler mi?
Çok zor. Öncelikle son yerel seçimlerden hareket edersek bu iki partinin toplam oyu yüzde 50 etmiyor. Dolayısıyla AKP ve BDP tabanından da oy alabilecek bir aday bulabilmeleri lazım. Şu ana kadar telaffuz edilen isimler arasında böyle bir isimle henüz karşılaşamadık. Öte yandan bu iki muhalefet partisinin daha ilk turdan ortak aday çıkarmaları siyaseten çok doğru bir harekete benzemiyor. Bunun yerine eğer CHP MHP’nin, MHP de CHP’nin fazla itiraz etmeyeceği adaylarla seçime girerse, bunlardan en fazla oyu alıp ikinci tura kalacak olan aday diğer partinin seçmenlerinin de oyunu alır.
- BDP seçmeni AKP adayına mı yönelir?
Büyük ihtimalle. BDP’nin kendi gücünü ölçmek için bir aday çıkaracağını ve bu ismin ikinci tura kalmasının imkânsız olduğunu öngörebiliriz. Bu durumda BDP seçmeninin büyük çoğunluğunun, eğer Erdoğan ve Gül dışında, Kürtlerin antipatisini kazanmış bir isim söz konusu değilse iktidar partisinin adayına yönelmesi kimseyi şaşırtmaz. CHP ve MHP’nin Kürt sorununa, Kürt siyasi hareketine ve çözüm sürecine bakışları ortadayken bu tercihi uzun uzun gerekçelendirmeye gerek yok.
- Gülen cemaati, eğer aday olursa Erdoğan aleyhtarı kampanya mı yürütür?
Kesin değil. Normal şartlarda tabii ki cemaatin tıpkı yerel seçimler öncesinde olduğu gibi Çankaya’ya çıkmak istemesi hâlinde Erdoğan’ı doğrudan hedef alacak bir kampanya yürütmesi beklenir. Fakat hem yerel seçim deneyiminden çıkarılan dersler, hem de Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasının, cemaatin de hedeflemiş olduğu “Erdoğan’sız AKP” projesine bir şekilde kapı aralama ihtimali nedeniyle böyle bir strateji benimsenmeyebilir. Lakin eğer Erdoğan aynı zamanda başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemi getirmek isterse, işte o zaman cemaatten çok sert tepkiler, engellemeler ve yıpratma kampanyaları bekleyebiliriz.
- Erdoğan başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemi getirebilir mi?
İmkânsız gibi. Daha kendi grubunu yerel seçimleri öne almaya tam olarak ikna edememiş olan Erdoğan’ın bu Meclis’ten bu tür bir düzenleme çıkarabilmesi hayal olur. Eğer aday olur ve seçilirse, kendisi Köşk’e çıktıktan bir süre sonra yapılacak genel seçimlerle şekillenecek olan Meclis’i bu konuda ikna etmesiyse herhâlde hayalden de öte olur.